Ayşe HÜR-Taraf yazıları
Neredeyse herkes, Fransa Parlamentosu’nun aldığı ‘soykırım’ kararının, 1915-1917’de neler olduğunu konuşmayı engellediğini düşünüyor. Sanki 95 yıldır bu konuda konuşmuşuz gibi. Hadi o kadar uzağa gitmeyeyim, sanki 24 Nisan 2011’den beri bu konuda konuşmuşuz gibi. Sanki ifade özgürlüğü konusunda Fransızlara ders vermeye yüzümüz varmış gibi. Karardan sonra neredeyse herkes “bu tür konuların parlamentoların değil tarihçilerin alanına girdiğini” söyledi. Ama sonunda neredeyse herkes “1915-1917’de yaşananların soykırım olmadığında, asıl Fransa’nın Cezayir’de yaptıklarının soykırım olduğunda” birleşti. “Bu telaşın nedeni ne?” demeyeceğim. “Nereden biliyorsunuz, tarihçi misiniz?” demeyeceğim. “Hani bu konuları tarihçilere bırakacaktık?” demeyeceğim, “Fransa’nın Cezayir’de soykırım yapması, Ermenilere yapılanların soykırım olmadığını göstermez” demeyeceğim. Sadece bir tarihçi olarak bildiklerimi sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.
Resmî tarihe göre, Ermenileri tehcir kararı, 1915 yılının mart ayında Zeytun’da (bugün Kahramanmaraş’a bağlı Zeytun’da) ve nisan ayında Van’da Ermenilerin isyan ettiği haberlerinin İstanbul’a ulaşması üzerine alınmış ve 23/24 Nisan 1915 gecesi İstanbul’da son derece geniş tutuklamalar yapılmış ve ilk sürgün kafileleri Ayaş ve Çankırı’ya doğru yola çıkmıştı. Zeytun konusunu 11 Nisan 2011 tarihli “Zeytun neden isyankârdı?” yazımda; İstanbul sürgünlerini, 23 Nisan 2011 tarihli “24 Nisan 1915’te aslında ne oldu?” başlıklı yazımda anlatmıştım. Bu hafta “Van İsyanı” konusuna açıklık getirmeye çalışacağım.
Yakın tarihte art ardına gelen üç depremle adeta yok olmanın eşiğine gelen Van, kadim bir Ermeni yerleşimiydi. Ermenilerin Urartu Krallığı’na bağlı Van’a MÖ 612-585 yılları arasında geldiği sanılıyor. MÖ 401 yılında Van civarından geçen Yunan yazarı Ksenophon, Anabasis (On Binlerin Dönüşü) adlı eserinde o yıllarda Pers egemenliğindeki Ermenileri, tarım ve hayvancılıkla uğraşan, müreffeh ve barışçı bir toplum olarak tanımlamıştı. MÖ 331’de Van civarını kontrolü altına alan Makedonya Kralı Büyük İskender, Ermenileri bir satraplık altında topladı. Ardından şehir Sasaniler, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlıların egemenliğine girdi ama her zaman önemli bir Ermeni yerleşimi oldu.
Milliyetçilik ideolojisi
1871 Erzurum Salnamesi’ne göre, Van ve civarındaki 156 kazanın erkek nüfusu (o yıllarda sadece hane reisleri sayılırdı) 25.725 kişi idi. Bunun sadece 6.863’ü (yüzde 27) Müslüman’dı, gerisi (yüzde 73) ağırlıklı olarak Gregoryan Ermeni’ydi. O yıllarda da şehrin ekonomik hayatını Ermeniler kontrol ediyorlardı ama idari açıdan Türkler ve Kürtler daha öndeydi.
