Burhanettin DURAN
Böyle bir sorunun cevabının hayır olduğunu biliyorum. Ancak Washington'un bölgede bıraktığı hayli geniş boşlukları doldurmada Moskova yeni bir aşamaya geçti. Rusya'nın 2015'te Suriyekrizine doğrudan el koymasıyla başlayan bu süreç son dönemde Moskova'nın bölgesel güçlerle stratejik nitelikli yakınlaşmalarına dönüştü.
Hatırlayalım, Putin İdlib'deki çatışmasızlık bölgesi müzakeresi için geçen hafta Ankara'daydı. S-400'lerin Türkiye'ye satılacağı zaten daha önce kamuoyu ile paylaşılmıştı. Yine Suriye'de İran ile yürüttüğü yakın işbirliği bilinen Putin, geçen perşembe de Suud Kralı Selman'ı ağırladı. Kremlin ilk kez bir Suud kralının ziyaretine tanık oldu. Dört günlük bu ziyaretle Rusya-Suud ilişkilerinde "yeni ufuklar" açıldığı yorumu yapıldı. Sovyetlerin Afganistan'ı işgalinden beri sorunlu olan ilişkilerin toparlanması Veliaht Muhammed bin Selman'ın önceki ziyaretleriyle sağlandı. Ve kuşkusuz Putin-Selman görüşmesinin içeriği dünya petrol fiyatlarının ve yatırımların görüşülmesi ile sınırlı değildi. Riyad, ilişkilerde "tarihi bir anın" yakalandığı görüşünde. İşbirliği çerçevesinde S-400'lerin satışı ve Yemen de dahil bölgesel güvenlik konuları bulunuyor. Bu ziyaretin ve Türkiye'den sonra S. Arabistan'ın S-400 almasının ABD'yi rahatsız edeceğini tahmin etmek hiç zor değil. Ancak mesele ABD'nin yakın müttefiklerinin Rusya'dan S-400 alır hale gelmesi değil. Bu gittikçe güçlenen yeni bir sürecin sadece bir göstergesi. Moskova, Mısır, Ürdün, İsrail, Türkiye ve S. Arabistan liderlerini ağırlamakla kalmıyor. Birbiriyle rekabet halinde olan İran, Türkiye ve S. Arabistan ile savunma ve askeri operasyon alanlarında işbirlikleri oluşturabiliyor. Bu, artık ABD'nin bıraktığı boşlukları doldurmanın ötesine geçerek yeni güçler dengesi kuracak bir noktaya yürümek demek.
Moskova'nın bugün geldiği noktanın bölgede "düzen" ya da "eksen" kurabilecek bir yerde olduğu da söylenemez. Zaten böyle bir hedefi de yok. Yani, Rusya, Ortadoğu'da tutarlı, "büyük bir strateji" takip etmek zorunda değil. Rakip bölgesel güçlerle konu bazlı, taktik ilişkiler yürütebiliyor.
Kendi ekonomik- siyasi menfaatlerini maksimize ediyor olması yeterli. Bu yeni durumu Putin, Suriye'de kullandığı sınırlı bir askeri güçle ve füze sistemleri satarak sağlayabildi. Ve bölge başkentlerinin güçler dengesi hesaplarına etkin bir aktör olarak müdahil olmayı da başardı. Moskova'nın Ortadoğu'da nüfuzunun bu denli yükselişinde ABD'nin yaşadığı yönetim krizinin büyük payı var. Obama'nın Rusya politikası yaptırımlar, petrol fiyatlarının düşük tutulması ve bir tür gevşek diplomatik izolasyona dayanıyordu. Bu politika daha Obama yönetimdeyken başarısız oldu. Kırım'ın ilhakını engelleyemeyen Obama, petrol fiyatları üzerinden Rusya'yı dize getiremedi. Suriye'de de Rusya'yı en kritik aktör haline getirdi.
İran ile yaptığı nükleer anlaşma sadece Körfez ülkelerini mutsuz etmeye yaradı. Şimdi ise hâlâ iç sorunlarıyla uğraşan Trump yeni bir Ortadoğu politikası oluşturmaktan hayli uzak. İran'ı sınırlandırma ve nükleer anlaşmayı iptal etme söylemi ile Rusya'nın manevra alanını genişletti. Katar krizinde Trump'tan beklediği desteği göremeyen Körfez ülkeleri Putin'le çalışmaya yöneldiler. Moskova'yı Tahran'a kaybetmemek ve denge oluşturabilmek amacıyla... Evet, Trump yönetiminin dış politika öncelikleri arasında İran'ın bulunduğunu biliyorum. Ve ABD'nin kaya odaklı petrol ve gaz üretimine ağırlık vermesiyle Ortadoğu petrollerine bağımlılığının kalmadığı bu yüzden de bölge siyasetine ilgisinin azaldığı görüşüne katılmıyorum. Washington'un uzun vadeli ana odağı Pasifik bölgesi olsa da kısa vadede Ortadoğu'dan çekilmesi mümkün görünmüyor. Bununla birlikte, Afganistan'dan Suriye'ye Ortadoğu'nun birçok ülkesinde askerleri ve üsleri olan bir süper güç, bu varlığına paralel olmayan "bir düşüş" içinde. Bir yıla yaklaşan Trump yönetimi de Moskova'yı bölgede güçlendirmekten başka bir sonuç üretemedi.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları










































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2022
19.05.2021
15.05.2021
30.04.2021
24.04.2021
17.04.2021
6.01.2020
3.01.2020
13.10.2020