Etyen MAHÇUPYAN
Siyasetin hedefinin yönetmek olduğu açık olsa da, geniş bir perspektife oturtulduğunda daha mütevazı bir tanımla yetinmek durumunda kalırız.
Bazen ne yaparsak yapalım yönetime geçme şansı olmadığına göre, siyaset ‘yönetimin bizim istediğimiz doğrultuda davranmasını sağlamak üzere yaptığımız bir etkinlik’ olarak görülmeli. Doğal olarak bazıları bu tutumu çok naif veya yetersiz bulacaklar ve bir tür devrim yapmanın gereğine inanacaklardır. Bu kişiler söz konusu devrim arzusu nedeniyle belki de hiçbir zaman yönetimi istedikleri yöne doğru etkileme şansına da sahip olamayacaklar ama zaten yönetimin ideolojik olarak doğru davranmasının imkânsız olduğunu söyleyerek kendilerini avutacaklardır. Bu grubu bir yana koyacak olursak şu tespiti yapabiliriz: Eğer herhangi bir yönetimden şu veya bu konuda şikâyetçi isek ve onu demokratik usuller çerçevesinde iktidardan indiremiyorsak, yapılacak şey, yönetimi tavır değişikliğine sokacak ve bizim istediğimiz yönde karar almasını sağlayacak bir strateji izlenmesidir.
AKP iktidarının şimdilik öngörülemeyecek bir süre boyunca kalıcılık kazanmakta olduğunun idrak edilmesiyle birlikte laik kesimin kendini içinde bulduğu durumun bu olduğunu söyleyebiliriz. Darbe arayışından vazgeçmeye niyetli gözükmeyen ama darbenin maddî koşullarının elden kaçtığını da gören ulusalcıların bir bölümü de tedricen aynı noktaya gelmek durumunda. Soru söz konusu etkilemenin nasıl olabileceğidir... Bunun klasik yolu sizi temsil eden siyasî partinin parlamenter sistem içerisinde daha etkin olmasını sağlamak, bu sayede iktidarı ‘doğru’ yapmaya teşvik etmek, daha da iyisi zorlamaktır. Ne var ki laik kesimin elinde bu anlamda güçlü bir cihaz bulunmuyor. CHP’nin herhangi bir süreci durdurmaya, yapılanı bozmaya çalışma türünden bir işlevi yok değil. Ama iktidarın ‘doğru’ yapmasını sağlayacak bir gücü, ağırlığı veya becerisi yok. Buna ideolojik nedenlerle ‘isteğinin’ de olmadığını ekleyelim... Bu durumda laik kesim içinde daha demokratik bir yönetim veya daha özgürlükçü bir ortam arzu edenlerin siyasî temsilinde sorun var demektir ve nitekim yaşanmakta olan da bu.
Dolayısıyla laik kesim içindeki demokrat eğilimli kişilerin kendilerine sorması gereken soru ‘ne yaparlar ve nasıl yaparlarsa’ iktidarı etkileyebilecekleri olmalı. Bunun ise iki yolu var... Ya hükümeti doğrudan etkileyecek bir söylem veya eylem üretirsiniz, ya da hükümetin doğal tabanını iktidar üzerinde baskı kurmaya yöneltir, bu yönde ikna edersiniz. Gerçekçi olmak gerekirse, birinci yol bugün için kapalı gözüküyor. Cumhuriyet’in temelinde yer alan otoriter laiklik uygulamasının laikler tarafından benimsenmiş olması, AKP iktidarına giden yolun 28 Şubat’tan geçmesi, ardından gelen darbe arayışları ve günümüzde belirginleşen kutuplaşma, hükümetin laik kesime kulak verme, oradan gelecek eleştiri ve telkinleri duymasını engelliyor. Diğer bir deyişle AKP iktidarı salt ideolojik ve kimliksel nedenlerle değil, bizzat bugüne dek sergilenmiş olan siyaset nedeniyle de laik kesimin taleplerine karşı büyük ölçüde ‘sağır’ olabiliyor.
Oysa ikinci yol giderek açılmakta... Yani tabanı üzerinden hükümeti etkileme imkânları her geçen gün çoğalıyor. Çünkü artık zenginleşen, kentlileşen, dünyaya entegre olan bir İslami kesim var. Bu dinamiğin doğal uzantısı olarak sosyolojik planda bir melezleşme ve dinin kendi alanına çekilmesi anlamında bir sekülerleşme yaşanıyor. Dolayısıyla eğer doğal akışına bırakılacak olursa İslami kesimin giderek daha demokratik bir yönetim ve özgürlükçü bir ortam talep edeceği açık. Öte yandan zamanın ruhu artık bunları salt kendimiz için istememeyi gerektiriyor ve dindarlar da zamanın ruhuna uyum sağlamayı özgüvenlerini güçlendirici bir husus olarak yaşıyorlar. Kısacası eğer bir tehdit algısı yaratılmaz ve dindarların kendi kabuklarına çekilmesine yol açacak bir kutuplaşma üretilmezse, İslami kesimin zihnine ve yüreğine hitap etmek mümkün.
Laik kesimin intelijensiyası ise çoğunlukla tam tersini yapıyor... Bazıları Türkiye’ye değil, yurtdışına konuşurken, birçoğu da olayları tek taraflı sunuyor ve neredeyse hiçbir meseleye adil yaklaşmıyor... Sonuç laik kesimin kendi içinde parçalanarak yeniden cemaatleşmesi, siyasetin dışına düşerek etkisizleşmesidir. Siyaset iktidarın istediğimiz yönde adım atması ise ve bunu ‘öteki’ toplum üzerinden, daha iyi bir ifadeyle ‘onlarla birlikte’ yapma noktasındaysak, her şeyden önce güvenilir olmak gerekiyor. Bunun için de samimiyet lazım... Galiba laik intelijensiyanın sorunu da temelde bu..
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları











































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2025
25.10.2025
15.03.2025
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024