Ermeni toplumunun durumu görece iyiydi ama imparatorluğun genel durumu iyi değildi. Ağır ve adaletsiz vergiler, hantal ve zorba devlet, başta gayrımüslimler olmak üzere çeşitli kesimlerin siyasal temsil sorunları, tebaadan vatandaşa geçemeyen bir hukuk sistemi, her yerde olduğu gibi Van’da da hoşnutsuzluğu arttırmıştı. Yani 1789 Fransız İhtilali’nden beri dalga dalga dünyanın her yanına yayılan milliyetçilik ideolojisi için uygun bir ortam vardı. İleride İstanbul’da Ermeni Patriği olacak Mıgırdıç Hırimyan’ın 1858 yılında, Van’daki Varak Manastırı’nda görevli iken çıkardığı Van Kartalı ile 1863 yılında da St. Garabed Manastırı’nda görevli iken çıkardığı Muş Kartalı adlı gazeteler Ermeni uyanışını hızlandırdı. Ardından Van’da 1872’de Miutyun i Pırgutyun (Kurtuluş Birliği), 1878’de Sev KhaçGazmagerbutyun (Kara Haç Teşkilatı) kuruldu. 1880’de açılan Yeremyan Okulu milliyetçi fikirleri daha da kökleştirdi.
Armenakan’ın kuruluşu
1885’te ilk Ermeni partisi diye bilinen Armenakan, Van’da kuruldu. Armenakan örneğini izleyerek 1887’de Cenevre’de kurulan Devrimci Hınçak (Çan) Partisi ile 1890’da Tiflis’te kurulan Taşnaksutyun (Ermeni Devrimci Federasyonu) da Van civarında güçlü örgütlere sahip oldular.
Ermeni milliyetçi örgütleri, II. Abdülhamid’in kurduğu Hamidiye Alayları’nda örgütlenen Kürtler ve Türklerin egemen olduğu merkezî güçlerin değişik oranlarda katkısıyla 1896’da Van kana bulandı. Yabancı misyon şeflerinin raporlarına göre şehir merkezinde 500 kadar Ermeni ile 250 kadar Müslüman ölürken, kırsal alanlarda Ermeni ölümleri 10 bine ulaşmıştı. Aynı yıl Hınçak komitacıları Van’daki katliamlardan sorumlu tuttukları Kürt lideri Şakir’e başarısız bir suikast girişiminde bulundular. Kürtlerin buna tepkisi sert oldu. 18-21 Haziran 1896 günlerinde şehrin Ermeni erkekleri üç bölüğe ayrıldılar ve sınıra doğru yürüyüşe geçirildiler. Yürüyüş kolları Hamidiye Alayları tarafından katledildi.
Bütün bu olayların sonucu Ermeni-Türk, Ermeni-Kürt ilişkileri onulmaz şekilde zedelenirken, bölgedeki Ermeni toplumu yıkıma uğradı. Örneğin Van merkezi itibariyle, 1871’de 25.725 olan erkek nüfus, 1900’de 35.131’e çıktığı halde, 1871’de yüzde 27’ye tekabül eden Müslüman nüfus, yüzde 42’ye çıkmış, yüzde 73 olan gayrımüslim nüfus yüzde 58’e düşmüştü.
1908’de İttihatçı-Taşnak ittifakı II. Abdülhamid’e Meşrutiyet’i ikinci kez ilan ettirdiğinde, Van’da da büyük sevinç yaşanmıştı. 30 yıl aradan sonra açılan Meclis-i Mebusan’a, Taşnaksütyun’un Van şubesinden Onnik Dersakian Vramian da gitmişti. Bu yıllarda Van’ın enerjik ve liberal valisi Tahsin Bey, hem Hıristiyanlar, hem de Müslümanlar tarafından kabul görüyordu. Şehrin belediye başkanlığına ise manifaturacı Bedros Kapamacıyan seçilmişti. Kapamacıyan 1912’de iki Taşnak militanı tarafından öldürülecekti. Çünkü o yıllarda Ermeni örgütlerinin arası hiç de iyi değildi.
Cevdet Bey’in valiliği
Birinci Dünya Savaşı’nın patlak verdiği 1914 yılı yazında durum radikal biçimde değişti. 1878 Berlin Antlaşması’nın 61. maddesinde tanımlanan Ermeni Islahatı kapsamında, bölgeye gönderilen Norveçli Binbaşı Hoff ağustos ayında Van’a geldiğinde Ermeni ahali tarafından “Mesih gibi” karşılanırken, Tahsin Bey çok soğuk davranmıştı. Çünkü İttihatçı paşalar o günlerde Rusya-Britanya bloğuna karşı Almanlarla ittifak halinde savaşa girmeye karar vermişlerdi. Hâl böyle iken, Ermenilere verdikleri sözleri tutmaya hiç gerek yoktu. Bu sertleşmenin bir sonucu olarak, 1914 yılının ekim ayında uzlaşmacı Tahsin Bey’in yerine Enver Paşa’nın bacanağı tecrübesiz ve gaddar Cevdet Bey vali olarak atandı.
