Bülent KORUCU

Çok bayat numaralar bunlar
13.07.2013
2340

 Son zamanlarda yeni bir grup türedi. Ellerinde pala, önlerine gelenin haysiyetini biçmeye çalışıp cellâtlık yapıyorlar. Taksim’deki palalı esnaftan daha hızlılar. Hem korkuları da yok; bırakın herhangi bir sorgulama ya da cezayı, ödül bekliyorlar. ‘Münhal koltuklardan birine oturabilir miyiz?’ heyecanıyla pervasızca sallıyorlar. Özel yetkili tetikçiler olarak istediklerine ‘darbeci’ yaftası yapıştırabileceklerini sanıyorlar.

 

Kraldan fazla kralcılık yapıp iktidarın gözüne girme yarışında denge hepten kaçtı. Açık artırma şeklinde giden tetikçiliğin nerede duracağını kestirmek zor. Her güne kırılması imkânsız bir rekorla uyanıyoruz. Heyhat, arkadan gelen öndekini geçiyor. Dün refik bildiğimiz bir gazetede yazan ise yarışa sonradan katılanlardan. Gazetecilik argosunda ‘salağa yatmak’ diye tabir ettiğimiz metotla Hocaefendi üzerinden atış yapıyor. Güya Fethullah Gülen Hocaefendi’yi tenzih ediyormuş gibi yaparak fitnecilerin tezlerini tekrar ediyor. Aralarında paslaştıkları internet sitesi fotoğraflarla süsleyerek yazıyı manşetine çekmiş. Hangi ‘mahalle’de hazırlandığı belli o site birkaç gündür aynı şeyleri yazıp duruyor. Bu arkadaşa biraz sos ekleyip adını yazmak kalmış. Bu arkadaşlar benim de aralarında bulunduğum Zaman yazarlarını, Gezi eylemleriyle ilgili yazıları sebebiyle ‘darbeci’ ilan etti.

 Darbecilikten tövbe istiğfarla kurtulmaya çalışıp, pişmanlık yasasından yararlanmak istiyorum! Ama önce merak ettiğim bir şey var: Benim yazımı okumuşlar mı? Okumadan yazdılarsa gazetecilik açısından skandal. Ama okudularsa ‘Allah zihin açıklığı versin’ diye dua etmek gerekecek.

Köşe yazısıyla aynı mahalleden beslenen internet sitesi suçumu şöyle kayıtlara geçirmiş: “Mesela Bülent Korucu. ‘Taksim’den arta kalanlar’ başlıklı yazısında, “Şeffaf ve hesap verebilir yönetim, yalnızca demokrasinin olmazsa olmazı değil. İstismarı önleyerek, yönetimle halk arasındaki iletişim ve istikrarın korunması açısından da elzem.” dedi.”

Görüyor musunuz? Ne büyük kabahat işlemişim. Hangi tövbe beni temizleyebilir? Nasıl bir sapkınlık içindeyim ki şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim istiyorum! İstikrarın korunması için bile olsa, halkla iletişimin artırılmasını teklif edebilmişim ya, aklıma şaşayım!! Demek ki bir gaflet anıma gelmiş, şeytana uymuşum!

Acaba aynı yazıdaki şu paragrafı dikkatlerine sunsam beni cadı avı listesinden düşürürler mi? Gerçi biraz uzun ve karmaşık cümleler var; ya anlamaz daha büyük suçlamalarla karşıma çıkarlarsa… Ama bu riski göze almalıyım, yoksa Allah muhafaza adım darbeci olarak kayıtlara geçecek. Şöyle demişim bakın:

“Kriz boyunca bilgi temini meşru vasıtalarla gerçekleşmeyince sosyal medya üzerindeki manipülasyonlara zemin hazırlandı. Gözden kaçabilecek isim değişiklikleriyle tanınmış kişi ve kurumlar adına açılmış paravan hesaplarla meydan karıştırıldı. Bazen ölü-yaralı haberleri bazen de kitleyi tahrik edecek ‘resmî’ açıklama kılığındaki mesajlar kalabalıkları hareketlendirdi. Rastlantı diyemeyeceğimiz sosyal medya operasyonları görünmeyen bir elin organizasyonunu açık ediyordu. İstihbarat birimleri, paravan hesapları ve yalan haberleri takip ederek bile o gizli ele ulaşabilir.”

Bu cümleler Geziciler’in tepkisini çeker diye beklerken, ters köşeden gol yedim. Arkadaşların suyu bulanmış anlaşılan ama umduklarını yiyebilecekler mi şüpheli. Köşe yazarının ağırına giden cümlemi tekrar yazayım: “İnsanın en zayıf anı, kendini yenilmez zannettiği zamandır.” Tetikçilerin hoşuna gitmese de…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar