Atilla YAYLA
Bilgi çok eskiden beridir önemsenen, bazen kutsanan bir unsur. Platon bilgiye adeta tapıyordu. Bilginin erdem olduğuna, toplumların erdemli kimseler tarafından yönetilmesi gerektiğine inanıyordu. Yani bir filozof diktatör istiyordu. Platon’dan bugüne felsefe camiasında ne kadar değişiklik olduğu tartışılır. Ülkemiz örneğinde, en radikal toplum mühendisliği projelerini savunanlar arasında azımsanmayacak sayıda felsefecinin bulunması, bize kayda değer bir değişiklik olduğu hayaline kapılmamak gerektiğini anlatıyor.
Bilgi bugün de önemli. Sık sık bilginin güç olduğu söylenir. Bilgiyi üreten ve bilgi ağlarını kontrol eden, bilgiyi üretemeyen ve bilgi ağlarını kontrol edemeyenden üstündür. Bu, devletlerarası ilişkilerde de geçerli bir kaide. Dünyanın en güçlü devletleri daha çok bilgi üreten, toplayan ve kullanan ülkeler. Akademik bilgiden istihbarat bilgisine kadar her bilgi alanında önde gidiyorlar.
Türkiye sancılı bir demokrasiye sahip. Çok partili sistem denemelerimizin bir buçuk asra yaklaşan bir tecrübe birikimi var. Bu, kesintisiz akan bir zaman olmamış; sık sık kesintiye uğratılmış ve ülke hiçbir zaman eksiksiz bir demokrasiyi gerçekleştirememiş.
Dolayısıyla, eksik ve sıkıntılı bir demokratik sistem içinde yaşıyoruz. Ama kazanımlarımız ve başarılarımız da var. Şöyle de ifade edilebilir: Türkiye demokrasisi -- eğer demokrasilerin bir tür cennet olduğu kabul ediliyorsa -- cennet mi? Hayır, çok eksiği ve gediği mevcut. Peki, Türkiye demokrasisi bir cehennem mi? Hayır, ülkede demokrasinin birçok ilke ve kurumunun iyi kötü işlediğini görüyoruz.
Daha somuta indirelim. Türkiye’de gazetecilik yaptığından dolayı hapiste yatanlar var mı? Muhtemelen var. “Hapisteki gazeteciler” denen herkes gazetecilik faaliyetlerinden dolayı mı tutuklu veya hükümlü? Muhtemelen hayır. Adalet Bakanlığı’nın açıklamalarına göre, tutuklu yargılanmakta olan veya mahkûm edilmiş “gazeteciler” arasında bomba atma, cinayete ortak olma, terör propagandası yapma gibi suçlar isnat edilenler de bulunuyor.
Başka bir konuya geçelim. Türkiye’de bir Kürt problemi var mı? Var. Kürtler bazı temel haklarından mahrum mu? Evet. Peki, Kürtler haklarını sivil-demokratik yollarla arama imkânına sahip mi? Büyük ölçüde evet. Yakın geçmişte bir Kürt partisi, Kürt olmayan çok sayıda vatandaşın da oyunu alarak, parlamentoda üçüncü büyük parti konumuna oturdu. Koalisyon tartışmalarında adı geçti. Meclis idarecileri arasında temsilcileri var. Aynı parti (türevleriyle birlikte) Güneydoğu’da 103 belediyede -- yani mahallî idare birimlerinde -- iktidara geldi mi? Evet. Sonra ne oldu? Şiddeti geriye itmesi, siyaseti öne çıkarması gereken bu parti, elindeki belediyeler aracılığıyla şiddet faaliyetlerine destek sağladı. Zaten iktidarda olduğu yerlerde PKK’nın akıl, ahlâk ve demokrasi dışı “hendek siyaseti”ne katılarak Kürt problemini ağırlaştırdı. Demokratik siyasetin önünü kesti. Bu partinin bazı milletvekillerinin bana göre haksız ve gereksiz yere tutuklanmış olması, onun demokratik siyasete suikast düzenlediği gerçeğini değiştirmez.
Öbür konuyu ele alalım. Türkiye’de dinî cemaatler var mı? Var. Bunlar hayli geniş bir özgürlükle örgütlenme ve faaliyet yürütme hakkına sahip mi? Evet, özellikle son yıllarda ve AK Parti hükümetlerinin reformları sayesinde. Peki, bu cemaatlerden biri, cemaat olmayı bırakıp iktidar yarışına katılan bir illegal örgüte dönüştü mü? Evet. Demokrasinin tüm usul kurallarını reddederek devlet içinde yoğunlaşan bir kadrolaşmayla ve uluslararası mahfillerle işbirliği içinde, ülkeye adeta el koymaya kalktı mı? Evet. Yüzlerce insanı katletti mi? Evet. Türkiye bu örgüte karşı haklı, meşru ve zaruri bir mücadele veriyor mu? Evet. Bu mücadelede yanlışlıklar ve haksızlıklar da oluyor mu? Evet. Bunlar bu mücadele gereğini ortadan kaldırır mı? Hayır. Sadece daha dikkatli ve itidalli olmak gerektiği gerçeğine işaret eder.
