Etyen MAHÇUPYAN
Görünen o ki AKP/CHP koalisyonunun gerçekleşmemesine üzülenler azınlıkta kalacak. Ama bu heterojen grubun önümüzdeki aylarda giderek büyümesi kimseyi şaşırtmamalı. Kaybedilen fırsatın ağırlığı giderek insanların üzerine çökecek ve birçok meselenin koalisyon oluşabilseydi ne kadar daha etkin ve verimli bir biçimde çözülebileceği konuşulacak. Ama bu minvalde bir romantizmin de fazla zorlanması anlamlı değil. Çünkü bu bizim ‘doğal durumumuz’… Koalisyonun gerçekleşmemesi, henüz Türkiye siyaseti ve sosyolojisinin toplum olmaya yeterince hazır olmadığını, cemaatçi bakış içine hapsolmuşluğu sürdürdüğünü ve kısıtlı işbirliğinden ziyade kısıtsız çatışmayı daha rahat içselleştirdiğini gösteriyor.
Kabahati herhangi bir yana yıkmakla kurtulabileceğimiz bir durum değil bu… Hep söylendiği üzere Türkiye’nin iki zıt geleneğinin, devlete niteliğini veren temel yarılmanın karşıt taraflarına düşen kimliksel duruşların muhtemel işbirliğiydi aranan… Sosyolojik olarak çok zor olduğu açıktı. Duyguların dünyasında neredeyse imkansız hale gelmiş bir uzlaşmaydı.
CHP tabanı için AKP dindarlık üzerinden çoğunluk sağlamış, bunu ürettiği rant mekanizmaları ile büyütüp pekiştirmiş ve bu gücünü ülkeyi İslamiyet üzerinden kültürel anlamda muhafazakarlaştırmak üzere kullanmayı hedefleyen bir parti. Ama daha önemlisi devleti kuruluş niteliklerinden sıyıran, kaotik bir ortamda zorlayarak yeniden inşa etmeye yeltenen, dolayısıyla eğer başarılı olursa CHP’nin temsil etmekte olduğu hemen her şeyi tarihin ‘tozlu sayfalarına’ gömebilecek olan bir hareket.
AKP tabanı için CHP ise, onlara hayatı bir dönem zindan eden, başka dönemlerde vesayet sistemi sayesinde ayrımcı bir kamusal alana sıkıştıran rejimin temel taşıyıcısı ve meşruiyet sağlayıcısı. Ülkenin kaynaklarına el koyan bir azınlığın, kültürel kimlik ve farklılık üzerinden güç sahibi kılınmasını sağlayan siyasi aktör… Toplumun ürettiği katma değeri merkeze çekerek makbul vatandaşlar arasında paylaştıran, dolayısıyla sadece eşitsizlik yaratmakla kalmayıp doğrudan kalkınma potansiyelini iğdiş eden bir bencillik siyaseti. Eğer iktidara gelirse antidemokratik yöntemlerle demokrasiyi zedelemekten çekinmeyecek, ülkeyi eskiye döndürecek, kazanılmış alanın ve hakların yitirilmesine neden olabilecek olan bir irade.
Bu iki algıyı karşı karşıya getiren çatışmalı bir ortamdan sonra AKP ile CHP arasında koalisyon aramak bile başlı başına bir sağduyu emaresiydi. Her iki tarafın süreç boyunca kullandığı itinalı dilin de tamir edici bir etki yarattığını varsayabiliriz. Bunun gelecek açısından önemli bir diyalog zemini oluşturduğunu, eğer suistimal edilmezse belki birkaç ay sonra yapıcı bir işlev göreceğinin de altını çizebiliriz. Ama tarihsel açıdan asıl sonuç, henüz kendi kimliklerimizi aşabilen ve sinerji üretebilen bir olgunlukta olmayışımızdır. Koalisyonun niçin yapılamadığına dair, karşılıklı pozisyonları ve ‘siyasi pazarlık’ adımlarını veri alarak yapılacak analizler bu ‘kadim’ zaafımızın yanında fazla bir şey ifade etmiyor.
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023