Baskın ORAN
Hatırlatırsak: İzmir’de bazı minarelerden ezan yerine korsan yayın olarak İtalyan halk şarkısı Çav Bella, ardından da Selda Bağcan'ın okuduğu Aşık Mahzuni türküsü yükselince Diyanet hemen merkezî ezan sistemine ara veriyor. Savcılık soruşturma başlatıyor ve CHP İzmir eski il başkan yardımcısı Banu Özdemir’i gözaltına alıyor. Gerekçe: Olayın videosunu sosyal medyaya koyarak TCK Md. 216/3’ü ihlal. (“Halkın bir kesiminin benimsediği dinî değerleri alenen aşağılamak”; 6 aydan 1 yıla kadar hapis)
Fakat bu soruşturma maddesi tutuklamaya elvermiyor. Onun üzerine Md. 216/1 olarak değiştiriliyor. (“Halkın … bir kesimini … kin ve düşmanlığa alenen tahrik”; 1 yıldan 3 yıla kadar hapis) Sonra da Twitter’daki 280 karakter kısıtlaması nedeniyle 4 ayrı paylaşım yapılmış olmasını "kasıt " sayarak tutuklama çıkarıyor.
Mart 2019 yerel seçimlerinde Ağrı’da minarelerden AKP’nin seçim şarkısı Dombra’nın çalındığı iddialarını ise AKP’li Belediye Başkanı Savcı Sayan yalanlıyor: “Seçim otobüsü caminin yanından geçerken çıkan sesi sizin troller camiden çalındı diye iddia ettiler.”
Kim yapıyor bu korsan yayını? İki gün sonra Türkiye Radyo Amatörleri Cemiyeti Genel Başkanı Aziz Şasa açıklıyor: “Elinde telsiz olan herhangi biri.” Çünkü Diyanet'in merkezî ezan sistemi frekansı Özel Telsiz Sistemleri Yönetmeliği’nde alenen yer almakta.
***
Bu “marifet” herhangi bir tahrikçinin, bir muhalifin, bir ateistin işi olabilir.
Veya, AKP’li trollerin. Çünkü polis pratiğinde, herhangi bir olayın faili aranırken “olaydan kim yararlandıysa o yapmıştır” diye bir formül var.
Ama kimin yaptığı hiç önemli değil. Önemli olan, AKP’li yetkililerin bu olayın üzerine neden böyle atladıkları. Özellikle de, “Buluruz, ona da caminin dibinde ezanı dinletiriz" diyen İçişleri Bakanı Soylu öne çıkmakta.
Çıkmakta da, ardından da bir haber çıkıyor: Rotterdam’da Ortaçağ’dan kalma tek yapı olan Aziz Laurens Kilisesi, Cuma günü saat 12.20’de, çan kulesinin çanlarından Aşık Veysel’in Uzun İnce Bir Yoldayım’ını ve Katibim’i çalmış!
Sosyal medyadan mesajlar gecikmiyor: “Bence o Bakan gelsin onu Hollanda’daki bu kilisenin dibine oturtup Türk halk müziği dinletelim. Belki biraz sinirleri gevşer ve sakinleşir.”
İşin tarihsel ve ilginç yanı şu ki, 12 Eylül’de darbeciler mahkûmlara ceza olarak İstiklal Marşı ezberletip söyletirlerdi, Tek Adam Rejimi’nde de Soylu ceza olarak ezan dinletiyor.
***
Anlaşıldığı kadarıyla, Çav Bella işinin özü şu: Türkiye’de İslamcılar daima en güçlü silah olarak mazlumiyyet iddiasını kullandılar.
Aslında, tam boşuna da değildi, çünkü laikçiler onlara bu imkanı sağlamakta pek de cimri davranmamışlardı. Prof. Kemal Alemdaroğlu-Prof. Nur Serter ekibinin başörtülü öğrencileri üniversite kapısından sokmaması yeter.
1991’de kaldırılan TCK Md. 163 ("devletin … düzenini, kısmen de olsa dinî esas ve inançlara uydurmak amacıyla … propaganda yapanlar … 5 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılır”), solculuğu cezalandıran eski TCK Md. 141 ve 142 kadar olmasa da epey istismar edilmişti. Yalnız, bu madde, değiştirilecek yerde tamamen kaldırılınca, dini siyasete alet etmenin hiçbir yaptırımı kalmamıştı.
Bu durum da yetmedi. İslam’ı video veya tvit yollayarak eleştirme olayı bile “aşağılama” kabul edilerek, yukarıda bahsettiğim TCK Md. 216/3’le 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezaları başlatıldı.
İşin Türkçesi, tam anlamıyla bir “tersine istismar” devreye girdi. İzmir’de yaşanan bunun son örneği.
