Bülent KORUCU
Kabul edilen iddianameyle birlikte 28 Şubat postmodern darbesi yeniden gündemde. İddianame etrafındaki tartışmalara geçmeden bir psikolojiden bahsetmek istiyorum.
Balyoz ve İnternet Andıcı davaları, fiiliyata geçmiş teşebbüs suçlaması. En yakın ‘başarılı’ darbe ise 28 Şubat. Hal böyle olunca yeni dava daha çok can yakacak gibi duruyor. Silahlı kuvvetlerle birlikte hareket eden hatta ön safta yer alan siviller de yargının muhatabı olabilir. Ergenekon ve Balyoz davalarını sulandırmaya çalışıp, sabote edenlerin korktuğu gün, bugündü. Sanıkların gerçekten suçsuz olduğuna inandığından savunmaya geçenlerin yanında, ‘barajı öne kurma’ stratejisi de yürürlükteydi. ‘Önceki darbe davalarına ne kadar zarar verilirse, 28 Şubat’ın başlama ihtimali azalır ya da en azından zayıf başlar’ umudu vardı. ‘Ergenekon üsturedir, Balyoz hikâye, İnternet Andıcı rutin uygulama’ diyenlere dikkat çekmemiz boşuna değildi. Şimdi bazı gazete ve gazetecilerin fabrika ayarlarına dönme zamanlamasının bununla alakası var mı? Bilemiyorum, zamanla anlaşılır.
Gündem sayfalarında göreceğiniz habere bakılırsa askerler de bugüne hazırlanıyormuş! Binlerce belgenin Genelkurmay tarafından imha edildiği belirtiliyor. İnternet Andıcı soruşturmasında da benzer durumlar yaşanmış; geceler boyu belge imha edildiği, tanık ifadelerine yansımıştı. Yine geri döndürülemeyecek şekilde bilgisayar hafızalarının silindiği öne sürülmüştü.
İddianame, başka bir bilgiyi daha kamuoyunun öğrenmesini sağladı. Milli Güvenlik Kurulu, soruşturmayı yürüten başsavcılığın talep ettiği belgeleri göndermemiş. Gerekçe eski Türkiye’den yakından bildiğimiz: devlet sırrı. İlginçtir, ret yazısında sıralanan kanun maddeleri Genel Sekreterliği haksız çıkarıyor. Mesela MGK Kanunu 10. madde, tutanaklara devlet sırrı demiyor. “Görüşmeler tutanaklar açıklanamaz, yayınlanamaz.” ifadesi MGK’ya yargı karşısında dokunulmazlık sunmuyor. Açıklama ve yayınlamayı, mahkemeye gönderme ile karıştırmak doğru olmaz. Ceza Muhakemesi Kanunu’ndan atıf yapılan maddeler uygulamayı hepten mesnetsiz bırakıyor. 47. madde “Bir suç olgusuna ilişkin bilgiler, devlet sırrı olarak mahkemeye karşı gizli tutulamaz.” kesin hükmünden sonra belirsizlik oluşmaması için tanım da yapıyor. Kanun koyucu, bürokrasi devlet sırrını kafasına göre tanımlayıp yargıdan kaçmasın diye açık bir tarife yer veriyor ve şöyle diyor: “Devletin dış ilişkilerine, milli savunmasına ve milli güvenliğine zarar verebilecek; anayasal düzeni ve dış ilişkilerinde tehlike yaratabilecek nitelikteki bilgiler, devlet sırrı sayılır.” Kozmik odalara bile girilmişken neredeyse herkesin gözü önünde yapılmış toplantıya koruma kalkanı mantıklı gelmiyor. Kaldı ki bizzat sanıklar daha ilk günden toplantının işlerine gelen kısmını açıkladı. Başbakan Necmettin Erbakan ve Yardımcısı Tansu Çiller’i nasıl köşeye sıkıştırdıklarını ballandıra ballandıra anlattılar. Hatta rahmetli Erbakan’ın adı geçen kanuna dayanarak 18 maddelik ‘tavsiye’ kararı hakkında konuşmama çabasını da boşa çıkardılar. Tutanakların sızmayan kısmı neredeyse kalmadı. Ancak mahkemenin işlem yapabilmek için resmi evraka ihtiyacı var. İşi yokuşa sürmek ‘sivil’ MGK’ya yakışmıyor. ‘Mağdur’ siyasetçi Şeref Malkoç’un da dikkat çektiği gibi mahkeme talep ettiğinde bu tavrın sürdürülmesi suç teşkil edecek. Davanın açılması için önemli çaba sarf eden Malkoç iyi bir hukukçudur, tavsiyelerine kulak vermekte yarar var.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2016
4.02.2016
1.02.2016
23.02.2016
5.02.2016
2.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
15.01.2016
1.02.2016