Cengiz AKTAR
Geçen hafta akademisyenler bildirgesiyle ortaya çıkan huzursuzluk, Kürt bölgesinde eskisine oranla çok farklı bir mecraya girmiş olan çatışmanın özüyle ilgili. Süregelen çatışma, çatışan Kürtleraçısından, adını koyalım, özgürlükten öte,bir egemenlik aracı olarak görülüyor. Çatışan Türkler açısından ise terörle mücadele, vatan bütünlüğü ve Erdoğan’ın başkanlık yolu gerekçeleriyle harmanlayan bir mecburiyet. Çatışmanın araçsallığı “barış” diyen her sesi boşa düşürüyor. Dahası, savaş çağrısına aykırı olan her barış çağrısı Türk cephesinde gazaya ihanet olarak algılanıyor. Türkiye Türklerindir cephesinin günlerdir bir ağızdan söylediği bu. Kürt cephesinde ne dendiği konusunda rivayet muhtelif.
Yürütülen savaş, diğer taraftan, güvenlik konseptinin tavan yaptığı ve dolayısıyla özgürlük konseptinin yerlerde süründüğü bir ortama davet çıkarıyor. Özgür ifadenin, hele barıştan söz eden bir özgür ifadenin kabul göreceği bir ortam değilbu. Faşizm için en bereketli rahim Alman ve İtalyan örneklerinde görüldüğü gibi, savaş ortamıdır.
Kürt cephesinde, 2013 başından itibaren yavaşça yerleşen ateşkes (barış değil) ve 2014 Mart’ında yapılan belediye seçimleri ortaya fiilî bir Kürt bölgesi çıkardı. Barış inşası ve siyasî taleplerin müzakeresinde hayal kırıklığına uğrayan Kürt Siyasî Hareketi (KSH) göbeğini kendisi kesmeye başladı. Birbirine komşu 9 vilâyet ve mücavir vilâyet ilçelerinden oluşan hatırı sayılır bir bölgeyi tahkim etti. Bölgede epeyidir var olan ve yönetim, eğitim, sağlık, yargı ile kolluktan oluşan paralel kurumlar güçlendi. Kosovalılaşmak dediğim bu. CHP/MHP’nin “silâh yığmalarına göz yumuldu” dediği süreç de bu.
KSH’nin Türkiye için tasarladığı “H” harfi ile başlayan HDP ve HDK kurumlarının yanında Kürt bölgesi için kurulan, “D” harfi ile başlayan DBP ve DTK yapıları mevcuttu. DBP yani Demokratik Bölgeler Partisi genel seçime bile girmedi. Devlet ateşkesi bitirince bölgesel yapılar topyekûn devreye girdi. Özerklik ilânları art arda geldi. İç Güvenlik Yasasının temel hedefi böylelikle hayata geçince yasa Terörle Mücadele Yasası ile takviyeli biçimde uygulanmaya başladı. Sokağa çıkma yasakları, belediye başkanı tutuklamaları, karşılıklı zayiat ile kıyasıya bir çatışma sürüyor şu esnada.
Ekrad ile Etrak’ın yegâne müşterek noktası her ikisinin de hedeflerine savaşla ulaşma stratejisi. Biri siyasetten ısrarla dışlandığı için egemenlik serhildanı yürütüyor, diğeri başkanlık seferberliği.
Böyle bir ortamda “siviller, çocuklar ölmesin” diyen bir hukuk çağrısı yapmak ve savaşın hiçbir şeye çözüm olamayacağını bıkmadan hatırlatmak dışında ne yapılabilir?
Savaşla sorun çözme hezeyanına yakından bakalım, bir kez daha.
İktidarperestlerin “devletin vatandaşlara karşı uyguladığı şiddete hemen şimdi son vermesini talep ediyor, bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak sessiz kalıp bu katliamın suç ortağı olmayacağımızı beyan ediyoruz…” cümlesi etrafında kopardıkları yaygara “her devletin bütünlüğünü koruma hakkı vardır ve korumanın her yolu meşrudur” demeye getiren ve 19. yüzyılda kalmış güç politikasının güncel karikatürüdür. Devletin şiddetini meşrulaştırdığı ve tabulaştırdığı ölçüde ahlâken kabul edilemez olduğu gibi ne bölgenin gerçekleriyle örtüşür ne çağımızın gerçekleriyle.