Ardından Sarıkamış faciası geldi. Bilindiği gibi Enver Paşa yenilginin faturasını, cephe gerisinde sabotajlar yapan Ermeni komitacılarına kesmişti. Van civarındaki yerleşimlerde birbiri ardına asayiş sorunları patlak verdi. Kürt çetelerden kaçan Ermeni köylüleri Van’ı doldurdu. Cevdet Bey’in uzlaşma bahanesiyle çağırdığı Taşnak lideri İşkhan Bey’i 16/17 Nisan 1915 gecesi, Hirç Köyü civarında tuzağa düşürerek öldürtmesi, bununla da yetinmeyerek iki çocuğunu da diri diri kuyuya attırması gerginliği daha da arttırdı. Cevdet Bey bununla da yetinmedi, emrindeki Kasap Taburu’na isyancı köyleri yerle bir etme talimatı verdi. Bütün bunlar Van’ı patlamaya hazır bir barut fıçısına döndürmüştü. 20 Nisan 1915 günü bir Osmanlı askerinin bir Ermeni kadınına şiddet göstermesi, buna şahit olan Ermeni gençlerinin de askerlere ateş açmasıyla barut fıçısı alev aldı. Şehirde çatışmalar yaşanırken, 24 nisanda İstanbul’daki Ermeni toplumunun önde gelenlerinin Ayaş ve Çankırı’ya doğru sürülmesine başlandı. Van ve civar illerdeki Ermenilerin sürülmesine ilişkin eldeki ilk telgraf 9 Mayıs 1915 tarihinde “bizzat hallolunacaktır” notuyla, Van ve Bitlis valilerine çekildi.
Rusların Van’ı işgali
Rus birlikleri Ermenilerin kontrolündeki Van’a 18 Mayıs 1915 günü girdiler. Ruslar Aram Manukyan’ı Van Valisi olarak atadılar. (Manukyan 1918’de kısa ömürlü Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti’nin ilk İçişleri Bakanı olacaktı.) Ardından katledilme sırası Müslüman ahaliye geldi. Frieda Spörri adlı bir misyoner şöyle anlatıyordu durumu: “Şehirde Türk evlerinin yağmalanmasına başlanmıştı ve bu biz misyonerlere acı veriyordu. Babamız, istasyonumuzdaki insanları bu haksızlıktan uzak tutmak için elinden geleni yapıyordu.” Spörri’ye göre, Ermeniler Türklere “ne Cenevre Konvansiyonu’na, ne de İsa’nın öğretisine göre” davranıyorlardı.
Rusların kurduğu, Antranik’in komutasındaki Ermeni gönüllü birliği ile Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nda Erzurum temsilcisi olan Armen Garo namlı Karekin Pastırmacıyan’ın örgütlediği bir diğer Ermeni gönüllü birliği ise bölgedeki Müslüman köylerini ve kendilerini desteklemeyen Ermeni köylerini yağmalıyor, katliamlar yapıyorlardı. Bu arada not edelim: Karekin Pastırmacıyan’ın kardeşi Vahan Pastırmacıyan, Aralık 1914’te Sarıkamış’taki Osmanlı ordusunda Binbaşı Ziya (Yergök) Bey’in komutasında Ruslara karşı savaşmıştı.
