Etyen MAHÇUPYAN
Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana siyaset bir ‘karşıtlık’ ilişkisi olarak yaşandı. Bizdeki siyasi akımlar kendilerini kimliksel olarak farklı tanımladılar ve bunun siyasetini üretmeye çalıştılar. O kadar ki rakip bellenen kesime en sert yaklaşımı kim ortaya koyarsa, kendi cenahında kahraman olmaya da daha yakın oldu.
Öte yandan bu tutumu Cumhuriyet’le başlatmak, her şeyi Kemalizm’in sırtına yükleyip onun öncesini masumlaştırmak pek de adil değil. Siyasetin karşıtlık olarak yaşanmasının geçmişini en azından Tanzimat’a kadar uzatmak mümkün... 19. Yüzyılın son çeyreğine gelindiğinde ise bu siyasetin çözüm üretemeyen kırılmalara doğru gittiği açık. Bu trajik maceranın arka planında yüzyıllar boyunca cemaatçi bir yapıda, devlete eklemlenerek, siyaseten sadece devleti muhatap alarak ve birbiri ile formel ilişki kurmadan yaşayabilen kimliksel toplulukların varlığı yatıyor. Sünni cemaatten başlayarak aşağıya doğru inen toplumsal hiyerarşi, hiçbiri diğerine eşit olmayan, her biri devletin akılcı ve adil himayesine muhtaç, yarı özerk kimlikler ve yaşama alanları üretmişti. Osmanlı sisteminde bu cemaatler dünyasının zamkı doğrudan devletti… Siyaset her cemaatin devletle ilişkisi içinde cisimleşiyor, bu sayede her cemaat diğerleri aleyhine alan genişletmeye çalışıyordu.
***
Böylece siyaset sadece fikirsel veya ideolojik değil, aynı zamanda sosyolojik karşıtlıklar üzerinde yükseldi ve buradan beslendi. Buna karşılık siyasi aktörler de kendi varoluş imkanlarını güçlendirme uğruna söz konusu sosyolojik karşıtlıkları tahkim ettiler. Her siyasteçi kendi kimliksel derebeyliği içinde siyasi kariyer yaptı ve sadece kendi kimliksel tabanına karşı sorumluluk hissetti.
***
İronik bir biçimde bunun ‘yumuşadığı’ dönemler askeri darbelerin sonrası oldu, çünkü bu müdahaleler siyasi aktörler arasındaki karşıtlığı anlamsızlaştırdı. Bu da ideolojiye fazla kapılmamış siyasetçilerin seyyaliyetini artırdı. Ancak en ufak normalleşmeyle birlikte eski karşıtlık tablosuna geri dönüldü.
Dolayısıyla şunu söyleyebiliriz… Türkiye’deki kutuplaşma siyasetinin getirisi var, çünkü henüz sosyolojik anlamda ‘toplum’ olamamış durumdayız. Ancak AK Parti zemindeki parçalı yapının bütünleşmesi yönünde tarihsel bir işlev yaptı. Bu partinin tabanı ona atfedilen kimliksel seçmenin çok ötesinde. Özellikle genç kuşaklarda bu daha da bariz ve yükselen bir trend. Diğer bir deyişle önümüzdeki dönemde karşımızda cemaatçi olmayan, kimliği üzerinden siyaset aramayan ve kendine benzemeyenle birlikte yürümeye hazır bir seçmen kitlesi bulacağız. Dahası diğer gruplar kimlikleri kendi içinde katılaştığı ölçüde, bu yeni grup iktidarı ve niteliklerini belirleyecek.
Türkiye sosyolojisi karşıtlık siyasetinin kimliksel alt merkezlerde derinleşse de marjinalleştiği, kimlikler arası geniş düzlemde ise çoğullaşarak yumuşadığı bir süreçten geçiyor. AK Parti karşıtlık ve kavga siyasetinin kolaycılığına kapılırsa, kısa bir süre sonra ne yönetebilir, ne de belki iktidar olabilir. Ama bu gerçeği anladığı ve karşılığını yaptığı sürece yönetebilen bir iktidar olur…
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları







































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2025
25.10.2025
15.03.2025
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024