Ayşe HÜR-Taraf yazıları

Başbakan’ın partisinin 10. yılının kutlandığı bir iftar sofrasında “Şu mübarek Ramazan ayında, maalesef yavrularımız şehit ediliyor ve yavrularımızı şehit eden bu bölücü terör örgütüne karşı, bizler şu anda bu mübarek ay vesilesiyle sabırla devam ediyoruz. Ama unutmayın, bizim medeniyetimizin geçmişinde, o cehalet döneminde bile kimse kimseye kurşun atmaz, kan dökmezdi” demesinin üzerinden çok geçmedi, Ramazan’da Kandil’e bombalar yağdırılmaya başladı. Böylece Cumhuriyet’le yaşıt Kürt Meselesi’nin çözümü konusundaki umutlar bir kez daha söndü. Elbette, tek sorumlu devlet ve AKP hükümeti değil, PKK ve Kürt siyasal hareketinin payı da büyük. Markar Esayan’ın 18 Temmuz 2011 tarihli mükemmel yazısında dediği gibi anlaşılan taraflar henüz (artık ne ad verirseniz verin) ölmeye, öldürmeye, kan dökmeye, şehit vermeye doymamışlar. Doyana kadar bekleyeceğiz artık...
‘Haram Aylar’ meselesi
Ben İslam bilgini değilim, bu yüzden ‘mübarek Ramazan ayında’ veya Erdoğan’ın kastettiği ileri sürülen ‘Haram Aylar’da (Ramazan’dan önceki dört ayda) adam öldürülür mü öldürülmez mi bilmiyorum, onu bilsem bile laik bir ülkenin hükümet başkanının ‘hükümet etmek’ için neden dinsel referanslara başvurduğunu anlamam mümkün değil, ama bildiğim bir şey varsa, Türklerin ve Kürtlerin pek çok ortak noktasından biri, hatta bazılarına göre en önemlisi olan İslam dininin savaşa cevaz veren ayetlerinin pek bol olduğu ve İslamiyet’in tarihinde savaşsız bir dönemin adeta olmadığı. Kısacası tarih boyunca ‘haram olmayan aylarda’ bol bol öldürme, kan dökme olayı yaşanmış. Yaşanmaya da devam ediyor. Doğrusu en azından Irak’ta Şiilerle Sünnilerin birbirinin camilerini bombalarken buna riayet ettiklerine dair bir gözlemim yok.
Yahudilikte ya da Hıristiyanlıkta farklı mıydı, sorularını duyar gibiyim. Evet dinlerin tüm barışçıl iddialarına rağmen, bütün dinlerde olduğu gibi o dinlerde de şu veya bu nedenle ölmeyi, öldürmeyi emreden onlarca ifade var. Evet, o dinlerin de tarihi savaşlarla dolu ama bizi bu ülkede egemen olan dinin tarihi ilgilendiriyor. Bunun nedenini açıklamaya herhalde gerek yok.
***
Yazıya başlarken hızlı bir tarama yaptım. Kuran’da savaşla ilgili pek çok hüküm var. Bunlardan bazıları ve bu ayetleri okuduktan sonra hemen aklıma gelen sorular şunlar oldu:
• “Kendilerine savaş açılan Müslümanlara, zulme uğramaları sebebiyle cihad için izin verildi. Şüphe yok ki Allah’ın onlara yardım etmeğe gücü yeter.” (Hac 39) Zulmün tanımı nedir, zulüm hangi noktaya gelince ‘cihad’a izin var?
• “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının, ona yaklaşmaya vesile arayın ve onun yolunda cihad edin ki kurtuluşa eresiniz.” (Maide 35) Allah’a karşı gelmenin sınırları nedir? Birine göre saçının telini göstermek, birine göre Allah’a ‘tanrı’ demek karşı gelmek sayılabilir mi?
• “Haram aylar çıkınca bu Allah’a ortak koşanları artık bulduğunuz yerde öldürün, onları yakalayıp hapsedin ve her gözetleme yerine oturup onları gözetleyin. Eğer tövbe ederler, namazı kılıp zekâtı da verirlerse, kendilerini serbest bırakın. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.” (Tevbe, 5) Ya ‘mümin’ Allah’ın söylediği sırada davranırsa, yani önce öldürürse, sonra kimi hapsedip, gözetleyecek?