Karar daha önce alınmıştı
Resmî tarihin tehcir kararını haklı çıkarmak için ileri sürdüğü “Van İsyanı” işte böyle bir arka plana sahipti. Ancak bugün biliyoruz ki, “Van İsyanı”ndan çok önce Ermenileri sürme kararı alınmıştı. Örneğin İsviçreli hastabakıcı Alma Johansson Muş’ta Kasım 1914’te bile bu tür söylentilerin dolaştığını aktarmıştı. Bir başka hastabakıcı Danimarkalı Marcher, Harput Valisi Erzincanlı Sabit Bey’in Erzurum’daki Alman Konsolosu Scheubner-Richter’e “Türkiye’deki Ermeni milletinin yok edilmesi gerektiğini ve edileceğini söylediğini” ileri sürmüştü. Urfa’daki İsviçre hastanesinin müdürü Jakop Künzler, 1915 yılının ocak ayında İran’a yaptığı yolculuk sırasında tanıştığı Nafiz Bey adlı bir subayın kendisine “Ermenilerle birlikte hareket etmek imkânsızdır. Savaş Türkiye’ye bunları, ya imha ederek ya da kovarak defetme imkânı verecektir” dediğini aktarmıştı. Başkâtipzade Ragıp Bey, anılarında, 14 Nisan 1915’te Erzurum’a geldiğini ve 26 nisanda Erzurum’dan ayrıldığını belirttikten sonra, “Ermenilerin tehciri münasebetiyle, civarda bulunan biçare Ermeni kız ve kadınların perişan, sefil, rezil, hali perişanları kalplerimizi dağdar etmişti” diye yazmıştı. Alman Konsolosluk raporlarında, Erzurum’un civar köylerinin boşaltılmaları işlemine mayıs başı başlandığı ve 15 mayısa kadar tüm köylerin boşaltıldığı bildiriliyordu.
Kati suretle halledilsin!
Sürgünlerin katliama dönüşmesi üzerine, Rusya, Fransa ve İngiltere hükümetleri, 24 Mayıs 1915’te ortak bir bildiri yayımlayarak katliamlardan Osmanlı Hükümeti’ni sorumlu tutacaklarını açıkladılar. Bunun üzerine Enver Paşa, sürgünlere meşruiyet kazandırmak için bir formül buldu. Dâhiliye Nezareti’nin 26 Mayıs 1915 tarihinde Sadrazamlık makamına gönderdiği resmî yazıda Ermenilere yönelik sürgün eyleminin, Ermeni meselesinin “esaslı bir suretde hal ve faslı ile külliyen izalesi” (esaslı bir şekilde sona erdirilmesi ve tamamen yok edilmesi) için gündeme getirildiği açıkça yazılıydı.
Tezkere günümüz Türkçesiyle şöyle devam ediyordu: “Savaş yörelerine yakın bölgelerde oturan Ermenilerin bir kısmı ordunun harekâtını zorlaştırır davranışlarda bulunmakta, halka saldırmakta ve isyancılara yataklık etmektedirler. Bu yüzden, Van, Bitlis, Erzurum vilayetleriyle, Adana, Mersin, Osmaniye ve Kozan kazaları, Maraş’ın merkezi dışında Maraş mutasarrıflığında, Halep vilayetinde, İskenderun, Antakya kazalarında oturan Ermenilerin yerleri değiştirilecektir. Bunlar, Musul ve Zor mutasarrıflıklarının Van vilayetiyle bitişik kuzey kısımlarına, Halep vilayetinin doğu ve güneydoğusuna ve Suriye vilayetinin doğusuna nakledileceklerdir.”
Geçici Tehcir Kanunu
Yaygın olarak “Tehcir Kanunu” olarak bilinen; resmî adıyla “Savaş Zamanında Hükümet Uygulamalarına Karşı Gelenler İçin Asker Tarafından Uygulanacak Önlemler Hakkında Geçici Kanun” bu tezkereden bir gün sonra 27 Mayıs 1915’te Meclis-i Vükela’da (Bakanlar Kurulu) kabul edildi. Altında Başkumandan Vekili ve Harbiye Nazırı Enver Paşa ve Sadrazam Said Halim Paşa’nın imzaları olan ve Sultan Mehmed V. Reşad tarafından tasdik edilen dört maddelik geçici kanunun içeriği şöyleydi:
“1. Savaş sırasında ordu, kolordu ve tümen komutanları ve bunların müstakil mevki kumandanları, ahali tarafından herhangi bir suretle hükümetin emirlerine, yurt savunmasına, asayişin korunmasına ilişkin işlere ve düzenlemelere muhalefet, silahla saldırı ve direnme görürlerse bunu önlemeye mezun ve mecburdurlar.
2. Ordu, müstakil kolordu ve tümen kumandanları askerlik icaplarından dolayı veya casusluk ve hıyanetlerini hissettikleri köyler ve kasabalar halkını tek tek veya toplu olarak diğer mahallere sevk ve iskân ettirebilirler.
