Yıldıray OĞUR
Sizce, Türkiye’de kaç kişi, 3 Nisan 2003 günü dönemin Başbakan’ı Abdullah Gül ile ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell arasında imzalanan ve yedinci maddesi “Irak’ın kuzeyinde olan ve sözümona ‘Kürdistan’ adı verilen kukla devlet, resmen ilan edildikten sonra, Türkiye tarafından da resmen tanınacak” (evet anlaşma maddesinde “kukla devlet” yazmasına rağmen) olan bir anlaşmanın varlığına inanıyor.
İnternette bu anlaşmanın yer aldığı sitelere, bu anlaşma üzerine Kemalist gazetelerde çıkan yazılara,Facebook sayfalarına, YouTube’daki tartışma programlarına bakılırsa yüzbinler.
Peki, sizce, kaç kişi Ergenekon soruşturmasının 5 Kasım 2007 tarihinde Beyaz Saray’da yapılanTayyip Erdoğan- George W. Bush görüşmesinde karara bağlandığına inanıyor?
Google’a, bazıları merkez gazetelerde çıkmış köşe yazılarına, yüzlerce video kaydına bakılırsa, milyonlar.
Peki, Sierra Leone’de unutulan Büyükelçi’nin dikkat çekip Türkiye’ye dönebilmek için bu ülkede ve çevredeki ülkelerdeki Ermeni Tasarılarını desteklediği yolundaki Zaytung haberini televizyonda uzun uzun gerçekmiş gibi anlatan, hatta Zaytung başkarakteri Ersin Özbükey’den Dışişleri Bakanı Müsteşarı olarak bahseden Banu Avar’a kaç kişi inanıyor? Kitap satış rakamlarına, konferans programına bakılırsa onbinler.
Türkiye’de en az 300 bin kişi güne en kibarı “Amerika’nın adamı Tayyip” başlıklı yazılar yazanEmin Çölaşan’ı ve Tokmak adlı bir başyazarı okuyarak başlıyor.
Yüzbinlerce kişinin kütüphanesinde ise Gül, Erdoğan ve Arınç’ın Ermeni, Yahudi, Rum şeriatçılar olduğunu yazan kitaplar var. Marketlerde, AVM’lerdeki kitapçılarda hâlâ komplocu ulusalcı yazarların kitapları bestseller raflarında.
Yüzbinlerce beyaz yakalı her gün bir vazife gibi Twitter ve Facebook’tan nefret suçu işleme şampiyonu bir yazarın yazısını paylaşarak işbaşı yapıyor.
Çoğu lüks semtlerde onbinlerce evin penceresinden 365 gün bayrak sallanıyor, kalpaklı Atatürklü bayrak, standart bayrağın satış rakamına yaklaştı.
Aralarında CHP liderinin, ünlü dizi oyuncularının, sanatçıların, gayet makul insanların da olduğu yüzbinlere göre Suriye meselesinde halkını bombalayan laik ve çağdaş Esed haklı, Sünni AKP, ABD’nin taşeronu olarak Suriye’yi karıştırıp, El Kaide’ye destek vererek mezhepçilik yapıyor.
Milyonlarca kişiye göre Erdoğan Genişletilmiş Ortadoğu Projesi’nin eşbaşkanı, Fethullah GülenCIA için çalışan bir Humeyni, liberaller Soros beslemesi ya da Amerikan ajanı, ordu, polis Fenerbahçe’yi de ele geçirmeye çalışan Cemaat’in elinde, darbeleri yargılayan davalar düzmece, Amerikan operasyonu, bu yüzyılın en büyük lideri olan Atatürk dünya anti-emperyalist mücadelesinin lideri, Che’nin çantasından Nutuk çıktı, Arap Baharı emperyalist bir proje, tüm dünya Türkiye’deki Kemalist rejimi yıkmak için AKP ile ittifak içinde.
Hadi diyelim bunlar marjinal Kemalistlerin ulusalcı saçmalıkları.