• “Şüphesiz Allah, müminlerden canlarını ve mallarını, kendilerine vereceği cennet karşılığında satın almıştır. Artık, onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve ölürler.” (Tevbe 111) Bu savaşın gerekli olup olmadığına nasıl karar verilecektir? Cennet vaadini duyan bir mümin için gerekçe bulmak zor mudur?
• “Eğer yüz çevirirlerse onları yakalayın, bulduğunuz yerde öldürün ve hiçbirini dost ve yardımcı edinmeyin” (Nisa 89) Öldürecek miyiz, yoksa dost mu olmayacağız? ‘Yüz çevirmek’ öldürme nedeni olabilir mi?
• “Savaş, hoşunuza gitmediği halde, size farz kılındı. Olur ki, bir şey sizin için hayırlı iken, siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki, bir şey sizin için kötü iken, siz onu seversiniz. Allah bilir, siz bilmezsiniz.” (Bakara 216) Allah, ‘siz nasılsa anlamazsınız ben size savaşın diyorsam savaşın’ mı diyor?
• “Baskı ve şiddet kalmayıncaya ve din tamamen Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer (küfürden) vazgeçerlerse şüphesiz ki Allah onların yaptıklarını hakkıyla görendir.” (Enfal,39) Hani dinde zorlama yoktu? (Bakara, 256) Hani “...Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüş, Her kim de birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa sanki bütün insanları yaşatmış” (Maide,32) olurdu?
Büyük Cihad - Küçük Cihad
Kuran’da ‘cihad’, ‘harb’, ‘kıtal’, ‘ölüm’, ‘öldürmek’, ‘şehitlik’ gibi kavramların kaç kere, hangi bağlamlarda kullanıldığını da saymadım. Ama bunlardan cihad sözcüğü Arapça ‘c-h-d’ kökünden gelme olup, “bütün gücünü kullanma, çaba, gayret sarf etme” anlamına geliyor. En güvenilir Hadis âlimlerinden Tirmizi’ye (9. yüzyıl) göre Bedir Savaşı’ndan dönen Muhammed Peygamber, savaşın galibi arkadaşlarına şunu söylemişti: “Küçük cihaddan büyük cihada döndünüz!” “Büyük cihad nedir” diye sorulduğunda ise şu cevabı vermişti: “Nefisle cihad.” Günümüzde kim böyle düşünüyor? El Kaide veya İslami Cihad örgütlerinin liderleri ‘Büyük Cihad-Küçük Cihad’ deyince neyi anlıyor? Bu soruları ‘şehit’, ‘şehitlik’, ‘Dar’ül-İslam’, ‘Dar’ül-Harp’ gibi konular için de sorabiliriz. Ama bu kadarı bile, Kuran’ın savaşla ilgili konularda ne kadar yoruma açık bir kitap olduğunu gösteriyor. Bunu ben söylemiyorum tarih söylüyor. Gelin bakın İslamiyet’in ilk yüzyıllarında, Emevi ve Abbasi halifeleri bu ayetleri nasıl yorumlamışlar?
Hazreti Muhammed 27 Recep 632 günü öldüğünde, daha cenazesi kalkmadanEbu Bekir, Ömer, Sad bin Ubade, Ebu Ubeyde, Abdurrah bin Avf, İbni Hişam gibi önde gelenler, halifenin kim olacağının pazarlığını yapmaya başlamışlardı. İlk Halife Ebu Bekir’in döneminde, Arabistan yarımadası ‘Müslüman’ oldu ama ne pahasına... İslam dünyasının Herodot’u sayılan Taberi’ye göre Ebu Bekir’in orduları “kadın, çocuk demeden demirle dağlanıp ateşte yakıldılar”. Bunlar arasında Peygamber’in sağlığında Müslüman olmuş ama Ebu Bekir’e biat etmeyen kabileler de vardı.
Hani dinde zorlama yoktu?
Peygamber’in “ne güzel kul” dediği Halid Bin Velid’in İranlı komutan Hürmüz’e yazdığı mektupta şöyle diyordu: “Siz İslam dinine giriniz, emniyet ve güven içinde yaşamanıza devam edersiniz. Eğer İslam dinine girmezseniz bizim hâkimiyetimizi kabul ediniz. Zimmî olun, biz de sizi koruyalım. Başkalarının size taarruz etmesine fırsat vermeyelim. O takdirde bize cizye (haraç, baş vergisi) vermeniz gerekir. Yok, bunu da kabul etmezseniz size yapacak şeyimiz kalmamıştır. Aramızdaki hükmü Allah verecektir. Fakat biz öyle bir ordu ile gelmişiz ki bu ordunun erleri ölümü sizin hayatı sevdiğinizden fazla seven kimselerdir.”
