Etyen MAHÇUPYAN
Darbe girişiminden hemen sonra bir gazetemiz “Fetocular temizlendi, Merkez Bankası faizi radikal düşürecek” diye haber yapmıştı. İddia “hükümetin işine yarar, millet huzur bulur diye Fetocu bankacılar faiz indirmiyor” şeklinde ifade edilmişti ve faizin 1 puan inmesinin beklendiğini ileri sürüyordu. Ancak Merkez Bankası faizin kendisini değil, üst bandını ve sadece yüzde 0,25 düşürdü ve tabi gazete eski haberi hatırlama gereği bile duymadı. Aynı gün bir Bakan ise ‘yatırımı tetikleyecek daha büyük bir indirim beklediğini’ söyleme gereği duydu… Bu basit örnek Türkiye’deki büyüme-yatırım-faiz-enflasyon ilişkisinin ne denli anlaşılamamış ve siyasi manipülasyona açık olduğunu ortaya koyuyor.
***
Birinci yanlış faiz hadlerinin doğasına ilişkin… Birçok kişi faizin, örneğin vergi oranı gibi kamu otoritesi tarafından belirlenebileceğini düşünüyor. Vergiyi devlet koyuyor ve kimsenin bunu değiştirme gücü yok. Çünkü vergi oranı piyasada oluşmuyor. Tersine, piyasaya girdi oluşturuyor ve piyasadan kendiliğinden etkilenmiyor. Piyasadaki tepki ve gelişmeler nedeniyle devletin toplayabileceği toplam vergi miktarı değişebilir, ama piyasa devletin koyduğu oranı değiştiremez.
Faiz böyle bir şey değil… Faiz ‘paranın fiyatı’ ve para denen şey de küresel piyasa ile bağlantılı. Ayrıca likidite piyasasında faiz dışında, nakit varlıkların yönelebileceği döviz ve altın gibi unsurlar var. Dolayısıyla nihai faiz hadleri kamu otoritesinin aldığı kararlar dışında, yerel ve küresel aktörlerin tercihlerine ve faiz ile diğer getiri araçlarının göreceli ilişkisine bağlı. Bunların her birindeki arz ve talep esneklikleri nihai faiz haddinin ne olacağını etkiliyor. Ayrıca genelde ortaya tek bir faiz haddi de çıkmıyor ve farklı aktör ve kontrat koşulları birbirinden çok uzaklaşmasa da, farklı faiz hadleri yaratabiliyor. Nihayet ortaya çıkan faiz seviyesinin ülkenin ekonomik gücü, piyasa derinliği, siyasi istikrarı ve küresel piyasalara entegrasyon düzeyi ile bağlantılı olacağı da açık.
Kısacası kamu otoritesi faizi etkileyebiliyor, ama doğrudan saptayamıyor. Nihai değer piyasada oluşuyor. Doğru adım atarsanız faiz de istediğiniz yönde değişiyor. Yanlış adım atarsanız istediğinizin tam tersi de olabiliyor.
***
İkinci yanlış faizin yukarı ve aşağı yönde aynı derecede esnek olduğunun sanılması… Oysa aşağı yönde böyle bir esneklik yok. Çünkü para arzı alternatif kaynakların getirisine ve elde tutulan paranın maliyetine, yani enflasyona bağlı... Eğer istikrarlı bir para piyasası oluşacaksa paranın getirisinin en az enflasyon kadar olması gerekir. Kısacası enflasyon faizin değil, faiz enflasyonun sonucu… Buna karşılık yukarı yönde böyle bir esneklik bulunmuyor, çünkü faizin üst limiti ülkenin ekonomik ve siyasi riskleri ile doğrudan bağlantılı.
***
Üçüncü yanlış ise, faizin yatırımı etkileme biçiminin ‘simetrik’ olduğunun sanılması. Yani faiz artarsa yatırım düşer, faiz düşerse yatırım artar sanılıyor. Oysa bu etki son derece sınırlı. Faizin yükselmesi gerçekten de yatırımları olumsuz etkiler çünkü yatırımcının karını düşürür. Ancak faizin düşmesi girişimcileri yatırıma sevk etmek için yeterli olmaz. Piyasa canlılığı, istikrar durumu, öngörülebilirlik, hukuksal zemin gibi unsurlar çok daha belirleyicidir. Bunlarda eksiklik varsa aradaki farkı faiz indirerek sağlayamazsınız.
Salt faiz indirerek ne büyüme sağlanabilir, ne de enflasyon düşürülebilir. Önce ekonomiyi doğru yönetmek, geleceğe dair doğru beklentiler yaratmak zorundasınız. O zaman enflasyon da düşer, faiz de ve o ortamda istediğiniz büyüme oranına ulaşabilirsiniz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023