Yıldıray OĞUR
Mehmet Baransu, Balyoz Davası’nda “askerî casusluk” gibi bir soruşturma kapsamında gözaltına alındı dün. Umarım suçlama bir gazeteci olarak Balyoz haberini bulması veya haberi yapması değildir. Yasalara ve Yargıtay kararlarına göre buradan bir suç çıkarılamaz.
Çıkarılırsa o haberin altında imzası olan üç kişiden biri olarak ben de suçluyum demektir bu.
İşte, yazdığı kitap yayınlanmadan tutuklanan Ahmet Şık da bu gerçeği dile getirmiş dün Twitter’da, şöyle demiş:
“O zamanlar Cemaat kadrosundan Taraf'ta, şimdi de itirafçı kadrosundan AKP medyasında tetikçilik yapan Yıldıray Oğur'un imzaları arşivde.
-Yani Yıldıray Oğur gazeteci ise Mehmet Baransu da gazeteci, yok eğer Baransu çete mensubu ise Oğur da çete mensubudur.”
Ergenekon üyeliğinden suçlanmış, bu yüzden mağduriyet yaşamış birinden, başka biri hakkında “cemaat kontejanı” diye iddialar ileri sürmeden belki bir özen beklenebilir. Ama Ahmet Şık’tan böyle şeyler beklenmeyeceğini tanıyanlar bilirler.
Nedir bu kontenjanlığın delili sorusuna bir cevap vermek zorunda değil tabii. Ali Fuat Yılmazer, Zekeriya Öz onun Ergenekonculuğuna hangi delilleri bulduysa ona benzer şeyler işte. Şık’ın zihnindeki Devrim Mahkemelerinin cemaatin özel yetkili mahkemelerinden bir farkı yok çünkü. Cumhurbaşkanı’nın uçağı Houston’a yakıt ikmali için inince çıkan ağır hasta dedikoduları için şöyle demiş biri var karşımızda: “Ölmesin! Küçücük çocukların, gencecik fidanların kanı eline bulaşan, soygunları din simsarlığıyla örten hiç kimse ölmesin. Hapse girecek!!!”
Daha önce de verdiği birkaç röportajda benim de hapse girmemi ne kadar istediğini açık etmişti. Gazetecilikten tutuklanmış biri, sevmediği gazetecilerin de gazetecilikten tutuklanmasını arzuluyor. Tuhaf bir arzu. Herkesi hapse atmak isteyen, haksız yere hapishanede yatmış birinin durumuna rahatça Silivri Sendromu diyebiliriz herhalde. Sahiden savcısına benzemek bu.
Bir ara o savcılara biz de çok benzemiştik. Ama Ahmet Şık’ın tutuklandığı haberini ilk duyduğumda şöyle bir tweet atmışım: “Mit'çi kozinoğlu ile onun Susurluk'ta haberlerini yapmış Ahmet Şık arasında bağlantı kuracak savcı, Mahmut Esat Bozkurt Hukuk Ödülünü alır.” Birkaç gün sonra da şöyle: “Bütün gazeteleri okudum, satır aralarına sızmış tüm bilgi kırıntılarını. Henüz Ahmet Şık ve Nedim Şener'in neden tutuklandığını anlayamadım.”
Sonraki günler o savcıların söyledikleriyle karışan kafalar, ama neyse ki onu Ergenekoncu ilan etmemişim, benim için uygun gördüğü tutuklama gerekçesi kadar saçmalamamışım.
Tekrar olacak ama: “Yani Yıldıray Oğur gazeteci ise Mehmet Baransu da gazeteci, yok eğer Baransu çete mensubu ise Oğur da çete mensubudur.”
Bunu herhalde Balyoz haberinin altındaki üç imzadan biri olduğum için söylüyor. Haber yapmak demek suç. Kendisini tutuklatan savcılara fazla benzemek tam da bu…
Haberin altındaki diğer imza haberin kaynağı, cd'leri gazeteye getiren, bizim (en azından benim) bütün Türkiye ile birlikte savcılığa teslim edildiğinde gördüğüm bavulun esas sahibi Mehmet Baransu’nundu. Peki ya üçüncü imza kimindi? Taraf’ın o dönemdeki Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Yasemin Çongar’ın.
Ahmet Şık herhalde anti-AKP koalisyonunda müttefiki, mükemmel Gezi insanlarından biri olduğu için onun beraatine karar vermiş. Adaletin bu zirvesine onu tutuklatan Ali Fuat Yılmazer-Zekeriya Öz-Mehmet Karababa üçlüsü bile çıkamamıştı.
Ayrıca haberin yayınlanma kararını veren kişi de yine Gezi’den müttefiki Taraf’ın Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan’dı. Ne tesadüf ki Ahmet Şık’ı Ergenekoncu ilan etmiş cemaat gazetecileri de eski alışkanlıkları nüksedip Baransu gibi benim de evimin aranmasını talep ederken bu iki ismi özenle atladılar. Herhalde onlara Ekrem Dumanlı’ya destek bildirisinin imzacıları olarak iyi halden af çıktı.
Aman yanlış anlaşılmasın, ben her iki ismin de bu haberden dolayı suçlu tutulabileceğini düşünmüyorum. Önümüze gelen üç cd'ye, haberi getiren muhabire inandık, haberi yaptık. Haberi yaparken sahte olduğunu düşünmedik. Zamanla ortaya çıkan sahtecilik iddialarına fazla kulak asmadık. İtiraf etmeseler de onların suçlarının da kullanışlı aptallıktan ileri olduğunu düşünmüyorum.