Gerçekten de bunlar öyle ordulardı ki, İkinci Halife Ömer zamanında (634-644) Kays’ın orduları tarafından on yıl kadar bir sürede Suriye, Filistin, Mısır, Irak, Kürdistan, İran, Ermenistan, Azerbaycan, Horasan ilhak edildi. Bu ordularda bildiğimiz kadarıyla din âlimleri yoktu, erenler yoktu. Zaten olsaydı da on yıl gibi kısa sürede milyonlarca kişinin İslamiyet’i kabul etmesi mümkün değildi. Bu yüzden de, bu halkları zımmî statüsüne koymak ve cizye denen vergilere tabi tutmak meşru idi. Elbette Enfal Suresi’nin 41. ayetindeki şu emri unutmamak kaydıyla: “Bilin ki, ganimet olarak aldığınız herhangi bir şeyin beşte biri mutlaka Allah’a, Peygamber’e, onun yakınlarına, yetimlere, yoksullara ve yolculara aittir.” Geri kalanın ‘cihad’a katılanlara paylaştırılmasının Müslüman/Arap orduları için ne kadar teşvik edici olduğunu tahmin etmek zor değil.
Türklere dokunmayınız!
Ancak bütün bu teşviklere rağmen, bu ordular bugün Batı Türkistan dediğimiz coğrafyanın sınırlarını çizen Amu-Derya (Ceyhun) ve Siri-Derya (Seyhun) nehirlerinin sarmaladığı ‘Maveraünnehir’e (bugünkü Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan’ı kapsayan bölgeye) girmeye kalkmamıştı. Daha doğrusu Halife Osman zamanında (644-656) Fergana’ya geçen bir birlik Türkler tarafından katledildikten sonra cesaret edememişti. Bunda bu kadar geniş coğrafyayı zapt etmeyi, ardından da kontrol etmeyi mümkün kılacak büyük ve teçhizatlı ordulara henüz sahip olunmaması kadar, Peygamber’in Türklere ilişkin hadislerinin rolü vardı mutlaka. Bu hadislerde şu tür ifadeler vardı: “Kıyamet kopmadan az önce siz kıldan çarıklar giymiş bir milletle muhabere edeceksiniz. Onların yüzleri sanki çekişle dövülmüş derilerle kılıflı kalkan gibidir. Çehreleri kırmızı, gözleri çekiktir...” “Kuvvetli bir kavim olan Türklerle çarpışmadıkça kıyamet kopmayacaktır...” “Türkler size dokunmadıkları sürece siz onlara dokunmayınız, siza Kantura Oğullarından [Oğuzlar] gelenler ilk defa Allah’ın ümmetime verdiği mülk ve saltanatı onların ellerinden çekip alacaklardır.”
Ganimet ve haracın cazibesi
Ama Dört Halife döneminin ardından 661’de iktidarı ele geçiren Emevi halifeleri bu hadislere uymadılar. Çünkü, ganimet ve haraç orduları büyütüyordu, ordular büyüdükçe ganimet ve haraç hayatî hale geliyordu. Bazıları buna kutsal ‘cihad’ kavramını eklemek isteyecek ancak hatırlanacağı üzere ‘cihad’ ancak “Müslümanların din özgürlüğünün ortadan kalkması veya tehlikeye girmesi veya yurtlarından çıkarılmak ve inançlarından dolayı öldürülmek istenmeleri” halinde meşru idi. Arabistan’daki, Mısır’daki veya Suriye’deki gayrımüslim halkların Arap/Müslümanlar için şu veya bu nedenle tehlike oluşturduğunu iddia ve ispat etmek bir ölçüde mümkün iken Maveraünnehir’de yaşayan Türk boylarının Araplar veya Müslümanlar için bir tehlike oluşturduğuna dair tek işaret yoktu. Bu halklar Horasan’da, Buhara’da, Semerkand’da, Cürcan’da ticaretle veya tarımla uğraşıyorlar, vergilerini başlarındaki meliklere veya dikhanlara veriyorlardı. Bölgede Zerdüştlük dini hâkimdi ama Budistlerle Hıristiyan Nasturiler, Şamanistler, Maniciler barış içinde yan yana yaşıyordu. Üstelik bu dinlerin hiçbiri bölgeye savaşla girmemişti, ikna ile, propaganda ile, karşılıklı çıkarlarla yayılmıştı. Dolayısıyla bölge halkı için din uğruna savaşan ordular fikri çok yabancıydı.
