Demiray ORAL
Haftayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Darağacında olsak bile son sözümüz Silivri” makamında güftesiyle açtık, yeni bir KCK gözaltı dalgasıyla kapatıyor gibiyiz.
Bu ikisi arasında olan biteni sadece sıralamaya kalksam, yazının dörtte üçü biter geriye en fazla afili bir final paragrafı yazmak kalırdı bana.
Yazının dörtte üçünü dolduracak o gündemin dörtte üçü ise çaresi henüz bulunamayan Kürt sorunu adını verdiğimiz “hastalığa” ait vakalardan oluşmakta.
Daha önceki iktidarları da esir alıp, çökerten bu hastalığın şimdi AKP’yi de esir alışını, aynı filmi daha önce defalarca görmenin etkisiyle isyan ederek izliyorum.
Sabahları televizyon- gazete- bilgisayar şeytan üçgeni karşısına geçtikten bir müddet sonra bazen“durdurun!” diye bağırmak geliyor içimden.
Freni patlamış kamyon misali yokuş aşağı giden şu gündem denen arkadaşı müsait bir yerde durdurun Allah rızası için...
Ama tıpkı arkasına “Babam sağolsun” yazdırmış kamyoncu gibi bizim kamyon da arkasına “Vatan sağolsun” yazdırıp topuklamış gidiyor.
Aslında freni patlamış vaziyette ama o gazladığı için hızlandığını sanıyor.
Neticede frene basmak isteyince kafadan girecek yokuşun sonundaki duvara.
Tabii onunla birlikte kamyonun kasasında olan biz de...
AKP’yi Kürt sorununun esir almasıyla ilgili bir ton şey oldu bugüne kadar, olmaya da devam ediyor ama bir noktada takıldım kaldım ben, Uludere’de.
Benim takılmam çok mühim değil elbette ama gördüğüm o ki bu memleketin yurttaşı olan Kürtler de aynı noktada takılmış vaziyetteler.
Bazı kelimeleri olur olmaz kullanmaktan hiç hazzetmem ama eğer “milat” diye bir kavram kullanılacaksa Uludere onu kullanmanın tam da yeridir.
Aradan geçen bilmem kaç günden sonra vaziyetin özeti şu: Savaş uçakları 34 Kürt’ü öldürdü.
Hükümet ise şu âna kadar takındığı tavırla milyonlarca Kürt’ü ağır yaraladı.
Yaşanan o acıdan sonra, doğruyu söylemek ya da söylememek konusunda bir karar vermesi gerekiyordu hükümetin.
Ve onlar doğruyu söylememeyi seçti.
Oysa bir tek hakikati duymak o insanlara acılarının paylaşıldığını hissettirecekti.
Çünkü hakikat demek aynı zamanda özür dilemek demekti.
Ancak hakikat yerine “askere teşekkür”, özür yerine “tazminat” demeyi tercih etti hükümet.
İşte bu nedenle Uludere bir milat, duygusal bir kırılma noktası oldu.
Üç ayrı soruşturma yapılıyormuş, hataymış, ihmalmiş, yanlış istihbaratmış artık kimin umurunda?
Kürtler tıpkı daha önceki iktidarlarda olduğu gibi AKP iktidarında da bu memleketin birinci sınıf yurttaşı olmadıklarını gördüler o gün.
Ne kadar yalnız olduklarını, yalnızlıklarının değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceğini bir kez daha anladılar.
Rötuş devleti
İnsan meslek olarak yapmasa bile bir konuda eğitim alınca onunla ilgili gerçekleşen saçmalıklara hâlâ şaşırmaya devam edebiliyor.
Oysa memleket şartlarında çoktan şerbetlenip, şaşırma duygumu kaybetmem gerektiğini biliyorum.
Benim şahsımda bu durum “hukuk” söz konusu olunca devreye giriyor.
Ve kimi zaman o şahane klişedeki gibi “Yahu bunu bilmeyen hukuk fakültesinde birinci sınıftan ikinci sınıfa geçemez” misali söyleniyorum.
Böyle dedirten bir haber vardı bu hafta, yani basının “Haberal yasası” adını verdiği düzenleme.
Malum, Ergenekon tutuklusu Mehmet Haberal’ın ağır hasta olan annesini görebilmesi için bir yasal düzenleme yapılıyordu. Ancak tam bu esnada birden “Ya bu yasadan bir gün Öcalan da yararlanırsa”diye bir evham devreye girdi. Bunun üzerine hemen iktidarıyla, muhalefetiyle partiler el ele verdi ve yasaya “Ağır müebbet hapis cezası alanlar bu haktan yararlanamaz” diye ek yapıldı.
Basınımız da bu hareketi “Haberal yasasına Öcalan rötuşu” diye paketledi ve oldu da bitti!
Bakın arkadaşlar, nasıl “kişiye özel” yasa yapılamazsa, “kişiyi özel olarak dışlayan” yasa da yapılamaz.
Yani üç beş senede bir herhangi bir yasal değişiklik yaparken “bundan Öcalan nasıl yararlanamaz” diye özel olarak hüküm hazırlamak gerçekten adamı fakültede birinci sınıftaki Hukuk Başlangıcı dersinden çaktıracak bir harekettir.
Sonra şunu acayip merak ediyorum, mesela hasta yakınını ziyaret etme hakkından müebbet hapse mahkûm olanlar yararlanırken, ağır müebbet hapse mahkûm olanlar hangi gerekçeyle yararlanamayacak?
Nasıl bir gerekçe koyacaksınız o yasaya? Ağır müebbet hapis alanlar çok aşağılıktırlar dolayısıyla annelerini ölmeden önce göremezler mi diyeceksiniz?
Bir de şuna bir karar verin artık.
Öcalan ne? Bu devletin yasalarına göre bir hükümlü mü, bir esir mi, ya da ne?
Hükümlüyse diğer hükümlülerle eşit haklara sahip olsun, yok esirse onu söyleyin herkes bilsin ve sussun.
Ya da her neyse onu açıklayın öğrenelim?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları





















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.05.2015
23.09.2014
13.06.2014
2.04.2014
16.02.2014
13.01.2014
6.01.2014
29.12.2013
19.12.2013
11.11.2013