Gülay GÖKTÜRK
Türkiye'nin Suriye politikası çeşitli fazlardan oluşuyor. Muhalefetin (pek etkili ve pek akıllıca bir polemik zannedip) habire tekrarlayıp durduğu "ailece görüşülen, Bodrum'da birlikte tatil yapılan" dönemi kastetmiyorum elbette.
Benim farklı fazlar dediğim, muhalif gösterilerin başlamasından bu yana geçen zaman içinde değişen politikalar...
İlk dönem, muhtemelen Esed'in gücünün aşırı küçümsenmesinden kaynaklanan bir değerlendirme hatasıyla, "bu işin birkaç ayda biteceği" varsayımı üzerine kurulu, aşırı agresif ve aşırı angaje bir dönemdi.
Türkiye'nin Suriyeli muhalifleri hazırlanan mülteci kamplarına adeta ısrarla davet ettiği; Türkiye'nin adeta muhalefet hareketinin "ana üssü" haline geldiği; Amerikan New York Times gazetesi de dahil Batı medyasında sık sık Antakya'daki Hür Suriye Ordusu kampları üzerinden Suriye'deki silahlı gruplara her türlü ağır silah gönderildiği haberlerinin çıktığı; Hür Suriye Ordusu savaşçılarının Türk sınırından sızıp çatışmalara katıldıklarının yazılıp çizildiği dönem bu dönemdi.
Bu kadar fütursuzca ve açıktan destek verilmesi hem Batı'da hem Türkiye'de belli bir tepki ve huzursuzluk yaratınca, hükümet daha itidalli ve dengeli bir politika izlemeye yöneldi. Esed'e karşı muhalefeti desteklemekten geri durmadı elbette ama ilk başlardaki aceleci ve agresif tutumun yerini, müttefiklerle birlikte hareket etmeyi önceleyen, provokasyonlara gelmeyen daha soğukkanlı bir çizgi aldı.
Yine de, bu dönemde izlenen politikanın ana fikri "askeri çözüm"dü; yani ABD başta olmak üzere Batı'nın Suriye'ye yapacağı askeri bir müdahaleyle Esed'in yıkılması, daha fazla kan dökülmemesinin tek yolu olarak sürekli savunuldu.
Ne var ki, ABD böyle bir müdahaleye hiçbir zaman istekli olmadı; hatta sık sık Türkiye'yi "fazla ileri gitmekle" eleştirdi. Bu isteksizlikte başka faktörler kadar Batı'nın muhalefetin niteliği konusunda giderek artan -ve bence de haklı olan- endişelerinin de önemli rol oynadığını ekleyelim.
Müzakereye şans vermek
Bugün gelinen noktada, Erdoğan-Obama görüşmesi sonrasında verilen mesajlardan da bir kere daha anlaşılıyor ki, ABD Suriye sorununda, Rusya ve Çin'i de çözüm sürecine katmaktan ve siyasi görüşmeler yoluyla çözüm opsiyonunu sonuna kadar zorlamaktan yana...
Bu bakımdan önümüzdeki dönemde Esed'e karşı verilecek mücadelenin ağırlığının siyaset ve diplomasi alanına kayacağı açıkça görüyor. Eğer Cenevre görüşmelerinden bir sonuç çıkmayacaksa, bunun da bu görüşme süreci içinde yaşanarak idrak edilmesi gerekecek.
Değişim başlatıldı
Bu durum, Türkiye'nin de Suriye konusunda yeni bir faza geçmesini ve politikasını şimdiye kadar savunduğu "askeri çözüm" noktasından siyasi ve diplomatik görüşmelere açık bir pozisyona doğru esnetmesini gerekli kılıyor.
Aksi halde, kimsenin hazır olmadığı bir askeri müdahale için çağrı yapıp durmaktan başka bir şey yapamayan etkisiz bir unsur haline gelmesi işten bile değil.
Kaldı ki, kanın bir an önce durmasını her şeyden çok önemsediğini söyleyen Türkiye'nin, kanı geçici olarak da olsa durdurma ihtimali olan bir "ateşkes ve müzakere" opsiyonunu reddetmesi tutarlı olmaz.
Cenevre görüşmeleri, masaya kimin oturacağından geçiş hükümetinin nasıl oluşacağına, muhalefetin niteliğine ve denetimine kadar birçok noktada çetin mücadelelerin verileceği bir alan olacak.
Türkiye'nin yapması gereken de bu alanı reddetmek değil etkilemeye çalışmak olmalı.
Ben Erdoğan'ın Obama görüşmesinin ardından verdiği mesajlardan, politika değişimi ihtiyacının hükümet tarafından da fark edildiğini ve hatta değişimin başlatıldığı izlenimi edindim.
Her iki tarafın da ısrarla vurguladığı "Esed'siz Suriye" sloganı bu değişiklikle çelişmiyor. Nihai hedef Esed'siz Suriye olsa bile, Cenevre'de başlayacak müzakerelerde hangi evrelerden geçilerek "Esed'siz Suriye" hedefine varılacağını şimdiden kestirmek mümkün gözükmüyor.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları



















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015