Kıbaç Hatun’un direnişi
Dolayısıyla Arap orduları Ceyhun Nehri’ni aştıklarında düzenli bir orduyla karşılaşmadılar. Buna rağmen ilk Emevi Halifesi Muaviye’nin Horasan’a vali olarak atadığı Ziyad 673’te Buhara’yı kuşattığında Buhara Melikesi Kıbaç Hatun’un büyük direnişi ile karşılaştı. Ama bu direniş bir sonraki kumandan Said tarafından kırıldı ve Buhara ve Semerkand yağmalandı, halkı ve beyleri haraca bağlandı. 685 yılında halife olan Abdülmelik’in komutanı Haccac, Kâbe’yi bile mancınık ateşiyle yakmaktan çekinmeyen biriydi ve Hariciler başta olmak üzere farklı eğilimdeki Müslümanları kılıçtan geçirdi. Türk esirlerin ganimet olarak Arap ülkelerine gönderilmeleri ilk bu dönemde oldu.
705’te Abdülmelik ölüp yerine oğlu Velid geçtiğinde, Horasan’a Kuteybe adlı bir başka zalim atandı. Dönemin tanıklarından Narşahi Kuteybe’nin “dinde zorlama yoktur” ayetini nasıl kılıfına uydurduğunu şöyle anlatmıştı: “Şehrin dışında 700 büyük köşk vardı. Buhara’dan sürülen meşhur Zerdüşt zenginler burada oturuyorlardı. Gerçekte bunlar İslamiyet’e karşı inatçı kimseler oldukları için Cuma namazlarını kılmamakta en çok direnenler de bunlar idi. Hâlbuki fakirler Cuma namazı kılanlara vaat edilen iki dirhemlik nakdî mükâfatı almak için camiye koştukları halde bunların pek tabii böyle bir arzuları yoktu. Sonuç ne oldu derseniz Kuşan asilzadeleri Buhara’yı terk etmek zorunda kaldılar.”
Faryab’ın ‘Muhteraka’ olması
Kuteybe’nin Talhan’da (veya Talkan) neler yaptığını ise Taberi’den öğrenelim: “Hükmetti
ki ahalisini kılıçtan geçireler. Ne kadar kırabilirlerle kıralar. Bunun üzerine Kuteybe’nin askeri orada hesapsız adam öldürdü.” İbn-i Dahkan hikâyeyi şöyle tamamlamıştı: “Talhan’a giden yolun dört fersah (24 km.) mesafede olan kısmı asılan Türklerin cesetleriyle korkunç bir orman görünüşü arz ediyordu.”
Kuteybe başka şehirleri de yaktı, yıktı. Öyle ki Faryab’a Araplar ‘yakılmış yer’ anlamına ‘Muhteraka’ dediler. Semerkand 2 milyon 200 bin altın yıllık vergi ve 30 bin sağlıklı erkek esir, tapınak ve putlardaki altınların Kuteybe’ye verilmesi (ve de şehirde cami yapılması) koşuluyla yakılmaktan kurtuldu.
Abdülmelik’in ölmesi üzerine yeni halife Süleyman bin Velid oldu, ama Horasan’ın kaderi değişmedi. Velid’in kumandanları “Din yalnız Allah’ın oluncaya kadar savaşınız” (Bakara, 193) emri uyarınca Dağıstan’ta 14 bin kişiyi katlettiler, Cürcan yedi ay kuşatmadan sonra pes etti ve Taberi’ye göre direnişinin cezasını insan kellesiyle donatılmış dört fersahlık bir yolla ödedi. 12 bin kişi de Enderhiz Vadisi’nde katledilmişti. Tepeler gibi yığılıp kalan bu kafa, kol ve gövdeler üzerine suyun mecrası değişmişti. Yezid, bu kan nehrinin ulaştığı yerdeki değirmendeki unlarla bu suyu karıştırarak yaptığı ekmeği yemiş, böylelikle ‘Allah’a verdiği sözü yerine getirmiş olduğunu’ düşünmüştü.