3. İşbu kanun yayınlandığı tarihten itibaren geçerlidir.
4. İşbu kanun hükümleri yürürlüğe Başkumandanlık Vekili ve Harbiye Nazırı memurdur.”
Dikkat edileceği gibi tezkirede “savaş yörelerine yakın bölgelerde oturan bir kısım Ermeni”den şikâyet ediliyordu. Kanunda ise herhangi bir etnik kimlik (Ermeni, Rum, vb.) zikredilmiyordu. Ermeni adı kanunla birlikte çıkarılan talimatnamelerde, şifreli telgraflarda geçiyordu. Mütareke döneminin ilk hükümeti olarak kurulan Ahmet İzzet Paşa kabinesinde Şuray-ı Devlet Başkanı olarak görev yapan Reşit Akif Paşa ve 3. Ordu Kumandanı Vehip Paşa, 1918 yılında İTC Merkez Komitesi’nin bu karara paralel olarak bir de “kırım kararı” aldığını, bu iş için de Teşkilat-ı Mahsusa lideri Dr. Bahaeddin Şakir’i görevlendirdiğini söyleyeceklerdir.)
Almanya Büyükelçisi Wangenheim merkeze gönderdiği 17 Haziran 1915 tarihli rapora “Ermeni tehcirinin sadece askerî nedenlerle yapılmadığı çok açık” diye yazmıştı. Talat Paşa Wangenheim’a “Dünya Savaşı’nı bahane ederek, dış ülkelerin diplomatik müdahalelerine aldırmaksızın, ülkeyi iç düşmanlardan tamamen temizlemek” istediğini ve bunun “Türkiye’nin müttefiki Almanya’nın da çıkarlarına” olduğunu söylemişti. Talat’a göre “devlet böylece güçlenecekti.”
“Ermeni meselesi hallolunmuştur!”
Almanya’nın İstanbul Başkonsolosu Mordtmann, 30 Haziran 1915 tarihli raporunda, İttihatçı liderlerden İsmail Canpolat’ın kendisine bir Anadolu haritası üzerinde Ermenilerin sürülmesi işinin Anadolu’ya yayılacağını söylediği yazdıktan sonra, Talât’ın kendisine “söz konusu olan (...) Ermenilerin imha edilmesidir” dediğini aktarmıştı. Amerikan Büyükelçisi Morgenthau, 9 Temmuz 1915 günü hatıratına şu notu düştü: “Talat bana, meseleyi [tehciri] son derece etraflıca tartıştıklarını ve sonuçta bağlı kalacakları bir karara ulaştıklarını söyledi. Dünya tarafından suçlanacaklarını söylediğimde, kendilerini nasıl savunacaklarını bildiklerini söyledi. Başka bir deyişle umurunda bile değildi.”
Ülkenin dört bir yanından gelen ölüm haberleri üzerine Almanlar kendisine baskı yapınca, Talat Paşa 31 Ağustos 1915 tarihinde elinde bölgelere yolladığı bazı telgrafların çevirileri olduğu halde doğrudan Alman Büyükelçiliği’ne gitmişti. Burada Ermenilere karşı alınan önlemlerin durdurulduğunu tekrar açıklayan Talât Paşa çok bilinen sözünü söyledi: “La question arménienne n’existe plus!” (Ermeni meselesi artık mevcut değildir.)
Sessizce boyun eğdiler
Bu söze rağmen tehcir ancak Kasım 1917’de sona erdi. Resmî tarihin “isyancı”, “çeteci”,
“asi” diye tarif ettiği Ermeniler nedense 17 ay süren tehcir boyunca Muş, Urfa’daki toplama merkezlerinde yaşanan olayın dışında, hiç direnmediler. Ezici çoğunluk korkunç kaderlerine sessizce boyun eğdi.
Yakın tarihe kadar kaç Ermeni’nin tehcir edildiğini de bilmiyorduk. Sayılar 2,5 milyon (Ermeni Patrikhanesi’ne göre) ile 413.067 (ATASE’ye göre) arasında değişiyordu. Murat Bardakçı’nın 2008 yılında yayımladığı Talat Paşa’nın Evrak-ı Metrukesi adlı kitapta 924.158 Ermeni’nin tehcir edildiği yazılıydı.
