İhsan DAĞI
Muhalefetsiz demokrasi olmaz.
Çünkü demokrasi en başta halka farklı seçenekler arasında 'tercih imkânı ve seçme hakkı' demektir. Türkiye demokrasisi bu yönüyle eksik. Demokrasi adına ülkenin en büyük talihsizliği CHP'nin anamuhalefet partisi konumunda olması, ama anamuhalefet işlevi görememesi. Her gün biraz daha netleşiyor; CHP 'iktidar alternatifi' değil ve AK Parti alternatifi olmadan iktidar olmanın keyfini sürdürüyor.
CHP, yönetimiyle ve tabanıyla hâlâ 1930'ları yaşıyor. O dönemden, o dönemin koşullarından ve felsefesinden çıkamamış durumda. Sonuçta, Dersim tartışmalarında görüldüğü gibi muhalefeti de AK Parti, kendisi üstleniyor. Başbakan Erdoğan devletin geçmişte yaptığı katliamdan dolayı 'özür diliyor', ancak Dersimli CHP Genel Başkanı çocuklarını nasıl 'kuvva-yı milliye' ruhuyla yetiştirdiğini anlatıyor. Sanki CHP hâlâ iktidarda ve devleti savunuyor, AK Parti ise muhalefette 'devlet'i sorguluyor.
Olacak gibi değil ama oluyor işte; çünkü CHP, içinden çıkılmaz bir 'kimlik karmaşası' içinde. Metropoll'ün CHP'li seçmen üzerine yaptığı bir araştırma bu 'kimlik karmaşası'nı ortaya koyuyor. Buna göre CHP seçmeninin yüzde 82'si partiyi Kemalist-Atatürkçü bir parti olarak görüyor. Partiyi sol-sosyal demokrat olarak görenlerin oranı yüzde 77. CHP'yi milliyetçi bir parti olarak niteleyenler ise yüzde 70. CHP tabanının 'kimlik sosyolojisi' bu.
CHP'li seçmene 'nasıl bir CHP arzuladıkları' sorulduğunda da benzer bir tablo ortaya çıkıyor; önce Kemalist, sonra sosyal demokrat ve ardından da milliyetçi bir parti. CHP kitlesi partilerinden bağımsız olarak kendi kimliklerini yüzde 44'ü Atatürkçü-Kemalist, yüzde 24'ü sol-sosyal demokrat ve yüzde 18'i milliyetçi-ulusalcı olarak tanımlıyorlar. Yani CHP tabanının üç temel kimlik değerleri bunlar. Peki, bunlar arasında 'en baskın' olan Atatürkçü-Kemalist kimlikten, bu kimliği üreten tarihten, söylemden CHP vazgeçebilir mi? Öyle anlaşılıyor ki hayır, vazgeçemez. Vazgeçmedikçe de Kemalist geçmişi sorgulayamaz, geçmişin bagajını sırtından atamaz.
Kısaca, CHP'de üç temel kimlik var ve bu kimliklerin birbirleriyle uyuşmaları hiç de kolay değil. Hem Kemalist, hem sosyal demokrat, hem de milliyetçi bir siyasal parti olunabilir mi? Zor, hem de çok zor. Yine de iki şartla bu mümkün olabilirdi. Birincisi, bütün bu kimlikler arasında köprüler oluşturabilecek 'karizmatik' bir liderin bulunması. İkincisi de partinin iktidara yürüyor olması. İktidar umudu ve imkânları bu ideolojik farklılıkları törpüler ve farklı kimlikler geçici ittifaklar kurabilirdi.
Peki, CHP'de böylesi farklı kimlikleri ve düşünceleri bir arada tutmayı mümkün kılacak bu iki şart var mı? Yok. Kimse 60 yaşından sonra 'karizmatik lider' kimliğine bürünemez. Kılıçdaroğlu da istisna değil. İktidar umudu desen, o da yok. CHP'li seçmenin yarısı, yakın gelecekte CHP'nin iktidar olabileceğine inanmıyor.
Dolayısıyla CHP tarihsel 'çekirdek' kimliğinden çıkamıyor ve farklı kimlikleri içinde barındırabilen bir kitle partisi hüviyetine bürünemiyor. O, 'yaşam tarzı' siyaseti güden, Cumhuriyet'in kazanımları söylemiyle statükoya sarılan, kaybedenler partisi. Kaybedenler de 'ideolojiye ve kimliklerine tutunuyor'.
Dolayısıyla CHP hâlâ 'kimliğini arayan' bir parti. Kemalist mi, sosyal demokrat mı, milliyetçi mi? 'Hepsinden birazcık' da olmuyor, çünkü partideki egemen kimlik Kemalist olmak. Dersim tartışmasında da görülen CHP'nin tepesindeki kafa karışıklığı aslında bu 'kimlik sosyolojisi'nin bir yansıması. Yani CHP'nin sosyolojisi onun ideolojisini de tanımlıyor; sosyal demokrat öykünmeleri olan Kemalist ağırlıklı milliyetçi bir parti.
Biz 'dışarıdan gazel okuyanlar' CHP'ye 'Neden doğru dürüst bir sosyal demokrat parti olmuyorsun?' diye sorup duruyoruz. İyi de, CHP'nin tabanı öncelikle Atatürkçü-Kemalist ve böyle bir parti görmek istiyor. Dolayısıyla CHP'nin işi kolay değil. Kemalist kimliğinden vazgeçemediği için sosyal demokrat bir parti olamıyor. Milliyetçi-ulusalcı kimlik de özgürlükçü bir siyaset izlemesine mani oluyor.
Sonuç; bu kimlik kargaşası ve bitmeyecek iç iktidar mücadelesiyle CHP 'iktidar alternatifi' bir muhalefet olamayacak. AK Parti'ye alternatif arayanlara duyurulur!
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.01.2025
10.05.2024
11.04.2024
8.04.2024
3.01.2024
25.12.2023
13.12.2023
16.10.2023
9.10.2023
17.06.2023