Bölgenin gerçeklerine bakarsak, Ermeniler başta kendileri tarafından yok edildikten sonra Kürtler o toprağın sahibi oldular. Oralar onların yaşadığı yerler. Filistinleşmek pahasına oralara sonuna kadar sahip çıkacaklardır. Sri Lanka tipi katliamla bir müddet sindirilseler dahî. Kaldı ki Cumhuriyet tarihi bu çeşit sindirme, bastırma ve dayatmalarla doludur, Sri Lanka’ya gitmeye hacet yok. Diğer taraftan zapt-u rapt altına alınsa dahî o bölgenin, sırtını diğer üç Kürdistan bölgesine yasladığı sürece, her zaman çıkışı olacaktır. Bu tabloda IŞİD’le mücadele eden yegâne anlamlı kara kuvveti olan Kürtlerin elde ettiği uluslararası meşruiyeti unutmamak gerekiyor.
Cemaat’in devletten tasfiyesiyle ortaya çıkan boşluğa İttihatçı derin devlet rücu etti; Erdoğan rejiminin yeni aklı oldu. İki yüz yıldır cereyan eden bu gelgitlerin Kürt sorununu zor kullanarak çözmede bugüne kadar elde ettikleri, kocaman bir sıfırdır. Sorunu çözemedikçe şiddeti ve şirretliği artan dayatmacı siyaset bugün içsavaşın kıyısında. Ama savaş, başkanlık muradı için mükemmel bir araç olsa da sonu kimse için iyi olmayabilir.
Bir defa, savaş hafızası son derece zayıf olan Türkiye’de savaşın yıkımı tam manasıyla bilinmez. Belki bu yüzden savaşa bu kadar paye verilir.
Muktedir açısından bakarsak, çöküş aşamasındaki Arjantin ve Yunanistan cuntalarının savaştan umdukları medetin sonlarını da getirdiği akıllardan çıkmasın. Erdoğan rejiminin askerin muhtemel çekincesi uyarınca yurtdışı bir maceradan ziyade içeride, aşina olduğunu sandığı Kürtlerle savaşma yolunu seçtiği anlaşılıyor. Neticesinin Arjantin ve Yunanistan’daki fiyaskolardan farklı olması için bir neden göremiyorum.
Çağımızın gerçeklerine gelince, özyönetim talebinin temelindeki ademimerkeziyetçilik yani iktidar paylaşımı talebi bir gelişmişlik kıstasıdır. Devletçi, merkeziyetçi ve tepeden inmeci siyasetin türlü sakatlık ve yetersizliğine etkili bir çözümdür. Yani iş, “bütünlüğü koruyoruz, gerisi bizi ilgilendirmez” diyerek hallolmuyor.
Osmanlıda ve Türkiye’de merkez, iktidarını asla paylaşmaya yanaşmaz; merkez dışındaki yapılar da hiçbir zaman aynı mülk/devlet içinde ademimerkezî bir yapıyı müzakere edebilecek kadar güçlenemezler. Merkezkaç güçler siyasî, askerî ve haricî koşullar elverdiği ölçüde merkezden ayrılırlar (Bulgaristan, Mısır, Sırbistan, Yunanistan). Ama aynı merkezî yapı altında iktidar paylaşımı hiçbir zaman gerçekleşmez.
İşte Kürtler, 1800’lerin başından bu yana bu coğrafyada becerilemeyen o siyaseti denedi. Olmadı ve savaş sürerse yine olmayacak; ihtimalen ikiyüz yıldır olduğu gibi kopuş gerçekleşecek. Yine bir devlet kurulması anlamına gelecek kopuş ise ne Türkiye’ye ne Kürtlere ne de bölgeye hayır getirir.
Bu memlekette bir nebze sağduyusu kalmış olanların elinde vicdan ve akla davetten başka araç yok. “Barış için akademisyenler” girişimiyle başlayan vicdan ve akıl çağrısı, ardından pek çok farklı sivil çevreden ve yurtdışından gelen destek hayatî önemde ama savaşın seyrini değiştirmesi kolay değil. Yegâne ışık sivil ve şiddetsiz itirazın küresel vicdan ve aklı harekete geçirme kapasitesinde saklı. Görürüz umarım o ışığı.
Işık derken, ışığımız Hrant katledileli bugün 9 yıl oldu, hâlâ adaletin ışığını bekliyoruz.
CENGİZ AKTAR / HABERDAR
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları









































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.01.2022
18.05.2021
10.05.2021
24.04.2021
24.03.2021
23.02.2021
20.01.2021
12.01.2021
28.12.2020
22.12.2020