II. Ömer’in adaletine ne oldu?
Peki, adaleti ile tarihe geçen II. Ömer devrinde (717-720) durum çok farklı mı oldu? Evet, Ömer fetihten çok propagandaya, iknaa dayanan bir politika izledi Türk illerinde ama Horasan’a atadığı vali Cerrah hiç de adil biri değildi. Cerrah zamanında II. Ömer’e verilen bir raporda şöyle yazıyordu örneğin: “Ey müminlerin emiri, harbeden 20 bin köle [Türk] vardır. Bunlara ne bir aylık verilir, ne de yiyecek. Ehl-i zimmetten bir o kadarı da Müslüman olmuştur. Buna rağmen hâlâ onlardan bile haraç alınmaktadır.”
Cerrah’ın sonu yıllardır Müslümanlaştırılmaya çalışılan Yahudi Hazar Türklerinin elinden oldu. Bu sefer katliama uğrayanlar Arap/Müslüman ordularıydı. 722-737 yılları arasında Türgiş Hakanı Su-Lu döneminde Emevi orduları daha da zorlandı. Ama Su-lu’nun ölümüyle, Güney Türkistan’ın Araplaşması hız kazandı. Bu dönemde ilk kez Türklerden 20 bin kişilik paralı ordu kuruldu.
Abbasilerin siyah bayrağı
Neyse ki, Emevilerin kana, zulme, baskıya, zorbalığa, ganimete ve haraca dayanan politikalarına sadece Türkler değil, Mevaliler (Arap olmayan Müslümanlar) ve Arapların alt katmanları da tahammül edemez olmuşlardı. Bir dizi ayaklanmadan sonra Ebu Müslim Horasan’da ‘Siyah Bayrağı’ açtı. 747’de Merv’e girdi. Bu bölgeden topladığı askerle ordusunu güçlendirmekle yetinmedi, Arabistan kabileleri arasındaki anlaşmazlıklardan ustaca yararlanarak son Emevi halifesi II. Mervan’ı alaşağı etti. Yeni halife Haşimilerden Ebu’l-Abbas oldu. Geriye şu sorular kalmıştı: Allah nasıl olup da Emevilerin bunca zulmüne sessiz kalmıştı? Neden bu kadar kan dökülmek zorunda kalınmıştı?
Ebu Müslim’in orduları 751 yılında Talas Savaşı’nda Çin ordularını yenince Orta Asya’nın egemenliği Arapların eline geçti. “Eğer tersi olsaydı Türklerin çoğu Müslüman değil Budist olacaklardı” diyenler haklı mı bilmiyorum fakat bu tarihten sonra İslamiyet Türklerin adeta kaderi oldu. Oldu ama Zeki Velidi Togan’a göre Türkler İslam dini, Şamanizm, Maniheizm, Budizm gibi dinlere az çok uyabilen Şiilik, Sufilik (bir tasavvuf ekolü), (veya Anadolu’da Alevilik) gibi yollarla yayıldı.
Esseffah’ın işleri
Abbasiler döneminde (750-1058) Araplık=Müslümanlık denklemi değişti. Abbasiler Emeviler gibi kavmiyatçılık yapmıyorlardı, Araplaşmaktan değil Müslümanlaşmaktan söz ediyorlardı. Din artık dağınık kabileleri, kavimleri, beylikleri, tüccar ve zadegân sınıfını, egemenlerle yönetilenleri birarada tutacak bir ideolojik yapıştırıcı olarak işlev görmeye başlamıştı. Ancak ilk Abbasi Halifesi Ebu’l-Abbas’ın adı bile ‘Esseffah’a (kandökücü) çıktığına göre varın siz düşünün bu politikaların ne kadar ılımlı (!) olduğunu. Nitekim Horasan’da halk sık sık Müslüman/Arap yöneticilerine karşı baş kaldırıyordu. İran’da Sinbad, Güney Türkistan’da İshak ve ardılı El Mukanna gibi kumandanlar, Abbasilerin siyah bayrağına karşılık isyancıların sembolü olan beyaz elbiseler giydiler. Harun Reşit’in dönemi (786-809) de ayaklanmalar dönemiydi. Onun oğlu Memun akıllıca davrandı ve Maveraünnehir’e vali olarak yerli egemenleri atadı da bu özerklik döneminde Horasan, Buhara, Semerkand, İslam dünyasının en parlak merkezleri oldular.
