Ceren KENAR
Irak'ta mevcut kriz konuşulurken, Sykes-Picot'dan, Maliki'ye, İngiliz sömürgeciliğinden, Amerikan müdahalesine Irak tarihinin her perdesi aralandı. O tarihin her bir katmanının bugün yaşananlarda bir payı ve yansıması olduğundan, bu çabaların hepsi Irak'ın bugün içinde olduğu krize dair algımızı genişletti.
Lakin bir dönemi var ki Irak güncel tarihinin, bugün yaşananları o dönem incelenmediğinde anlamak mümkün olmaz. Zira, Amerikan işgali ile açılan "Pandora'nın Kutusu"nda biriken günahların, öfkenin, hıncın önemli bir kısmının müsebbibi bu dönemdi...
Sıfırdan gelen bir adam, ülkesinin gelecek on yıllarına damgasını vuracak bir "lanet"i bizzat kendi elleriyle oluşturdu. Bugün pek anmadığımız bu dönem Irak'ta katliam ve nefretin norm olduğu zamanlardı.
Yıl 1937 (veya 1939), yer Tikrit... Subha 27 yaşında hamile. Kocası ortada yok. Yeni gelecek bebeğe yer de yok. Halihazırda evde iki çocuk, biri ağır hasta, kanser. Ve tek başına bir kadın. Rivayete göre hamileliğini sonlandırmak için elinden geleni yapıyor, karnındaki bebeği düşürmeye çalışıyor ama muvaffak olamıyor. Bu yüzden de doğan erkek bebeğinin ismini Arapça “direnen/karşı duran” anlamına gelen Saddam koyuyor.
Kardeşi öldüğü sene doğan Saddam, daha sonra kızıyla evleneceği dayısının evine gönderiliyor. Dayısının hapse girmesi sonucu, üç yaşında anne evine geri dönüyor. Annesi başka bir adamla evlenmiş olan Saddam'ı, burada üvey babasının korkunç muamelesi bekliyor. Üvey babası tarafından sopayla dövülen, hakaret edilen ve istenmediği net bir şekilde belli edilen Saddam, 6 yaşında üvey babası tarafından çoban olarak çalıştırılmaya başlıyor. Dayısının hapisten çıkması ile Saddam 10 yaşında evi terk ediyor ve dayısının yanına kaçıyor.
Saddam Hüseyin'den 300 sene önce yaşamış Thomas Hobbes, hem Saddam'ın hayat öyküsünü hem de bu zor yaşamın siyasetine etkisini özetlemişti aslında. “İnsan insanın kurdudur” şiarını hayat okulunda öğrenecekti Saddam. Kimseye güvenmemesi gerektiğini, hayatta kalmak için hep mücadele etmesinin şart olduğunu ve ancak gücün onu bu sefaletten kurtarabileceğini öğretecekti zor hayat şartları henüz ufak bir çocukken Saddam'a.
Saddam'ın dayısı Hayrallah Telfah, önemli bir rol oynamıştı yeğeninin hayatında. Telfah milliyetçi bir öğretmendi. Askerdeyken İngilizlere karşı düzenlenen bir isyana katılmış, ordudan atılmakla kalmayıp hapse de girmişti. Saddam'ın kişisel ve siyasi kariyerindeki ilk rol modeliydi Telfah. Yıllar sonra aralarında Bağdat valiliği de olmak üzere birçok üst düzey makamda görev alacaktı. Lakin kendisiyle ilgili en “ilginç” detaylardan biri yazdığı bir kitabın ismi ve dolayısıyla konusu idi. Irak Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ilkokul çocukların okutulan “Tanrı'nın yaratmamış olması gereken üç şey vardı: İranlılar, Yahudiler ve Sinekler” başlıklı kitabı Telfah kaleme almıştı. Hayrallah'ın oğlu Adnan ise Saddam'ın uzun zaman savunma bakanlığını yapacaktı.
Dayısının yanına yerleşince hayatında ilk defa okula başlayan Saddam, yine dayısının yönlendirmesiyle önce liseyi tamamlandı, sonra hukuk fakültesine başladı. Arap sokaklarını üçüncü dünyacı, sosyalist milliyetçiliğin vurduğu zamanlar, Bağdat Paktına katılmış Haşimoğulları mensubu Kral Faysal'a karşı hoşnutsuzluk büyüyordu. Pan-Arabizme ve anti-emperyalizme ihanet ettiğine dair hissiyat halk arasında yaygınlaşıyordu. Süveyş krizinde kraliyetin pasif bir tutum alması Saddam'ın da tahammül edemeyeceği bir gelişme oldu. Fakülteyi 3. yılında terk ederek, Baas partisine katıldı. Partiye katılmasının birinci yılında Irak Kralı II. Faysal'ı deviren darbe gerçekleşti.
Fakat ümitlenmek için erkendi, genç Baas üyesi Saddam açısından. Darbeyi gerçekleştiren General Abdülkerim Kasım, Baasçılar ile ortak hareket etmişti Kralı devirirken, ancak daha sonra politikası Baasçılar'dan ayrışacaktı. Cemal Abdül Nasır'ın kurduğu Birleşik Arap Cumhuriyetine katılmak istemiyordu General Kasım, bu yüzden Baas yerine Pan-Arabizmi reddeden Irak Komünist Partisi ile ittifak yapmayı tercih etti. Baasçılar'ın buna karşı cevabı bir “sürpriz” olacaktı.
