Fehim TAŞTEKİN
“Türkiye’yi şahlandıran”, “dış mihrakların oyununu bozan”, “Akdeniz’de dengeleri değiştiren”, “Trablusgarp gazisi” ve “asrın lideri” sıfatlarına mazhar olan Tayyip Erdoğan için sorulacak soru mu bu? Kabahatten sorduk bir kere!
Yanıt, evvela şahsına. Başka kime? 20 yıl sonrasında geri dönüp bakıldığında Erdoğan’ın “Karşı koyuyoruz” dediği ne kadar aktör varsa hepsinin hesabına yazılmış ne miraslar bıraktığı da görülecektir. ‘Milli’, ‘iyi düşünülmüş’, ‘güzel planlanmış’, ‘akıllıca’, ‘stratejik’ gibi kelimelerle tanımlanmayı kaldıramayacak bir miras. Geçmişe sıklıkla başvurup hafızayı tazelemek elzemdir bu mirasın izlerini sürmek için.
Erdoğan’ın dışarıda ortak olduğu hikâyeler 18 yıllık bir süreçte ‘iktidar yolunu açma’, ‘iktidarı sağlamlaştırılma’, ‘iktidarı tekelleştirme’ ve ‘iktidara tutunma’ aşamalarına uygun reflekslerle gelişti. Başlangıç, Batılı aktörlerle uyumlu ortaklığı ve vaatkâr adımları gerektiriyordu. Ayağını sağlama aldıktan sonra orta düzlükte büyük emperyalin oyunu içinde ‘bastırılmış alt emperyal’ kendine alanlar açtı. Bu yol Türkiye’yi rotasız-pusulasız maceralara çıkardı. Ama attıkları adımlarla her seferinde lanetledikleri aktörleri ve belaları Türkiye’nin çeperlerine yaklaştırdılar. Son dönemeçte iktidar, Türkiye’yi çevreleyen sorunlar ve yeni hasımlar karşında daha fazla askerileşen politikalarla yanıt vermeyi deniyor.
Şimdi bizden bu yanıtlara odaklanıp ‘yeniden milli mücadele’ şamatasına eşlik etmemizi bekliyorlar. Bundan ‘yeni güç’, ‘caydırıcı ülke’, ‘yeni eksen’ profili çıkarmamızı istiyorlar. Bu şekilde sorunlar ve hasımlar yaratmadaki öz sorumluluklarını gizleyebilmeyi umuyorlar.
İktidarın ilk yıllarında, ABD’nin Afganistan işgalinin ‘imar’ ayağında yer almak, Oval Ofis’teki ilk fotoğrafın diyeti ve bağlılığın ifadesiydi. Türk’ün çıkarlarını Amerikalılarınkiyle aynı sayfada listelemekten gurur duyuyorlardı. Sonra Irak işgaline iştirak için verdikleri söze karşın tezkerenin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde reddedilmesi üzerine yüzleri kızardı. Meclis her şeye rağmen ismiyle müsemmaydı. O vakit düştükleri durumu AKP’den bir yetkili bana anlatırken “Washington’da her toplantıda ağzımıza s.çtılar” ifadelerini kullanmıştı. Ben de ‘pek terbiyesizce’ bir yanıt vermiştim! Ama Amerikan güçlerine verilen lojistik destekle hizmetteki kusur giderilmişti. İşin siyasal mühendislik kısmında ABD’nin ‘direngen Şii’ İran’ın önüne ‘edilgen Şii’ Irak’ı bariyer olarak konuşlandırma stratejisi vardı. Bu strateji çökünce bu sefer Türkiye’ye ‘Sünnistan’ projesinde görev biçildi. İran’ı dengeleme işi zaten hep Türkiye’nin rolüydü. Şii iktidara karşı Sünni alternatif yaratma ameliyesi de IŞİD’in Haziran 2014’te Musul’u düşürüp hilafet ilan etmesiyle ellerinde patladı. O günden beri Irak, Türkiye için kayıp bir hikâyedir.