Türk esirlerden ordular
Arap tarihçisi Mesudi’ye göre, Mutasım daha tahta geçmeden dört bin tutsaktan kurulu bir birlik oluşturmuştu. Bunlara el işlemeli kumaştan giysiler giydirmiş, sırma işlemeli kemerler bağlatmıştı. Bu özel giysilerle, Türkleri ordunun diğer birliklerinden ayırmıştı. Halifeliğe de bu ordu sayesinde geçmişti. Mutasım döneminde (833-842) Türklerin itibarı daha da arttı. Türk paralı askerlerin sayısı Semerkant, Fergana, Uşrusana gibi yerlerden alınma suretiyle sekiz bine (bazı kaynaklara göre 25 bine) çıktı. Afşin, Boga el kebir, Boga es-Sagir, İnak, Ahmed bin Tolun, Raşit et-Türki, Aşnas, Vasıf, Hakan Urtuc, Alp Tekin, Togaç, Aybek, Besasiri gibi Türk kumandanlar Abbasi ordularının başına geçtiler.
Ama bu tarihlerden itibaren İslamiyet Türkler arasında kitlesel olarak yayılmaya başladı. Artık bir zorlamadan ziyade bir tercih söz konusuydu. Ama ‘Ak Budun’ yani yönetenler Sünni iken, ‘Kara Budun’ yani yönetilenler daha çok Şii veya Sufi idi. 950 yılında ilk Müslüman Türk devleti Karahanlılar kuruldu. 970 ila 1000 yılı arasında Oğuzlar kitlesel olarak Müslümanlığa geçti. 1040 yılında Selçuklular Gaznelileri Dandanakan’da yenince Asya’daki İslam dünyasının yeni egemeni oldular. Selçuklu Sultanı Tuğrul’un orduları 1055’te Bağdat’ı yağmaladı ve bu süreç Tuğrul’un 1058’de Halife el Kaim bi Emrillah’ın elinden taç giymesiyle tamamlandı.
Öldürmeye devam!
Kuran’ın ‘cihad’la ilgili ayetlerinin Osmanlılar döneminde nasıl yorumlandığını ise bir başka yazıya bırakalım. Bırakırken, Başbakan başta olmak üzere, dinî referanslarla yola çıkanlara hatırlatalım: Kandil’i ya da bir başka yeri bombalarken rahat olsunlar, çünkü Kuran’da savaşı, ölümü, öldürmeyi meşrulaştıran pek çok ayet var. İslam tarihi de bu konuda epey örnek sunuyor. PKK da rahat olmalı, çünkü seküler bir ideoloji olan milliyetçilik de, kan dökmeyi meşrulaştırmakta zorluk çekmez. Uzağa gitmeye gerek yok, Kürt milliyetçiliğinin üvey babası Türk milliyetçiliğinin Cumhuriyet tarihi boyunca yaptıklarına baksalar yeter. Türk/İslam sentezcileriyle ve Kürt milliyetçileri birbirini öldürmeye devam ederken, bize de Oya Baydar’ın (T24.com.tr haber sitesindeki mükemmel yazısında) dediği gibi ‘barış eşekliği’ yapmak düşüyor.
Özet Kaynakça: V. V. Barthold, Moğol İstilasına Kadar Türkistan, TTK, 1990; Erdoğan Aydın, Türkler Nasıl Müslüman Oldu?, Kırmızı Yayınları, 1994; a.g.y., İslamiyet Gerçeği, Cumhuriyet Kitapları, 2006; Halil Berktay, Osmanlı Devleti’ne Kadar Türkler, Cem Yayınevi, 1990; Turgut Akpınar, Türk Tarihinde İslamiyet, İletişim Yayınları, 1994; Faik Bulut, Horasan Kimin Yurdu, Berfin Yayınları, 1990; İ. Hakkı Danişmend, Türklük ve Müslümanlık, 1959; Zekeriya Kitapçı, Türkistan’da İslamiyet ve Türkler, Yedikubbe Yayınları, 2005.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.05.2012
22.04.2012
15.04.2012
8.04.2012
1.04.2012
25.03.2012
18.03.2012
11.03.2012
4.03.2012
26.02.2012