Tabii kullanışlı aptallık, sahte olduğu ortaya çıkan bir belgeyi haber yapmak, TCK’da çete mensubu olmak, evinin aranması ve gözaltı nedeniyse gerçeğin ortaya çıkması için hepsine gönüllü olmaya hazırım. Balyoz planını haber yaparken payıma Plan Semineri’nin ses kayıtlarını dinleyip, haber yapmak düşmüştü. Haberin ses kayıtları üzerine oturtulmasını savunmuş, ilerleyen zamanlarda ortaya çıkan bazı sakatlıklarla ilgili şüphelerimi gazete yönetimine bildirmiş biri olarak içim rahat demeyi çok isterdim. Ama değil. Aralarında Ahmet Şık’ın çalıştığı Radikal’in de olduğu bütün medyanın haftalarca manşetlerinde yer almış, üzerine Hasan Cemal’in kitap dahi yazdığı Balyoz planı haberi hepimizin tarihinde büyük bir utançtır. Bu demek değildir ki Balyoz’da ortada bir suç yoktur. Plan Seminer’i baştan aşağı suçtu ve onu yargılamak yerine, bu şüpheli, üretilmiş olduğu zamanla ortaya çıkan belgelerle kurgulanmış bir planı yargılayan savcılar sadece hukuka değil, darbecilerin yargılanması taleplerine de ihanet ettiler.
O yüzden bu sahteciliği kimin yaptığının bulunması için elimden geleni yapmaya, bildiğim her ne varsa paylaşmaya hazırım.
Bu suç, bir gazeteciyi çete üyesi, cemaat kontenjanı ilan etmeye yetiyorsa Ahmet Şık’ın da suç ortaklarımızın biri olduğunu hatırlatmak isterim. Nokta dergisinde yaptığı askerî kökenli haberlerin kaynağının “çete” olmadığını düşünmüyordur herhalde. Hatta onun cemaatle yakın markaj çalışan mecmua tecrübesi benden de fazla. O çetenin en son ve en büyük operasyonu 17/25 Aralık’ın sözcülerinden, İstanbul Emniyeti muhabirinin Hatay’da durdurulan MİT tırını haber yaptığı, Yarsav’ın cemaatçi olmadığı haberlerinin yapıldığı Radikal. Ve son olarak cemaat polis ve savcılarının sesi Cumhuriyet. Son yaptığı Türkiye’yi IŞİD’le iş birliği içinde göstermeye çalışan haberlerin kaynağını, Niğde’deki IŞİD soruşturmasında, Hatay’daki Türkmenlerin ses kaydının ne işi olduğunu bir düşünsün bakalım.
Maalesef aynı çetenin mensuplarıyız. Geniş bir çeteyiz ama. Geçtiğimiz beş yıl da bu çete tarafından kullanışlı aptal olarak kullanılmamış gazeteci bulmak zor. Hatta bazı cemaat medyasındaki arkadaşların bile suçu kullanışlı olmaktan fazlası değil bence.
Ahmet Şık, son sürüm kullanışlı aptalları görmek isterse, bu çetenin son soruşturması olan 17/25 Aralık’taki her şeyin üzerine atlayan bütün sızıntıları haber yapan gazeteci arkadaşlarıyla konuşabilir. Daha fazla bilgi için de, o polislerle sık sık buluşan, röportaj yaptığı cemaat savcısına ikna edici olsun diye yeni bir temiz biyografi yazacak kadar kullanışlı olan gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni’ne sorabilir.
Yargılandığı davada arkasında duracak kadar yakınındalar, muhakkak, benden daha fazlasını anlatacaktır…
Ayrıca mağdurların mağrurluğu en çekilmezidir…
Dokunan sadece yanmıyormuş demek, etkileniyormuş da…
Yazarlar
-
Akif BEKİBahçeli'nin doldurduğu öbür boşluk 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBahçeli haklı: Ok yaydan çıktı bir kere… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSırada Nijerya mı var? 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDemirtaş’a tahliye 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanDemirtaş kararı sonrasında iktidar ‘Terörsüz Türkiye’ sınavında… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAAİHM Kararı Kesinleşti; Demirtaş’ın Özgürlüğü, Demokratik Cumhuriyetin Vicdanıdır... 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZHak, özgürlük mücadelesi – Devletin güvenliği siyaseti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUZombileşmiş bir toplum 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSiyasetin altın kuralını unutanlara hatırlatırım 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Öcalan misyonu” 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENTam 16 yıldır beklenen samimiyet! 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜREmniyet’in yazısı ortaya çıktı! Bahis baronu nasıl kaçtı? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTYüzde altmış, üç yüz kişi mi? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciFiyatı zengin siyaseti de fakir belirliyor 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYapay zekâya yatırım yapılıyor, ekonomiyi değiştiriyor ama insanlar neden daha yalnız hissediyor? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyonun maliyeti daima enflasyonla mücadele maliyetinden büyüktür 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMünfesih terör örgütü 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞMUHALEFETTE “DEĞİŞİMCİ”, 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEGemi batarken… 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt siyasetinin eleştirisi: Pragmatizm ve “kutsal liderlik” arasında sıkışmak 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLU31 Mart’tan 19 Mart’a neler değişti? 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERMea Culpa 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan'Casusluk' dosyasında ne var? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025
8.10.2025
6.10.2025
4.10.2025