Kurtuluş TAYİZ
Hasan Abi, dün Başbakan Erdoğan'ın Yüce Divan'da yargılanacağını yazdı. Kimse kızmasın ama bence bu da iyi bir gelişme. Zira daha yakın zamana kadar bu da onları kesmiyordu; Gezi'de diktatör ilan ettikleri Başbakan'ı devirmeye çalıştılar, 17 Aralık'ta ise ciddi ciddi koluna kelepçe takmaya kalktılar. Bugün ise Başbakan'ı Yüce Divan'da yargılatma noktasına gelmeleri, küçümsenecek bir gelişme değil.
Hasan Abi'nin uzun bir kötümserlik havasından sonra heyecana gelmesinin nedeni Kürt siyasi hareketinden gelen,"çözüm sürecinin kopma noktasında olduğunu" duyuran ve hükümeti hedef alan sert açıklamalar. Öcalan'dan Selahattin Demirtaş ve Pervin Buldan'a, Gültan Kışanak'tan Mustafa Karasu'ya kadar alıntılarla süslü "süreç kopma noktasında" yazısının başlığının "Erdoğan'ın Yüce Divan'da yargılanacağı" olması, bazı okurlara alakasız gelebilir; ancak yazarın Kürt savaşıyla Erdoğan'ın kaderi arasında kurduğu bağlantıyı yansıtması bakımından son derece anlamlı ve isabetliydi.
Uzun zamandır liberaller böyle ağız tadıyla bir yazıyı kaleme alamamışlardı. Malum; Öcalan, 17 Aralık için "darbe girişimi" deyince, keyifleri kaçmıştı. Bu yüzden 17 Aralık'ın bile tadını çıkaramadılar. Polis, savcı son yılların en büyük olayını gerçekleştirerek, "Erdoğan'ı götürme"nin eşiğine gelmişken, Kürtler bir el atmadı! Gezi'de de böyle oldu!
Hasan Abi'nin "Öcalan Erdoğan ile kendi geleceği için anlaşıp Türkleri satacak mı" yazısından hemen sonra İmralı'nın kaseti de piyasa sürüldü. O yazının işaret fişeği olduğu çok geçmeden anlaşıldı; kasetlerden, "Öcalan'ın kendi geleceği için değil Türkleri, Kürtleri bile satacağı" mesajı yayılıyordu.
Kürt siyaseti nihayet dayanamayarak patladı; Başbakan Erdoğan ve AK Parti yeniden manşetlerin hedefine alınabildi. 17 Aralık'tan sonra Kürt siyasetçilere uygulanan medya sansürü de, bu sert mesajların ardından ortadan kalktı. Kameraların uzun zamandır görmediği, arka sayfalara atılan, köşelerde adları bile unutulan Kürt siyasetçiler, "süreç bitiyor" açıklamasından sonra yeniden savaş lobisinin gülücük ve alkışları arasında sahneye alınmaya başladı. Fonda tekrar "Süreç bitti", "süreç koptu", "Böyle giderse 500 bin kişi ölür", "AKP gider, Erdoğan düşer" şarkıları var.
Tabii bundan Kürt hareketini sorumlu tutmak yanlış olur. Onlar dünyanın her yerinde geçerli olan siyasetin kurallarını işletiyorlar. Politik kazanımlarını azami derecede artırmaya çalışıyorlar. Hükümet üzerinde siyasi baskı oluşturarak kendi ellerini güçlendirmeye çabalıyorlar. Bunun için AK Parti ve Erdoğan'a muhalif olan çevrelerle daha yakın ilişki geliştiriyorlar. Haklı oldukları noktalar, doğru görülecek yanlar olduğu kadar eleştirilebilecek adımları da olabilir. Burada dikkat çekmek istediğim yan, cemaat ile ittifak halindeki liberallerin, çözüm sürecini Erdoğan aleyhinde bir sürece çevirmek için Kürt siyasetçileri malzeme yapmaları.
Bizim liberaller sektördeki herkes gibi emekli olup güneyde kafe açmayı hayal etseydi, durum bu kadar kötü olmazdı. Gazeteciler hükümet devirme, hükümet yapma hayallerinden vazgeçmedikleri için normal bir medya haline gelemedik. Askeri okullardan daha çok darbeci medyadan çıkmaya başladı, haberiniz olsun.
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019