Türkiye’de manzara bu. Peki, AB ve ABD’de Türkiye nasıl görünüyor? Şöyle: Kürt halkına sivil ve siyasî hiçbir hak tanımayan, Kürt çocuklarını acımasızca öldüren bir ülke. Masum, zavallı, mutedil, kendi hâlinde bir emekli din adamına savaş açan, hiçbir suça ve suç örgütüne bulaşmamış binlerce kamu görevlisini işten atan bir iktidar. Olağanüstü hal ile bütün vatandaşlarının nefes almasını bile zorlaştıran bir devlet.
Yukarda da belirttim; Türkiye demokrasi bakımından ne cennet ne de cehennem. Siyasî sistem içinde iyi şeyler de var (oluyor), kötü şeyler de. Daha teknik bir lisanla söylersek, Türkiye tam bir liberal demokrasi değil; eksikli bir demokrasi. Devletten ve hükümetten kaynaklanan problemler elbette mevcut, ama tüm problemlerin kaynağında onlar bulunmuyor. Tabloda başka aktörler de mevcut. Özellikle hükümetin aldığı pozisyonlar ve devleti sürüklediği istikamet, kendisinin ve bütün bu aktörlerin fikir ve davranışlarının bileşiminin ürünü.
Durum buyken, neden Türkiye böylesine berbat bir durumdaymış gibi görünüyor yurt dışında? Cevap basit: AB ve ABD’ye Türkiye’de olan bitene dair tüm bilgi esas itibarıyla iki kanaldan akıyor: PKK ve FETÖ. Bu iki örgüt dünyanın birçok yerine uzanan geniş ağlarını kullanarak Türkiye’yi yukardaki gibi resmediyor. Türkiye aleyhtarlığına zaten teşne olan ve devletlerinin dış politikası istikametinde ilerleyen medya organları da bu bilgilere dayanarak Türkiye hakkında yayın yapıyor. Sonuç ortada.
Bu durum değiştirilebilir mi? Evet, tamamen değilse de kısmen veya önemli ölçüde değiştirilebilir. Ama bunun bir çırpıda ve bugünden yarına olamayacağını, yapılamayacağını bilmeliyiz. Türkiye hakkındaki bu ahlâksız ve abartılı resmediş hepimize zarar veriyor. Bu yüzden vatandaş olarak da bu sorunla ilgilenmek zorundayız. Nitekim ben konuşma fırsatı bulduğumuz Batılı arkadaşlarıma tabloyu tüm boyutlarıyla anlattığımda -- eğer önyargılı değillerse -- şaşırıyor ve gerçek durumu hızla anlıyorlar.
En temel ihtiyaç, Batı dünyasına somut olaylar ve genel durum hakkında sağlam ve delilli bilgi taşımak ve bunu bir defaya mahsus olarak değil, sürekli yapmak. Bu işi sadece resmî kurumların ve elçiliklerin yapması yetmez. Resmî beyanlarda ister istemez bir inandırıcılık sorunu var. Bu yüzden, sivil toplum çevrelerinin de devreye girmesi gerekir. PKK’nın ideolojisi ve pratiği belgeli olarak dünyaya anlatılabilir. FETÖ’nün içyüzü ve ne yaptığı da meselâ sağlam iddianamelere dayanarak Batı’ya taşınabilir. “Gazeteciler” hakkında da Adalet Bakanlığı periyodik olarak halkı bilgilendirebilir. Buna yönelik açıklamalar diğer dillere de çevirtilerek ilgili ve meraklı çevrelere ulaştırılabilir.
Diğer taraftan, Türkiye’nin demokratik açıdan mahzurlu ve aleyhine kolay propaganda malzemesi yapılabilecek hatalardan özenle kaçınması gerekir. Bu çerçevede, Nagehan Alçı’nın haklı olarak dikkat çektiği gibi (http://www.haberturk.com/yazarlar/nagehan-alci/1629798-cumhuriyet-davasinin-tek-islevi), Cumhuriyet, Sözcü, Büyükada toplantısı gibi iddianameleri zayıf dâvâlarla gündeme gelmemeye çalışılmasında, en azından bu tür dâvâlarda tutuksuz yargılama yoluna gidilmesinde fayda var.
Hükümet çevrelerinin telâşı ve öfkesini anlıyorum. Birçok bakımdan hak da veriyorum. Ancak, sürmekte olan amansız mücadelenin tek alanı hukuk olamaz. Her şeye ceza yargısıyla çözüm bulunamaz. Aynı zamanda entelektüel bir mücadele var ve uzun vâdede bu mücadelede başarılı olmak çok daha önemli. Entelektüel mücadelenin gerekleri ile hukuk meseleleri birbirinden ayrıştırılamazsa ve açık toplumda fikrî, ahlâkî tartışma konusu yapılabilecek şeyler lüzumsuz yere yargıya havale edilirse Türkiye etrafındaki kuşatmayı kırmakta çok zorlanır.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları






















































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019