Peki, ya aynı büyük Cumhuriyet ailesinin daha utangaç elitleri, daha kısık sesle bu koroya katılanları, üzerlerine sosyal demokrat solcu-sosyalist maskeler takanları.
Daha birkaç ay önce CHP’nin demokratlaşmasına, değişmesine, yenilenmesinin işareti sayılan,Radikal’ın sosyalist yazarlarını bile CHP apolojistine çeviren yeni İstanbul İl Başkanı, önceki günkü 29 Ekim töreninde askere dönüp “Sizin koruyamadığınız Cumhuriyet’e biz sahip çıkıyoruz” diye bağırdı.
Birkaç hafta önceki Baro seçimlerinde hadi başkanı geçelim, İstanbul demokratlarının, solcuların, sivil toplum çevrelerinin adayı “türbanlı hâkime hayır”ı vaatleri arasında saymanın özgürlükçülüğüne bir halel getirmeyeceğini düşündü.
Mor ve Ötesi’nin, Bulutsuzluk Özlemi’nin, Moğollar’ın Cumhuriyet Bayramı konserlerine çıktığı,Grup Yorum’un Bağımsız Türkiye için konser verdiği, İnti İllimani’nin İşçi Partisi’nin 19 Mayıs kutlamasına geldiği, Kılıçdaroğlu’nun Che şapkası takıp, Muharrem İnce’nin “Safları sıklaştırın çocuklar. Bu kavga faşizme karşı hürriyet ve cumhuriyet kavgasıdır” diye cümleler kurduğu, askerî vesayet rejiminin ünlü Ankara temsilcisinin darbe davalarından yırtmak için AB ve hukuk devleti eksperdi kesildiği, Erbil’de F-16’ların üç beş bin evin camını kırmasını öneren savaşkan yazarların Esed’e karşı John Lennon’a döndüğü büyük Cumhuriyet ailesinden bahsediyoruz.
Bu büyük Cumhuriyet ailesinin, artık hepimizin altında yaşadığı ülkenin değil bir ideolojik muhalif duruşun adı olan “Cumhuriyet”in 89. yıldönümünü eylem talimatnamesinde “Kişiler arasında sohbet ya da sloganlara katılmamak gibi liberal davranışlardan kaçınmamız gerekir.” “Yumruk gösterisi yaparak örgütlü mücadelenin gücünü Cumhuriyet, vatan ve devrim düşmanlarına göstereceğiz.” “Davulcuyu gören halaya başlayabilir.” “Buluşma sırasında geleneksel ‘Hoşt Amerika’ gösterisi yapılacaktır.” “Seferberlik Buluşması’nın sembolü Kurtuluş Savaşı kağnılarıdır” gibi şeyler yazan, hükümete muhalefet için Suriye Devlet Televizyonu’nda Türkçe yayına başlayıp, Suriye’de hastanelerde yaralı Esed askerleriyle röportajlar yapan bir hareketin öncülüğünde kutladıklarını görmek emin olun hepimiz için çok öğretici olacaktı.
Ama maalesef Kemalistlerin 80 yıl önce kağnıları estetiği bozduğu için sokmadığı Ankara caddelerinde, 2012 yılında Kemalistlerin Cumhuriyet’i kutlamak için kağnı yürüttüğünü görmek nasip olmadı.
Çünkü polisin cebinden bir kaos planı ve çok sayıda biber gazı çıkıverdi. 89. yılında Cumhuriyet’i marjinalleşmekten iktidarın nükseden otoriterliği ve basiretsizliği kurtardı.
Kaderde ne yazıldıysa o. Artık kısmet 90. yıla...
Yazarlar
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUOtoriterliğe dair bir hukuk manifestosu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Enflasyon düşüyor, müsterih olun’ 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUNe de çabuk unutuluyor… Hatırlatıyorum… 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet, nasıl “devletimiz” olur? 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANDavalar, mahkemeler ve siyasi dizayn 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluTonlarca hurdanın akıbeti belirsiz, ihaleler tartışmalı, işlem yok: Karayolları kimleri zengin ediyo 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.06.2025
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025