***
Peki, madem bu mazlumiyyet hikayesi bu kadar yaygın olarak kullanılıyordu, niye AKP yeniymiş gibi üzerine böyle atladı?
Çünkü TCK Md. 163’ün kaldırılmasından, başörtüsü yasağının bitmesinden ve özellikle de 18 yıllık İslamcı iktidarından sonra mazlumiyyet iddiası AKP’nin elinden kaçmıştı. Tersine, İslam’ın siyasete alet edilmesi gündelik olay haline gelmişti. AKP Gn. Bşk. ve Cumhurbaşkanı Erdoğan Cuma çıkışlarında cami önünde AKP propagandası yapıyordu. Hatim indirdiği ve “şu anda 25. Cüze kadar geldiği" ilan ediliyordu.
Yani, Yetvart Danzikyan’ın terimleriyle söylersek, din (İslam) iktidarlaşmıştı.
***
Olayın üzerine atlanması için sebep çok:
1) Son kamuoyu araştırmaları AKP+MHP’nin kan kaybetmekte olduğunu göstermekteydi. O kadar ki, Erdoğan partisine “yeni bir seferberlik” emri çıkardı. Bu seferki IBAN vermekle değil, “2023 seçimlerine” hazırlık istemekle ilgili idi.
2) Gazetecilere, CHP’lilere ve özellikle de HDP’lilere (kadınlara!) polis-yargı şiddetinin gittikçe artması büyük tepki doğurmaya başlamıştı;
3) Bilim insanlarından, Corona yasaklarının erkenden kaldırılması salgını geri teptirir yorumları geliyordu, buna hazırlanmak gerekiyordu;
4) “İçeriden” eleştiri başlamıştı: A. Babacan, A. Davutoğlu, M. Yeneroğlu. Hatta Bülent Arınç. Celal Başlangıç’ın yazdığı gibi Erdoğan, göze alabilse, bir gün bile beklemeden erken seçime gidecekti.
63 milletvekilinin DEVA’ya geçme noktasında olduğu yazılıyor, Bahçeli derhal “Transferi engellemek için tam destek vereceğiz” diyordu. Oysa AKP 2001 yılında 51' i Saadet Partili 4’ü bağımsız 55 milletvekili iki günde transfer etmişti.
5) 12 Eylül’ün bu AKP+MHP koalisyonundan kötü tek bir yanı vardı: Cezaevlerindeki işkenceler.
Korkarım bu fark da kapanmaya gidiyor. Çünkü son zamanlarda çok artan polis+bekçi dayaklarının yanı sıra, cezaevlerinden çok fena işkence haberleri gelmeye başladı. Ve bu yeni de değil:
Afyon'da Ekim 2017'de akşama doğru evlerinden alınarak Emniyet TEM’de işkence gören çiftten koca M.B’nin anlattıkları tüyler ürpertici. Üstünde sadece don bırakarak ve tepesinden su dökerek elektrik veriyorlar ve “karına da aynı şeyi yaparız” diyorlar. UYAP kayıtlarına da geçen bu işkence ifadelerini Ö. F. Gergerlioğlu bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulması talebiyle TBMM gündemine taşıyor.
Sonuç: TBMM Başkanı Mustafa Şentop, “Kaba ve yaralayıcı” diyerek önergeyi iade etti.
***
Özetle, bu “dezavantajlı” ortamda AKP’nin mazlumiyyet’e ihtiyacı çok artmış vaziyette. Elinde, Kadri Gürsel’in hatırlattığı gibi, Ayasofya’yı cami yapmaktan başka “koz” kalmamış olabilir. Türkiye tarihinin en “ciddi” suratlı siyasetçisi F. Altun’un 10 Mayıs’ta Ayasofya fotoğraflı bir tvit atarak yaptığı “ima” buna işaret etmekte galiba: “Özledik! Ama az daha sabır. Birlikte başaracağız…”
Fakat gelecek tepkiler tsunamisi bir yana, bu Ayasofya işi de riskli sanki. Ben söylemiyorum, Diyanet söylüyor: “(…) kilise ve sinagogda namaz kılmak zorunda kalındığında imkân varsa resim ve heykellerin üzerinin örtülmesi gerekir.” Yani, Ayasofya Müzesinin her yanındaki Bizans mozaiklerini kazımak veya kapatmak lazım ki, meşakkatli iş!
Yine de, bir kolaylık: “İmkân varsa” diyor Diyanet. İslam, kolaylıklar dinidir; AKP Ayasofya’yı bile göze almak zorunda kalabilir. Gidişat o kadar kötü yani.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2025
4.04.2025
28.03.2025
14.03.2025
27.02.2025
27.12.2024
14.11.2024
1.11.2024
25.10.2024
18.10.2024