Alper GÖRMÜŞ
Eski Hava Kuvvetleri Savcısı ve Balyoz davası sanığı Hâkim Albay Ahmet Zeki Üçok’un Twitter’dan yaptığı, “Darbe sonrası başlatılan kaos süreci engellenemezse, emir komuta zinciri içinde bir darbe olacağı” uyarısı medyada geniş bir yer buldu, sosyal medyada ise tepkiyle karşılandı... Arada Üçok’un samimi bir uyarıda bulunduğunu söyleyenler de vardı ama, çoğunluk bunun bir “tehdit” olduğu kanaatini taşıyordu.
Ahmet Zeki Üçok’un tweet’leri şöyleydi:
“Darbe sonrası KAOS süreci başlatılmıştır. Güneydoğu, Irak, Suriye’den şehitler. Şehirlerdeki kanlı eylemler. Ekonomik baskılar. Suikastlar. Birlik olalım.
“KAOS süreci ülkede iç çatışma ile beraber kanlı bir kalkışma ortamı yaratacak ve TSK emir komuta zinciri içerisinde yönetime el koyacaktır.
“Birlik herkesi kucaklamak ve farklılıkları kabullenmekle mümkündür. Ülkenin birlik ve beraberliğini sağlama sorumluluğu Cumhurbaşkanına aittir.
“Kaos ve darbe süreci ancak birlik ve beraberlikle aşılabilir. Cumhurbaşkanı birlik ve beraberliği sağlayamazsa önünde sonunda darbe olacaktır.”
Üçok’un Sputnik’e verdiği söyleşi
Ahmet Zeki Üçok, attığı tweet’lerin büyük bir tartışma başlattığı gün Sputnik’ten Yavuz Oğhan’ın radyo programına bağlanarak görüşlerini daha da ayrıntılandırdı.
Radyo programındaki değerlendirmelerin çeşitli sitelerdeki haber özetleri, insanı bant kaydının tümünü izlemeye kışkırtan bir içerikteydi. Ben de öyle yaptım ve kaydı dinledikten sonra bunun ne kadar isabetli bir karar olduğunu anladım: Ahmet Zeki Üçok çok ilginç şeyler söylüyordu ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki (TSK) irtibatları ile kurum içinden bilgi alabilme kapasitesi göz önüne alınınca, söylediklerinin üzerinde ciddiyetle durmak gereği ortaya çıkıyordu.
İki bölümlü bu yazının bugünkü ilk bölümünde önce bant kaydının geniş bir özetini aktaracak, ardından eski bir askeri savcı ve Balyoz davası sanığının bugünlerde böyle bir açıklama yapmasının anlamı üzerine yürütülen spekülasyonlarla ilgili birkaç şey söyleyeceğim...
‘TC Cumhurbaşkanı’nı teslim etmeyiz’
Ahmet Zeki Üçok, bu tweet’lerden bir gün önce, 14 Aralık’ta yine Twitter’da şöyle yazmıştı:
“7 Şubat, 17-25 Aralık, 15 Temmuz, 27 Ekim ekonomi darbeleri kime karşı kim yaptı? TC Cumhurbaşkanını asla teslim etmeyeceğiz, teslim olmayacağız.”
Sputnik’ten Yavuz Oğhan, Üçok’la söyleşiye onun bu paylaşımıyla başladı: “’Cumhurbaşkanı’nı yedirtmeyiz’ diyordunuz, şimdi ise ‘Cumhurbaşkanı birliği sağlayamazsa, yani ayrışmanın bir parçası olursa emir komuta zinciri içinde darbe kaçınılmaz olur’ diyorsunuz...”
Ahmet Zeki Üçok, 7 Şubat, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz’un FETÖ’cülerin işi olduğunu, fakat arkasındaki gücün malum olduğunu söyleyince, Yavuz Oğhan araya girip, “İsim vermeden konuşuyorsunuz ama bu gücün ABD olduğunu söylüyorsunuz, değil mi?” sorusuna “Evet” cevabı veriyor, kendisinin de bu yöndeki analizleri benimsediğini söylüyor. Bütün bu süreçlerde hedefin Cumhurbaşkanı olduğunu, fakat hedefe hâlâ ulaşılamadığını hatırlattıktan sonra, sürecin “kaos süreci” olarak yeniden başlatıldığını dile getiriyor:
“Bir kaos sürecinin ortaya konulduğu malum. Bunun varacağı nokta, eğer biz birlik ve beraberlik içinde hareket etmezsek, nasıl 12 Eylül’den önce bu ülkede toplum ayrışmıştı, ve bu bizim Türk toplumunu en zayıf hale getirmişti, arkasından da o meydana gelen kargaşa, ölümler, suikastler, ekonomik krizler sonucunda Türk Silahlı Kuvvetleri yönetime el koydu, 12 Eylül’ü yaşadık.”
‘Komuta kademesi o gece darbeye katılacaktı...’
Sputnik: TSK neden böyle bir kalkışmayı yönetimle birlikte bastırmıyor da yönetime el koyuyor?
“Şimdi, eğer ki 15 Temmuz’da cumhurbaşkanı ele geçirilmiş olsaydı, ben, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komuta kademesinin bu darbe girişiminin emir komuta zinciri içinde yapıldığını açıklayıp yönetime el koyacağına inanıyorum.