General Kasım'a karşı bir suikast düzenlemeye karar verdi Baasçılar. Emrin Nasır tarafından verildiği iddia edilse de, hep tartışma konusu olarak kaldı. Operasyonun tetikçisi genç Saddam oldu. Suikast girişimi başarısızlıkla sona erdi. Kasım'ın şoförü hayatını kaybederken, kendisi yaralı olarak kurtuldu.
Saddam için ise sürgün günleri başlamıştı. İlk durağı Şam, sonraki Kahire oldu. Bu dönemde Kahire'de Amerikan büyükelçiliğini birkaç kere ziyaret ettiği bilgisi, Amerikan ajanı olup olmadığına dair şüphelerin oluşmasına sebebiyet verdi. Irak'taki Kasım yönetiminden rahatsız olan ve Kuveyt'i işgal etme tehdidi savuran Kasım'a karşı darbe girişimlerini bilfiil destekleyen Amerika'nın, o dönemde Kasım suikastının tetikçisi Saddam ile görüşmesi belki de şaşırtıcı değildi.
1963 yılında Amerikan büyükelçiliğinde şampanya ile kutlanan o haber gelecekti. General Kasım bir Baas darbesi ile devrilmişti. Hem Amerikan, hem de İngiliz istihbaratı olayın aktif olarak içindeydi. Hatta Baas'a darbesini mümkün kılan silahların gizlice Türkiye üzerinden gittiği iddia edilir.
24-25 yaşında döndüğü Irak'ta siyasi çalkantılar bitmemişti. “Ya devlet başa, ya kuzgun leşe” prensibinin geçerli olduğu Orta Doğu siyasetinde Saddam kah görevde, kah hapisteydi. 1968 yılı itibariyle yine destek verdiği bir darbe girişimi başarılı oldu. 30'larının başında birden rejimin ikinci adamı oldu. Bu genç, karizmatik ve acımasız devlet adamı herkesin dikkatini çekmeyi başarmıştı.
Bir yandan idam mangaları Irak sokaklarının ve günlük hayatın bir parçası haline gelmişti. Yahudiler, Komünistler ve muhalifler ana hedefti. Toplu tutuklamalar sonucu insanlar karanlık şehir efsanelerinin konusu olan zindanlara gönderiliyordu. İşkence yeni kurulan rejimin vatandaşları ile temel ilişki kurma biçimiydi.
Diğer yandan Saddam hem Irak içinde, hem de uluslararası alanda alkışlanıyordu bazı icraatları ile. Ekonomiyi modernleştiriyor, eğitim seferberliği başlatıyor, takım elbise giyiyordu. Sovyetler ve Amerika arasındaki dengeyi iyi ayarlıyor, seleflerinin hatasına düşmüyordu. Resmen ve fiilen 1979 yılında Irak'ın tek adamı oldu.
Dürüst olmak gerekirse Irak siyasetinin acımasız ve gayriahlaki kuralları Saddam iktidara gelmeden çok önce belirlenmişti. Ancak Saddam bu oyunun en iyi oyuncusu olacaktı. Kötücüllükte mahirdi, korkunç politikalar dizayn etme konusundaki yetenekleri mükemmeldi. Stalin'e olan hayranlığını hiç gizlemiyor, ilhamı ondan aldığını vurguluyordu.
Tek adamlığa doğru emin adımlarla yürürken ve göreve gelir gelmez suikast iddiaları ile muhaliflerini tasfiye etme işine girişmişken, Saddam için “müjdeli” haber komşu İran'dan gelecekti.
Irak'taki Baas rejiminin dengesizliklerini yavaş yavaş fark eden (hatta İran istihbaratı yoluyla Kürtleri isyana teşvik etmeye çalışan) Amerika gittikçe gelişen Irak-Sovyet ilişkilerinden duyduğu kaygıyı saklamıyordu. Ancak Amerika için asıl sürpriz Irak'tan değil, komşusundan gelecekti. Orta Doğu'da tehlike çanları çalıyordu. Amerikan başkanı Jimmy Carter'ın Tahran'da Şah ile kadeh tokuştururken söylediği “Dünyanın en sorunlu bölgelerinden birinde İran bir istikrar adasıdır” ifadesinden birkaç ay sonra, Tahran sokakları öfkeli göstericiler ile dolup taşıyor, Şah, ülkesini terk etmek zorunda kalıyordu.
Amerika bölgedeki en sadık ve önemli müttefiklerinden birini "İslami bir devrim" ile kaybederken, ehven-i şer alternatifleri arıyordu. Amerika için ehven-i şer olanın, Irak için maliyeti çok ağır olacaktı...
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.02.2017
5.02.2017
4.02.2017
27.06.2017
26.06.2017
21.06.2017
7.02.2017
5.02.2017
2.02.2017
30.05.2017