Ahmet ALTAN
Yıllardan beri hapiste olan Öcalan, şu sıralarda iki yandan da çelmelenmesine rağmen barış için en doğru önerileri getirip, en doğru eleştirileri yapıyor.
Devletle müzakereleri sürdürürken, bu müzakerelerin anlamlı bir sonuca ulaşabilmesi için iki tarafın da yapması gerekenleri son konuşmasında net bir şekilde ortaya koyuyor.
Ama hem Türk politikacıları hem de Kürt politikacıları “kısa vadeli” çıkarlarını öne çıkararak bu “müzakerelerin” olumlu sonuçlanmasına yardımcı olmaktan kaçınıyorlar.
Öcalan’ın AKP ile ilgili eleştirileri çok net.
Diyor ki, “Biz görüşmelere başlarken ‘ölümler, tutuklanmalar olmayacak’ diye anlaşmıştık. Ölüm de olmayacaktı, operasyonlar, tutuklamalar da olmayacaktı, taş da atılmayacaktı. Ancak bunlara uyulmadı. Hükümet bu kadar gözaltı, operasyonlar yapıyor. Hükümet bunun açıklamasını yapmak zorundadır.”
Çok haklı eleştiriler bunlar.
Dersim’de askerî operasyon yapılmasının, yedi gerillanın öldürülmesinin, Kürt siyasetçilerinin tutuklanmasının hiçbir açıklaması yok.
Hem Öcalan’la müzakereye oturuyorsunuz hem de bu müzakereler sürerken, Öcalan’ı çok zor durumda bırakacak şekilde operasyonlar düzenliyorsunuz.
Bunun anlamı ne?
Niye yapıyorsunuz?
Neden sürekli olarak tutuklamalar gerçekleştiriyorsunuz?
Bu ülke barış için Apo’ya muhtaç.
Şu anda Öcalan dışında Kürt tarafında “barış” yapma kudretine sahip bir tek insan bile yok.
“Barış” ancak büyük liderlerin yapabileceği, uzun savaşlardan sonra taraftarlarına kabul ettirebileceği bir iş.
Amerikalıların yakalayıp teslim ettiği Öcalan’ı sanki yenmiş gibi davranmanın, kibirli açıklamalarla onu yok saymaya kalkmanın bir anlamı yok, gidip o insanla müzakere masasına oturuyorsan gereken saygıyı göstermek, verdiğin sözleri tutmak zorundasın.
Müzakere ettiğin insanı, müzakere sırasında operasyonlar düzenleyerek niye çelmeliyorsun?
Öcalan’a tek çelme Türklerden gelmiyor.
Kürtler de çelmeliyor onu.
O yüzden zaten özellikle BDP’yi çok sert eleştiriyor Öcalan.
“Demokratik siyaset anlaşılamıyor ve yapılamıyor. Biraz demokratik siyaset anlaşılsaydı, halkın içinde, örgütlerde çalışılırdı, yanlış durumlarla karşılaşılmazdı. Vekil olarak onore edilmek istenenlerin de yapması gereken buydu. Yoksa atama usulüyle vekil olunmaz. Bu anlamda dillere destan bir küçük burjuvalık söz konusudur. Demokratik siyasetin kanallarını sonuna kadar açtığımız halde bu durum halk için değerlendirilemiyor” diyor.
Asıl eleştirilerini seçimlerden sonra yapacağını söyleyerek ekliyor:
“Demokratik siyasetin doğru temelde yürütülmesi halinde daha büyük gelişmeler olacağını düşünüyorum. Yapılması gereken çok fazla bir şey de değil, sadece yoksul halka demokratik siyaset kanalları açmaları, örgütlenmeleri yeterlidir.”
Bu eleştirileri haklı değil mi?
Bu seçimlerde BDP’nin önünde geniş bir yol açılmış, kendi dışından insanları da ikna ederek temsil kabiliyetini güçlendirmiş, bu şartlarda bu partinin ciddi bir “siyasi” çalışmayla sadece Güneydoğu’dan değil büyük şehirlerden de oy toplama ihtimali çok kuvvetli.
Biz, BDP’den siyasi projeler, planlar duyuyor muyuz?
BDP halkın içinde Öcalan’ın önerdiği gibi ciddi siyasi çalışmalar yapıyor mu?
Görebildiğimiz kadarıyla BDP’lilerin hepsi değilse de çoğunluğu “sertlik ve tehdit” üstüne kurulmuş bir üslup kullanarak, kendilerine oy vermesi çok muhtemel kitleleri kendinden uzaklaştırıyor.
Şimdi açıkça konuşalım, kimin Öcalan’dan daha fazla “sert” olmaya hakkı var?
Silahlı mücadeleyi başlatan o, yöneten o.
Bugün “Etnik milliyetçiliği doğru bulmuyorum” diyen de, “Demokratik siyasetin yolu açık, gidin halkın içinde çalışın” diyen de o.
Ben Kürtler arasında Apo’yu “yüceleştirenler” olduğu kadar onu alabildiğine eleştirenler olduğunu da biliyorum.
İster yüceltin, ister kızın ama bu insanın hakkını verin.
Otuz yaşında başladığı mücadeleyi otuz yıl sürdürdü, bugün altmış yaşında, şu son konuşmasından açıkça görüldüğü gibi savaşı başlatan lider olmanın yanı sıra “barışı” getiren lider de olmayı istiyor ve bunu istemeye hakkı var.
“Ya müzakere, ya kıyamet” dediğinde bunu sadece bir tehdit olarak görmeyin, Öcalan’la müzakerelerde olumlu bir sonuca ulaşamazsanız, Kürt meselesinin onsuz gidebileceği yerleri iyi görün.
Apo’yu çelmelemeyin, onu dinleyin, geleceğin hatırına geçmişin öfkelerini unutun.
Bu ülkeden de bir Mandela çıkarsa bu hem Kürtlerin hem Türklerin lehine olur.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları

























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2020
21.01.2020
6.02.2019
28.11.2019
23.11.2019
11.11.2019
21.03.2020
25.09.2018
19.09.2018
26.08.2018