Sputnik: Çok ciddi bir iddia bu.
“Ben şöyle söylüyorum, Mürted’e (Akıncı Üssü –A. G.) gidildiğinde, orada Genelkurmay Başkanı’nın açıklama yapması için televizyon kameraları, masa, sandalye, Genelkurmay Başkanlığı’nın amblemi olan bayrak vs., her şey hazırdı. Sadece ben, sayın cumhurbaşkanı o süreçte ele geçirilmiş olsaydı, inanıyorum ki oraya kurulan şeyler uygulamaya konulacak ve bu açıklama yapılacaktı. Ama Allah’tan böyle bir şey olmadı.”
Sputnik: Bu şu anlama gelmiyor mu? Şu anda görevde olan komuta kademesi ile darbenin hedefinde olan cumhurbaşkanı birlikte çalışıyor...
“Ben daha önce de söyledim, bu komuta kademesinin bu süreçte çok kötü bir sınav verdiğini, bu sürecin sorumlusu olduğunu, kendi komutası altındaki birtakım vatan hainlerinin darbe yapacak kadar güçlendiklerinden habersiz olduklarını... Bunların vebalinin olduğunu ve bunların derhal görevden alınmaları gerektiğini söylemiştim.”
(Üçok, konuşmasının bu bölümünde ülkenin çok kutuplaştığını, bunu ortadan kaldıracak yegâne figürün Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu söylüyor ve Erdoğan’a yönelik yıkıcı yaklaşımları eleştiriyor. Cumhurbaşkanı’nın beğenilmemesinin başka, ABD destekli Fetullahçı Terör Örgütü’nün onu devirme girişiminden memnuniyet duymanın başka olduğunu söylüyor.)
Söyleşinin sonlarına doğru Yavuz Oğhan, daha önce sorup cevabını alamadığı bir soruyu tekrar ediyor ve askerlerin neden “kaotik ortam”ı hükümetle birlikte alt etme seçeneğini değil de darbe seçeneğini tercih edeceğini soruyor.
Ahmet Zeki Üçok, burada da bir kez daha 12 Eylül öncesini ve darbeyi hatırlatıp, aynısının tekrar edileceğini söylüyor.
Samimi bir uyarı mı, tehdit mi?
Sosyal medyada Adalet ve Kalkınma Partisi’ne yakın hesaplarda Ahmet Zeki Üçok’a büyük bir tepki vardı. Bu hesaplara göre bizatihi bu türden açıklamalar “kaos” yaratma hedefine matuftu ve muhtemelen de Üçok’un kendisi Cemaat darbesine ne kadar karşıysa, ulusalcı-Kemalist bir darbeye o kadar hevesliydi.
Bu kestirme cevap, Ahmet Zeki Üçok’un tartışma yaratan darbe uyarısından bir gün önceki sözlerini hatırladığımızda, gücünden çok şey kaybediyor: “TC Cumhurbaşkanını asla teslim etmeyeceğiz, teslim olmayacağız...”
Mantık çerçevesi içinde kalacaksak, Cumhurbaşkanı’na dair değerlendirmesi böyle olan birinin, onun darbeyle devrilmesini isteyebileceğine inanmamız tuhaf olur; meğerki “asla teslim etmeyeceğiz” sözleri retorikten, hatta taktikten ibaret olsun.
Ne var ki böyle olsa bile, yani bu sözlerin sahibi Cumhurbaşkanı’nın gerçekten de bir darbeyle iktidardan uzaklaştırılmasından yana olduğu halde bunu açık etmemek için birtakım dolgu cümleleri de sarf ediyor olsa bile... Bu durumda da, Ahmet Zeki Üçok’un darbe yapacağını iddia ettiği komuta kademesiyle ilgili değerlendirmeleri işi bozuyor... Öyle ya, bu komuta kademesine karşı son derece sert eleştiriler öne süren, tahammülü zor imalarda bulunan eski bir askerin, o heyetin darbesine “kaos” zemini hazırlama gayretinde bulunduğunu iddia etmek fazla zorlama olmaz mı?
Ben bunların hiçbirini akla yakın bulmuyorum. Kanaatime göre durum şöyle:
a) Ahmet Zeki Üçok, ulusalcılığa yakın eski bir asker olarak kendisini Cumhurbaşkanı’na mevcut komuta kademesinden daha yakın buluyor.
b) Bir darbe ihtimaline inanıyor fakat böyle bir darbeyi desteklemiyor.
c) Darbe uyarılarını “kaos” yaratmak için değil, benimsediği anti-Amerikancılık ve ulusalcılık çizgisi doğrultusunda Cumhurbaşkanı’nı bir şeye zorlamak için yapıyor.
21 Aralık Çarşamba günü bu “başka şey”in ne olduğunun yanı sıra Ahmet Zeki Üçok’un 12 Eylül öncesini ve onu izleyen darbeyi hatırlatarak öne sürdüğü “kaos ve darbe” formülasyonunun günümüz için de geçerli olup olmadığına dair kendi değerlendirmelerimi dikkatinize sunacağım.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
23.06.2025
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025