Türk-Amerikan koordinasyonu, Arap Baharı sırasında başta Libya ve Suriye olmak üzere bölgeye ateşten bir gömleğin giydirilmesinde de muhteşem bir uyum sergiledi. Albay Muammer Kaddafi “Kardeşim” diye seslendiği Erdoğan’dan kirli müdahaleyi bertaraf edecek arabuluculuk beklerken, İzmir bir anda Libya’ya müdahalenin ana karargâhı olmuştu. Elde olan yıkılmış, parçalanmış, vekâlet savaşlarına maruz bırakılmış bir Libya.
Libya müdahalesine paralel olarak Sahra altında gelişen silahlı İslamcı yayılma eski sömürgeci Fransa’nın Mali, Nijer, Çad, Moritanya ve Burkina Faso gibi ülkelere askeri olarak yeniden intikal etmesine yaradı.
Ayrıca bu süreç bir tarafta Katar, diğer tarafta Birleşik Arap Emirlikleri’nin boylarından büyük oyunlara kalkışmalarına neden oldu. ABD’nin düşük profilde kalma eğilimiyle önünü açtığı yerel aktör sadece Türkiye değildi yani. Ama oluşmakta olan Müslüman Kardeşler kuşağı bir zihinsel zehirlenmeye yol açtı. Alternatif olma iddiasındaki bu kuşak, Erdoğan’ın bölgesel heveslerinin tutunacağı siyasal kanca gibi parlıyordu.
Libya’dan sonra sıra Suriye’ye geldiğinde Türkiye’nin ibresi ürkütücü bir hesapsızlık içinde şaşırmıştı. CIA’nin Libya’da milislerden topladığı silahlar Ağustos 2012’de Al Entisar adlı gemiyle Mersin limanına gelmişti, adres Suriye idi. Yakılacak ve yıkılacak ülke Türkiye’nin en önemli komşularından biriydi. 28 Nisan 2012’de Letfallah II adlı gemi, güvertesindeki silahlarla Lübnan’ın Trablus limanına giderken Beyrut açıklarında yakayı ele verince Bingazi-Mersin hattı en güvenli güzergah oluvermişti. CIA’nin Suudi-Katar parasıyla “Özgür Suriye Ordusu” için Doğu Avrupa’dan topladığı silahlar da uçaklarla Esenboğa ve Atatürk havaalanlarına taşınıyordu.
Türkiye’nin açık sınır politikası milyonlarca sığınmacıyı bu tarafa, onbinlerce cihatçıyı o tarafa taşıdı. Suriye harap edildi. ABD ve İsrail’in hayal bile edemediği bir sonuçtu. ABD bu sayede Orta Doğu’da İran’dan sonraki en önemli düşmanının topraklarına ayak bastı. Bu kötülük mirasların en kasvetlisi.
Bu kirli müdahalede Türkiye’nin ‘terörist’ addettiği Kürt aktörler de kendilerine özel bir sayfa açtı; IŞİD, Nusra ve bilumum cihatçıyla savaşarak kendilerini uluslararası koalisyona kabul ettirdi. Bu durum “Kürt koridoru oluşuyor” diyen iktidarın askeri müdahalelerini tetikledi.
Bu üstün hizmet sadece ortaklara yaramadı, hasımlara da alanlar açtı. En çok şikayet ettikleri İran, Irak’tan sonra Suriye’de de oyuna girdi. Tahran-Şam arasındaki ortaklık Hamas ve İslami Cihat gibi Filistinli gruplar ile Hizbullah’a destekle sınırlıyken İran, Suriye’de şaşırtıcı boyutlarda yatay ve dikey nüfuz kazandı. Sonunda Rusya’yı da 2015 itibariyle bölgeye çekmeyi başardılar. Rusların sıcak denizlere inme düşü gerçeğe dönüştü. Bu da ‘stratejik derinlik’ sayesinde oldu. Şimdi Suriye’deki Rus üsleri, Libya ve diğer Afrika ülkelerine uzanmada rampa işlevi görüyor.
***
Bu bölgesel maceralarla Türkiye bolca düşman edinirken başka alanlarda da kaybetti. En önemlisi, Doğu Akdeniz’de kurulan enerji masasını kaçırdı. Bunu tersine çevirmek için Libya’da bir tarafla anlaşıp savaşa daha fazla müdahil olmak üzere geliştirdiği strateji de sonuç vermiyor.
