Ahmet ALTAN
“Bir toplumda en önemli şey nedir,” derseniz, “insan malzemesi” derim.
Bir toplumda en zor değişen şey nedir derseniz, cevabım gene aynı olur.
“İnsan malzemesi.”
Bir toplumun omurgasını, o toplumun insanlarının içinde yetiştiği kültür, gelenekler, o insanların sahip olduğu değerler, alışkanlıklar, “ayıp” duygusu, utanma nedenleri, itiraz etme gücü sağlayan ortak güven, düşünce özgürlüğü ve tek başına var olabilme kudreti oluşturur bence.
Sadece, bir toplumda insanların neden “utandığını” ve neden “utanmadığını” incelemeniz bile yeter o toplumun röntgenini çekmeye.
Bizde bir “merkez medya” vardı biliyorsunuz, kolu kanadı kırılmış bir biçimde hâlâ da var.
Bu medya, asla ordu aleyhine, generaller aleyhine haber yapmazdı.
Paşaları asla eleştirmezdi.
Askerin hata yapabileceklerini asla kabul etmezdi.
Genelkurmay’la ilgili belgeleri asla yayınlamazdı.
Ordunun darbeciliğini, en çok medyanın bu yardakçılığı besledi.
Eleştirilmeyeceğini, deşifre olmayacağını bilmek, generallerin cüretini arttırdı.
O medyanın yöneticileri, orduya yaltaklanmaktan hiç utanmadılar.
Bunu bir ayıp olarak görmediler.
Askerî vesayete karşı direnecek bir güce ve güvene hiç sahip olmadılar.
Neredeyse bütün Cumhuriyet tarihimiz, medyanın bu teslimiyetçiliğiyle geçti.
Şimdi yeni bir dönem yaşıyoruz.
Askerî vesayet geriletildi.
Halk iradesi siyasete yansıyor.
İktidarda güçlü bir parti var.
Aynen Genelkurmay’ın çevresinde kümelenen “eski merkez medya” gibi “yeni merkez medya” da bu iktidarın etrafında kümeleniyor.
Ve, bu büyük değişimin altından korkunç bir gerçek çıkıyor.
“Merkez medyaların” etrafında kümelendiği “güç” değişmiş ama “merkez medyaların” hastalıkları aynı.
Eski merkez medya nasıl Genelkurmay Başkanı’nı asla eleştiremezse, bu yeni merkez medya da iktidarı ve Başbakan’ı eleştiremiyor.
Başbakan’la ya da iktidar partisiyle ilgili bir tek eleştirel haber yapamıyor.
Eski merkez medyanın “Genelkurmay’ı eleştirenlere” saldırması gibi, bu yeni merkez medya da Başbakan’ı eleştirenlere saldırıyor.
Durum değişmiş ama medyanın insan malzemesi, hastalığı, “utanma ya da utanmama” alışkanlığı aynı kalmış.
Başbakan’la televizyonda konuşan bazı gazetecileri izlerken, onların halinden siz utanıyorsunuz ama onlar utanmıyor.
Güçlü karşısında yaltaklanmak onlara ayıp gelmiyor.
Eski merkez medya için “güç” paşalarken, yeni merkez medya için de “güç” Başbakan ve hükümet, “gücün” karşısında boyun eğmek, o güçle iyi geçinebilmek için kıvranmak, itiraz etmekten korkmak bu medyaların ortak özellikleri.
Birbirlerine düşmanlar, birbirleriyle ölesiye dövüşüyorlar ama birbirlerine de tıpatıp benziyorlar.
Anlıyorsunuz ki onlar bir “yapının” değişmesini istemiyorlar, onlar o “yapının” sahibinin değişmesi için uğraşıyorlar.
Biri askere tapınıyor, diğer Başbakan’a.
Yapıda “mekanik” değişiklikler sağlayabiliyorsunuz ama “insan malzemesini” değiştiremiyorsunuz.
Üstelik bu sadece Türk medyasıyla ilgili de değil.
Kürtlerin “merkez medyasına” baktığınızda da aynı “boyun eğmişliği” orada da görüyorsunuz, asla PKK’yı eleştiremiyorlar.
PKK, ne yaparsa yapsın Kürtlerin “merkez medyasında” tek eleştiri yer almıyor.
“Kâğıt parçası” diyen generale, heykel yıktıran Başbakan’a, bombayla kadınları parçalayan PKK’ya bağlı, onları asla eleştirmeyen, birbirlerine alabildiğine düşman ve birbirlerine alabildiğine benzeyen üç medyamız var şimdi.
Fikirleri, inançları, ırkları farklı ama “insan malzemesi” aynı.
Düşman olduklarını eleştirme özgürlüğüne sahipler ama bağlı olduklarını eleştirme özgürlüğüne sahip değiller.
Ama iş burada bitmiyor.
O medyaların etrafında kümelenenler de kendi medyalarının yaptığını ayıplamıyor, bunu utanç verici bulmuyor, aksine bu itaatkârlığı, bu ezilmişliği, bu bağımlılığı alkışlıyor, dahası bunu talep ediyor.
Askerî vesayeti geriletebilirsiniz, yeni bir başbakan bulabilirsiniz, Kürt meselesini çözebilirsiniz ama bu “anlayışı”, bu “çarpılmayı”, bu “insan malzemesini” nasıl değiştirirsiniz?
Bu insan malzemesiyle kalkınabilirsiniz, zenginleşebilirsiniz ama gelişemezsiniz, yaratıcılığı besleyemezsiniz, estetik değerleri yükseltemezsiniz, özgürleşemezsiniz.
Zenginleşebilen, sahibini değiştirebilen ama kölelikten asla kurtulamayan, köleliğinden memnun köleler olarak kalırsınız.
Bu kısır döngü nasıl kırılır tam bilmiyorum ama...
Bunu kıracaksak sanırım önce medyadan başlamamız gerekecek.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları

























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2020
21.01.2020
6.02.2019
28.11.2019
23.11.2019
11.11.2019
21.03.2020
25.09.2018
19.09.2018
26.08.2018