Taner Akçam, Talat Paşa’nın defterinde 18 vilayet ve kasabanın adının olduğunu, buna karşılık Ermenilerinin sürgün edildiğini başka kaynaklardan bildiğimiz İstanbul, Edirne, Aydın, Kastamonu, Suriye, Antalya, Biga, Eskişehir, İçel, Kütahya, Menteşe, Çatalca ve Urfa gibi merkezlerin adının olmadığını söylüyor. Bu merkezlerden sürülenleri de ekleyince bir milyondan fazla kişinin tehcir edildiği anlaşılıyor. Nitekim Talat Paşa’nın defterindeki listenin altındaki notta, sayıların yüzde 30 arttırılması gerektiği yazılı. Böylece en az 1,2 milyon Ermeni’nin tehcir edildiği ortaya çıkıyor.
Sayı pazarlığı
Tehcirde ölen ya da öldürülen Ermenilerin sayısıyla ilgili resmî ve yarı-resmî rakamlar da çok farklı. Örneğin Ermeni kaynakları 1,5 ila 2,5 Ermeni’nin öldüğünü iddia ederken, 1918’de savaş suçlarını soruşturmak üzere kurulan Mustafa Arif (Deymer) başkanlığında kurulan Osmanlı Dâhiliye Nezareti Komisyonu’nun raporuna göre Birinci Cihan Harbi’nde ölen Ermeni sayısı 800.000’di. 1928’de Genelkurmay Başkanlığı’nın bir belgesinde “Anadolu, bu maada, Vilâyat-ı Şarkiye Müslümanlarından savaş işlemleri yüzünden veya mülteci olarak 500.000’ini kaybetmiştir. 800.000 Ermeni ve 200.000 Rum da katl ve tehcir yüzünden veya amele taburlarında ölmüştür” deniyordu. 1983 yılında ‘Resmî tarihçi’ Kâmuran Gürün “Binaenaleyh hangi hesabı yaparsak yapalım Türkiye Ermenilerinin Birinci Cihan Harbi içinde her türlü sebepten zayiat (harp halinde bir toplum olduğu için bu tabiri kullanıyoruz) miktarı 300 bini geçmez,” diyerek ciddi bir ıskonto yapmış ama ortada büyük bir katliam olduğunu inkâr edememişti.
Artık Gürün’ü bile mumla arıyoruz. Çünkü sabık TTK Başkanı Yusuf Halaçoğlu önce “Ancak bu kayıp, hiçbir zaman 1,5 milyon Ermeni’nin ölümüyle neticelenmediği gibi yüz binlere de varmamıştır” demiş, bir süre sonra “Tabii ki yukarıda belirttiğimiz gibi, nakil sırasında, Ermeni çetelerinin katliamına uğrayan halktan bazı grupların kafilelere bir tepki olmak üzere saldırıları vukubulmuş ve yaklaşık dokuz on bin kişi katledilmiştir” demiş, sonra bunu da fazla bularak “Soykırımı Ermeniler yaptı. 6.500 ve 8.500 kişi bu şekilde katledilmiş bir rakam var. Ermeniler 519 bin Türk’ü öldürdü” diyerek hikâyeyi tersyüz etmişti.
Fransa Parlamentosu’nun almasa çok daha iyi olacağı kesin olan ‘soykırım’ kararıyla yeni bir “tersyüz etme” dalgasına girdik. Demek ki biz gayrıresmî tarihçilerin daha çok konuşması lazım.
Özet Kaynakça: Hans-Lukas Kieser, Iskalanmış Barış, İletişim Yayınları, 2010;Türkiye’de Ermeniler, Cemaat- Birey-Yurttaş, Editörler: Günay Göksu Özdoğan, Füsun Üstel, Karin Karakaşlı, Ferhat Kentel, TESEV Yayınları, 2009; Taner Akçam, İnsan Hakları ve Ermeni Meseli, İmge Kitabevi Yayınları, 2002; a.g.y., Ermeni Meselesi Hallolunmuştur, İletişim Yayınları, 2009.
[email protected]
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.05.2012
22.04.2012
15.04.2012
8.04.2012
1.04.2012
25.03.2012
18.03.2012
11.03.2012
4.03.2012
26.02.2012