Cengiz AKTAR
Gezi Krizi’nin en sıcak günlerinde Başbakan’ın sarfettiği akılalmaz sözlerden biriydi bu. Hoş, bu aralar giderek artan dozda akılalmaz şeyler söylüyor ama şu yargı kararına uymayı lütfetmesi yenilir yutulur gibi değil.
İfade, memleketin içinde bulunduğu keyfîliği bütün çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Keyfîliğin nedenleri açık: İktidarın had safhada merkezîleşmesi ve kişiselleşmesi, diğer yanda bunu besleyen mevzuatın baştan aşağıya deregülasyona maruz kalması. Türkiye’de bugün Başbakan’ın iktidarını ya da hükümranlığını dengeleyecek ve denetleyecek hiçbir erk, yasa, yönetmelik, karar kalmamıştır. Dolayısıyla yargı kararına uyma keyfiyeti o kadar da şaşırılacak bir şey değil zira böyle bir âdet kalmadı. En veciz örneği de Gezi Parkı’na inşa ettirmek istediği kışla taklidinin Koruma Kurulu’nca reddedilmesinin akabinde kararı Ankara’da emrindeki üst kurula bozdurtmuş olmasıdır. Siyasî literatüre “reddi reddettik” olarak geçen bu kararın üst kurul tarafından alınabilmesi için o kurulun yetkileri artırılmıştı.
Bu kritik örnekten hareketle “yargı kararına uyma” sözünün hiçbir teminatı olmadığı gibi hukukî altyapının ve hukukî işleyişin de hiçbir teminatı kalmamıştır. Hukukun aczini en iyi anlatan gelişme Çevresel Etki Değerlendirme muafiyetidir. İktidar 2008 ve 2012’de büyük altyapı projelerinde muafiyeti dayattı ancak dayatma her defasında Danıştay’dan döndü. En son açılan davada Danıştay 14. Daire’nin verdiği nihaî karara göre bütün eski projelere ÇED alınması zorunlu hâle geldi. Takiben hükümet yine devreye girdi. Bu defa 23.6.1997 tarihinden önce yatırım programı kapsamına alınmış, 5.4.2013 itibariyle planlanma aşaması geçmiş, ihalesi yapılmış, üretim veya işletmeye başlamış projeler ile bunların gerçekleştirilmesi için zorunlu yapı ve tesislerde yapılacak işletme ve uygulamalar ÇED yönetmeliği kapsamından çıkarıldı. Hukukun yürütme ve yasama tarafından bypass edilmesinin mükemmel örneği.
“Quickly quickly”
Keyfîlik ve deregülasyon konusunda defalarca yazdım. AKP, adı üstünde, Türkiye’yi kalkındırmayı misyon edinmiş bir siyasî oluşum. Başbakan’ın dillere destan “hizmet aşkı”. Kalkınma, iktidarın ana payandası ve tüketim üzerine kurulu sınırsız, fütursuz ve köhnemiş bir ekonomik model üzerine bina ediliyor. Bu sistemin hızlı çalışması için danışsız, dengesiz ve denetsiz bir mevzuat ve icraat gerekiyor. Sonuçta çıkan işin düzensiz, hatalı, insansız ve doğasız olması önemli değil,hızlı olması ve hem iktisadî hem siyasî rant sağlaması yeterli kıstaslar. Belediye başkanıyken “cinayet olur” dediği üçüncü köprünün temel atma töreninde inşaatçı Koreli şirketin temsilcisine İngilizce “hadi çabuk çabuk” dediydi hani... Şimdi de “duran adamlar durmaya devam etsin, biz koşuyoruz” diyor...
Bu kaosun yakın zamandaki mükemmel örneği Zeytinburnu’ndaki kuleler. Süleymaniye Camii ve tarihî yarımadanın görünümünü bozan kuleler Radikal’in haberiyle gündeme gelmişti. Gereken her türlü izni gereken her merciden almış ve bitmiş olan proje durup dururken Başbakan’ın gözüne ilişti. 4. İdare Mahkemesi yıkım kararı verdi. Tıraşlama ve kamulaştırma seçenekleri üzerinde duruluyormuş. Eğer kamulaştırma kararı verilirse, TMSF’nin 46 milyona inşaatçıya sattığı arsayı kamu sizin paranızla 500 milyona geri alacak. Neresinden tutsan elinde kalan bir karar ve uygulama. Bir kere proje baştan sıkıntılı. Sonra, inşaat bittikten sonra verilen kararın bedeli neden kamu tarafından yükleniliyor? Tarihî yarımadanın görünümünü bozan tek proje bu mu? Kulelerden bin beter olan boynuzlu metro köprüsü hakkında da benzer bir karar çıkmamalı mı?
Başbakan’ın sokakta aradığı anarşi esas işte buralarda yaşanıyor.
Ama büyük ustanın acelesi var... Halka rağmen halka hizmet götürmekte acelesi var, 1923-2002 arasındaki siyasî zihniyetin “tahribatını” izale etmek için acelesi var, muasır medeniyet öyle yakalanmaz böyle yakalanırı ibraz etmek için acelesi var, payitaht İstanbul başta olmak üzere memleketini Dubaileştirmek için acelesi var.
Yarın, 26 haziran saat 10:00’da Taksim Platformu’nun Taksim Projesi’nin tamamının iptalini talep eden davanın ilk duruşması Yeni Bosna metrobüs durağı yakını, Er Lüx Plaza’da bulunan Bölge İdare Mahkemesi’nde yapılacak. Bakalım ne karar çıkacak, lehte çıkarsa iktidar ne kadar uyacak? Pek alıştığı hukuküstülük hâlinden vazgeçebilecek mi? Bu soruların cevabı Gezi ve Taksim’i çok aşan boyutta, bu çok açık.
http://www.taraf.com.tr/cengiz-aktar/makale-yargi-kararlarina-uyacagiz.htm
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.01.2022
18.05.2021
10.05.2021
24.04.2021
24.03.2021
23.02.2021
20.01.2021
12.01.2021
28.12.2020
22.12.2020