Ahmet ALTAN
Wikileaks belgelerini okurken beni en çok şaşırtan gerçeklerden biri, daha sonra Özden Örnek’in günlüklerini Nokta Dergisi’nin yayımlamasıyla kalabalıkların öğrendiği olayları aslında Ankara’da birçok insanın bildiğini görmem oldu.
Amerikalı diplomatlarla kokteyllerde, yemeklerde, davetlerde karşılaşıp ayaküstü konuşan siyasetçiler, akademisyenler, diplomatlar, askerler, gazeteciler, o sıralarda generallerin nasıl Genelkurmay Başkanı’na karşı tavır aldıklarını, “derin devletin” AKP’yi denetim altında tutmak için neler yaptığını, ordu içindeki gruplaşmaları en ince ayrıntılarına kadar biliyorlar.
Böylesine açıkta dolaşan bilgiler elbette gazetelere de geliyor.
Ama gazeteler o bilgileri halka aktarmıyorlar.
Tam aksine, bir “baraj” gibi o bilgileri tutup biriktirerek halktan saklıyorlar.
Hiçbir gazetede, bir başka gazetenin o “bilgileri” haberleştirerek kendisini “atlatacağına” dair bir endişe yok, hepsi bu bilgilerin “hiçbir gazete tarafından” kullanılmayacağına emin.
Niye hep beraber halktan gerçekleri saklıyorlar?
Bunun birçok nedeni var.
İlk akla gelen, korkaklıkları.
Generallerden korkmak neredeyse Türklerin “milli” duygusu.
Bu korku, topluma da “generalleri yücelten” başlıklarla yayılıyor, “koskoca” generaller, gazete manşetlere bakılırsa hiçbir zaman konuşmuyor, her zaman “kükrüyorlar”, siyasetçileri azarlıyorlar, ülkenin nasıl yönetilmesi gerektiğine dair kesin emirler veriyorlar.
Korku kadar önemli ikinci neden, aynen generaller gibi “halk iradesini” küçümsemeleri.
Ülkeyi “halkın isteklerine” göre yönetmek onlara da saçma geliyor.
Gazeteciler, en azından “zihnen” devletin bir parçası durumundalar.
Üçüncüsü, gazetecilerin çoğunluğunun, generallerin “AKP nefretini” paylaşması.
Dördüncüsü, “ordu siyasette güçlü olduğu sürece” generallerle işbirliği yapıp sivil hükümetleri sıkıştırarak, siyasetçilerden birçok çıkar sağlamaları.
Onun için ordunun siyasetteki gücünün kaybolmasını hiç istemiyorlar.
Aslında, devlet-gazeteci işbirliği bizim cumhuriyetin tipik özelliklerinden biri, sadece son döneme mahsus değil, uzun yıllardan beri sürüyor.
Bunun kırılmasının ilk adımları Turgut Özal’ın döneminde atılıyor, Anadolu, devletle iş yapmadan, dünyaya açılarak zenginleşme dönemine giriyor.
Muhafazakâr işadamlarının zenginleşmesi, güçlenmesi “devlette ve gazetelerde” tedirginlik yaratıyor elbette, Özal gazeteler tarafından kıyasıya hırpalanıyor ama gene de bunun yaratacağı toplumsal değişimleri pek fark edemiyorlar.
Generaller ise toplumdaki değişimleri hiç algılamıyorlar.
Zaten, “halk iradesinin bir önemi yoktur” inancı, bütün sırların halktan saklanması, halkın sürekli kandırılıp sindirilmesi, generallerin gerçekleri görmemesi nedeniyle ardı ardına yaptıkları hatalar sonucunda kırılıyor.
En büyük hataları, cumhurbaşkanlığı seçimlerine karışmaları, pervasızca AKP’yi ve seçmenlerini korkutmaya kalkmaları oluyor.
27 Nisan muhtırası karşısında Başbakan Erdoğan’ın ve AKP’nin dik durması ve müthiş bir manevrayla seçimlere gitmeleri, generallerle halk iradesinin sandıkta yüz yüze gelmesini sağlıyor.
Ve, generaller de, onları destekleyen medya da büyük bir yenilgi yaşıyor.
Sonra Taraf gazetesi çıkıyor.
Darbe planları, cuntalar, fişlemeler, karakol baskınlarındaki ihmaller, 33 asker olayındaki karanlıklar, JİTEM, Ergenekon birer birer haberleşiyor ve halk gerçekleri görmeye başlıyor.
İlk önceleri biraz ürküntüyle izleseler de, daha sonra diğer gazeteler de Taraf’ın açtığı yola girip benzer belgeleri yayımmaya başlıyorlar.
Bugün artık “sırların” halktan saklanması söz konusu değil.
Generaller bunu öğrendi, gazeteciler de öğrendi.
Sanırım siyasetçiler de öğrenecek bunu.
Kılıçdaroğlu, gizli ilişkilerinin ne kadar çabuk deşifre edildiğini bizzat yaşadı, bir daha hiç kimseye kurulacak tuzak için “yeşil ışık” yakacağını sanmam.
AKP de, Sayıştay Yasası’nın maddeleri arasına saklanan gerçeklerin halk tarafından çok çabuk değerlendirildiğini anladı.
Medya “barajı” yıkılıyor bu ülkede.
Gerçekler hayatımızın içine akıyor.
Gerçeklerden korkacak işler yapanları bu yeni anlayış bir sel felaketi gibi sürükleyip götürecek, gerçeklerden korkmayacak bir dürüstlükle duranları ise dev bir sörf dalgası gibi zirveye taşıyacak.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2020
21.01.2020
6.02.2019
28.11.2019
23.11.2019
11.11.2019
21.03.2020
25.09.2018
19.09.2018
26.08.2018