İsmet Berkan
Türkiye İstatistik Kurumu’nun her ay açıkladığı iş gücü istatistiklerinde işsizlik oranına dönüp bakmıyorum bile. Benim TÜİK açıklamasında en önce baktığım rakam, işsizlik değil istihdam oranı. Onun hemen ardından istihdam rakamlarına ve o rakamın bir önceki aya ve yıla göre farklarına bakıyorum.
Önce izninizle neden işsizlik oranına bakmadığımı anlatayım. Bu oran, “Ben işsizim” diyenlerin, “Ben çalışmak istiyorum” diyenlere oranı.
Mesela son açıklanan rakam Kasım 2021’e ait. 33 milyon 632 kişi “Ben çalışmak istiyorum” demiş; bunların 29 milyon 855 bini “Zaten çalışıyorum” demiş, geri kalan 3 milyon 777 bin kişi ise “işsiz” diye tanımlanmış. 33,6 milyon kişi içinde 3,7 milyon kişinin oranını da TÜİK yüzde 11,2 olarak hesaplamış.
Oysa bir de TÜİK’in “işgücüne dahil olmayanlar” diye sınıfladığı ve işsizlik oranını hesaplarken hiç dönüp bakmadığı 30 milyon 345 bin kişilik bir kalabalık daha var. O kalabalığın içinde çalışamayacak durumda olanlar, üniversite öğrencileri vs var ama bir de “ev kadınları” var. Yani evlerinde karın tokluğuna ücretsiz işçi olarak çalıştırılan kadınlarımız. “İş gücüne dahil olmayan” 30,4 milyonun 9,1 milyonu erkek, 21,3 milyonu kadın. Üçte iki kadın, üçte bir erkek.
Baktığınızda “Ben çalışmak istiyorum” diyen, yani TÜİK’in sınıflamasıyla “iş gücüne dahil olan” 33,6 milyon kişinin bugün 22,6 milyonu erkek, 11 milyonu ise kadın. Üçte iki erkek, üçte bir kadın.
Kasım 2021’de çalışmakta olan (istihdam edilen) 29,8 milyon kişinin 20,4 milyonu erkek, 9,4 milyonu kadın. Sihirli bir oran gibi: Yine üçte iki erkek, üçte bir kadın.
Kısacası şu: Türkiye’de işsizlik dediğimizde önce kadınların işsizliğini, yani gelirsizliğini konuşuyoruz. Üç kadından ikisi işsiz ve gelirsiz, buna karşılık üç erkekten biri işsiz ve gelirsiz.
Başta dedim ya benim ilk baktığım rakam istihdam oranı diye; biraz da neden o rakama en büyük önemi verdiğimi anlatayım.
İstihdam oranı, TÜİK’in “istihdamda” dediği insan sayısının “çalışma çağı nüfusu” kabul edilen 15 yaş üzeri nüfusa oranı. Kasım 2021’de “istihdamda” gözüken 29,8 milyon kişinin 15 yaş üzeri nüfus olan 64 milyona bölünmesiyle bulunan oran yüzde 46,6 olmuş.
Yani bizim çalışma çağı nüfusumuzun yarıdan fazlası çalışmıyor; düzenli bir gelir elde etmiyor. Ve dediğim gibi bunların üçte ikisini de kadınlar oluşturuyor.
Oysa 15-64 yaş arasındakilerin dünyadaki istihdamına baktığımızda çok başka rakamlar görüyoruz. Bizdeki 46,6’ya karşılık mesela İsviçre’de bu oran yüzde 79,9. Hollanda’da 77,8, Almanya’da 76,2, İngiltere’de 75,3, minik ada ülkesi Malta’da 73,8, Rusya’da 70, Portekiz’de 69, ABD’de 67,1. Bu konuda OECD ülkelerinin ortalaması 66,3. Beğenmediğimiz Yunanistan’da yüzde 56,3; İtalya’da 58,1.
OECD ortalamasını değil de daha düşük bir rakamı, mesela yüzde 60 istihdam oranını hedef alsak, bugün 38,4 milyon kişinin istihdamda olması gerekirdi; oysa rakamımız 29,8 milyon. Yani 9 milyon kişiye daha istihdam yaratabilirsek, bu konuda Arnavutluk’u (60,6) yakalayabiliyoruz ama hala İspanya’dan geride kalıyoruz: 61,9.
Bu sorun, yani nüfusumuzun yarıdan fazlasının evde oturuyor ve bir gelir elde etmiyor olması sorunu bugüne ait değil. Türkiye maalesef öteden beri böyle. O yüzden işsizlik veya gelirsizlik sorunumuz da her zaman büyük bir sorun olarak vardı ve var olmaya devam ediyor.
Üstelik kimsenin elinde sihirli değnek de yok; yani bir anda 8-9 milyon kişiye iş bulamayız. Ama şunu bilelim: En azından yüzde 60’lık istihdam oranına ulaşana kadar da “normal” bir ülke olamayacağız, gerçek anlamda yaygın refahtan söz edemeyeceğiz.
TÜİK’in son kasım rakamlarına baktığımızda şunu görüyoruz: Türk ekonomisi, salgının yarattığı durgunlukla birlikte gelen büyük işsizlik dalgasını neredeyse tamamen atlatmış, en azından iş gücü piyasasında 2018-19 şartlarına geri dönmüş durumda. (Biz salgın sırasında yüzde 41,2’lik istihdam oranını da gördük.)
Evet, hiç değilse iş gücü piyasasında bir büyük fırtına geride kaldı gibi gözüküyor ama biz 2018’in Kasım ayında yüzde 46,6’lık istihdam oranına sahip bir ülkeyken de pek parlak durumda değildik, onu unutmamak gerek.
Son bir yılda TÜİK’e göre 2,7 milyon kişi işe girmiş. Bu normal şartlarda büyük bir rekor ama saymıyoruz bile, çünkü çoğu insan kaybettiği işine daha düşük maaşla geri döndü. İşe geri dönen 2,7 milyon kişinin 1 milyonu kadındı. Nasıl olduysa bu sefer üçte birden biraz fazla.
Eskiden kadını evine kapatmak belki daha kolaydı ama artık nüfusumuzun yüzde 90’a varan kısmı şehirlerde yaşıyor ve şehirde kadın kendi geliriyle kendi ayaklarının üzerinde durmak istiyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.05.2025
23.05.2025
22.05.2025
13.05.2025
1.05.2025
29.04.2025
19.04.2025
13.04.2025
10.04.2025
6.04.2025