İyi hesaplanmamış adımlar, Türkiye’yi çok katmanlı sorunlarla karşı karşıya bırakıyor. Dış politika daha fazla askerileştirildikçe tartışmalı bölgelerle doğrudan ilgisi olmayan ülkeler de kavgaya çekiliyor. Doğu Akdeniz’de Rumlar ve Yunanlılarla çözülmesi gereken deniz yetki alanları, münhasır ekonomik bölge ve enerji arama meselelerinde Fransa ve ABD gibi aktörler söz sahibi oluyor.
Bir sorunu başka bir sorunla ilintili hale getirmeyi, klasik tabirle kart çekmeyi çıkar yol sanıyorlar. Sokaktaki bıçkınlık, diplomasi kisvesinde vücut buluyor. Ama bu yolda yürümeyi mümkün kılacak ne stratejik akıl, ne kayda değer uluslararası ortaklıklar, ne hukuki zemin, ne de askeri-diplomatik kapasite mevcut. En basitinden şunu görmek gerekiyor: Doğu Akdeniz’de Mısır, İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs arasındaki ortaklığı mümkün kılan kışkırtıcı faktör Türkiye’nin bu ülkelerin her biriyle yaşadığı kavgalı süreçlerdir. Buna İsrail’le anlaşmazlığına karşın Güney Kıbrıs ile deniz yetki alanlarını belirlemeye çalışan Lübnan’ı da katabiliriz. Normalde Türkiye’yi hesaba katma gereği duyan taraflar bile artık açık cepheleşme içinde. Bunda rasyonalite aramak da boşuna. Araştırma gemileri için daha fazla NAVTEX yayımlayıp heyecanı yüksek tutmanın netice getirmediği de ortada.
Oluşan keskin kamplaşma kaçınılmaz olarak askeri boyutlar kazanıyor. Mesela Fransa’nın Güney Kıbrıs’a fırkateyn ve savaş uçakları göndermesi neyin başarısı? İngilizlerden sonra Fransızlar da adada denkleme girmiş oluyor. Ya da ABD’nin Yunanistan’la askeri ortaklığı hayli ilerletmesinin mesajı kime? “Doğu Akdeniz’de dengeleri değiştirdik” diyen ‘asrın lideri’ karşısında yeni bir denge buluyor. Yani bölgedeki ‘harici aktör’ sayısı Türkiye’nin işini zorlaştıracak şekilde artıyor. Caydırıcı olacağı hesabıyla suları köpürten Türkiye aynı zamanda karşı tarafı yeni koalisyon ya da ortaklıklarla caydırıcılık kapasitesini artırmaya itiyor. Gerekli gereksiz kart çeken, misliyle kart görüyor. Doğu Akdeniz’in bu denli askerileşmesi hayra alamet değil.
***
Türkiye’yi saran sorunlar yumağı ve alarm verdirten denklemler bir gecede değil yıllara dayalı hatalar ve ihmaller silsilesiyle oluştu. Şişik egolar, gerçeklikten kopuk hamaset, cehaletle malul danışmanlar, kifayetsiz özel temsilciler, hikmetinden sual olunamayan paralel diplomasi araçları, MİT üzerinden yürütülen operasyonlar, sahada yanlış ve tehlikeli ortaklıklar, vekâlet savaşlarıyla sonuç alacağını sanan özürlü hesaplar Türkiye’yi gerektiğinde çekilmesine imkan vermeyecek kadar farklı coğrafyalara geriyor.
Ortada bir başarı yok; vaziyet umut da vermiyor. Ortada çarçur edilmiş varlıklar, itibarsızlaştırılmış bir diplomasi, sağa sola koşturulan askeri birlikler, stratejik ortaklıkları ve coğrafi konumu akılsız kartlara dönüştürülmüş bir ülke var. Hadsizliğe verip soralım yine: Gerçekten kime çalışıyor Erdoğan?
Gün gelecek “Mecburduk” diyecekler. Mecburiyet de kifayetsizlik ve beceriksizliğin nişanesidir. Bu hesapsızlıkla bir gün gerçekten her şey bir beka meselesine dönüşürse bu meşum mirasın mimarı isimsiz değildir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025