Kurtuluş TAYİZ
Türkiye Silvan saldırısının şokunu yaşıyor. Kolay değil; onlarca can bir anda yok oldu. Askerler 9 temmuzda kaçırılan arkadaşlarını kurtarmak için operasyona çıkmışlardı. Dünyanın hangi ordusu, kaçırılan askerlerinin peşine düşmez ki?
Bu saldırı sadece Türk tarafını etkilemedi, izleyebildiğim kadarıyla Kürt siyaseti de bu saldırının şoku altında. Açıktan ifade etmeseler de, ilk defa bu kadar çok siyasete ısındıkları sırada, artık bir şeylerin geride kaldığına inandıkları anda, bu kanlı olay yaşandı. Kuşkusuz o andan itibaren başlarına gelecekleri bilecek kadar da tecrübeliydiler; günah keçisi yapılıp hedef gösterileceklerdi. Türk kamuoyu ne ifade ettikleri üzüntülerini duyacaktı ne de ölen asker ve gerillalar için dile getirdikleri taziye mesajlarını; bu saldırıdan neredeyse onları sorumlu tutacaktı.
Silvan saldırısı haberi üzerine sıcağı sıcağına kameralar karşısına geçtiğinde BDP lideri Selahattin Demirtaş’ın duyduğu acı ve üzüntü yüzünden okunuyordu. Selahattin Demirtaş, telefonunu açtığı her gazeteciye, kendisine uzanan her mikrofona bu kanlı saldırıdan dolayı duyduğu üzüntüyü anlattı. Ancak bu açıklamalar partisine karşı gösterilen tepkileri dindirmediği gibi Kürtlere yönelik yükselen öfke dalgasının da önüne geçemedi.
BDP lideri ile Silvan saldırısı ve sonrasında Başbakan Erdoğan’ın kendilerine atfen söylediği “Artık bizden iyi niyet beklemesinler” açıklaması üzerine konuştum.
Demirtaş, bu ölümleri durdurmak için uzun bir süredir çaba harcadıklarını belirterek şunları anlattı: “PKK hareketliliği oldukça askerî operasyonlar sürüyor; askerî operasyonlar olduğunda ise PKK eylemleri. Bunu gördük. Şırnak, Lice ve bölgenin pek çok yerinde operasyon bölgelerine gittik. Bize ‘Dağda bayırda ne yapıyorsunuz, PKK’yı korumaya çalışıyorsunuz’ diye suçlama yönelttiler. Amacımız neydi, adına ne denirse densin işte, ellerin tetikten çekilmesini sağlamaktı. Bu karşılıklı hareketlilik sürdükçe biliyorduk ki ölümleri engelleyemeyeceğiz. Son bir ayda 10’dan fazla cenaze kaldırdık. Ölümlerin önünü almak için defalarca açıklama yaptık; şimdi bize söyleniyor ki asker ölümleri üzerinden kamuoyunu ikna edin, PKK ölümlerine sessiz kalın; kusura bakmayın ölümün kimliği yoktur, yiten her can için yüreğimiz parçalanıyor; biz tek taraflı üzülmüyoruz ve ölüme götüren zihniyete de karşı çıkıyoruz.”
Silvan’da saldırıya uğrayan askerlerin daha önce kaçırılan iki asker ve bir de sağlık çalışanını kurtarmak için araziye çıktıklarını hatırlatıyorum. Demirtaş şunları söyledi: “Şimdi bu olaylar giderek karmaşık hale geliyor. 10 eylem ve operasyondan sonra bu iş nerede başladı, nerede sonuçlandı, unuturuz. PKK hareket halindeyse ordu operasyon yapıyor, ordu operasyona çıktığında ise PKK eylem yapıyor. Birbirini besliyor bunlar. Zaten ısrarla karşılıklı bu hareketin önünü almak istedik. Biz çözümün parlamentoda siyasetçiler arasında yürüyen diyalogla sağlanabileceğine inanıyoruz. Ama karşılıklı operasyon halinin önü alınmadığında, silahlar her patladığında, taraflar her şeyi unutup şiddete teslim olacak. Bunun için defalarca uyarı yaptık, bunun önüne geçmeye çalıştık.”
13 askerin yaşamına malolan kaçırılan iki asker ve sağlık çalışanı için Demirtaş Taraf aracılığıyla şu çağrıyı yaptı: “9 temmuzda Diyarbakır’da kaçırılan ikisi asker üç kişi ile Tunceli Ovacık’ta 13 temmuzda kaçırılan iki işçinin kılına bile zarar gelmeden serbest bırakılmaları için buradan çağrı yapıyorum. Hiçbir kayıt koymadan, hiçbir önkoşul öne sürmeden, bu insanlar serbest bırakılmalıdır. İnsan yaşamı kutsaldır, bu insanlara zarar verilmemelidir.”
Kaçırılan bu kişilerle ilgili BDP’ye herhangi bir talep gelip gelmediğini soruyorum. Demirtaş, daha önce Dağlıca baskınında kaçırılan sekiz er için aracı olduklarını ancak bu görevi üstlenenler hakkında soruşturma başlatıldığını ve dönemin Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin’in de “Keşke cenazeleri gelseydi” diyerek kendilerine tepki gösterdiğine dikkat çekti. İçişleri Bakanı’nın bu konudaki soru üzerine de “BDP’ye ihtiyacımız yok” türünden bir cevapla kendilerini terslediğini hatırlatan Demirtaş, “Ancak her şeye rağmen kaçırılanların serbest bırakılmaları için yaptığım çağrının yanı sıra bize ayrıca bir sorumluluk düşerse arkadaşlarımızla tartışır, gereği neyse yaparız” dedi.
Başbakan Erdoğan’ın “Bizden artık iyi niyet beklemesinler” açıklaması için de Demirtaş, özenli bir dil kullandı. Demirtaş, gerginliği yükseltmemek için Başbakan’ın bu sözlerine yanıt vermediklerini belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı: “İki yıl içinde üç bin üyemiz tutuklandı. ‘Bundan sonra ne olabilir acaba’ diye düşünüyoruz; ölüm müdür, idam fermanı mı çıkarılacak... Siyasi operasyonlar zaten devam ediyor. Bunların hepsi iyi niyetti de biz mi anlamadık; doğrusu Başbakan’ın bu sözlerine çok şaşırdım.
Gerilimin en yüksek olduğu bu noktada en çok ihtiyaç duyduğumuz şey diyalogdur. Böyle bir zamanda diyalog kapılarını kapatmak, yanlıştır. Biz diyalog kapılarını kapatmayız. Aynı masada oturup konuşmak ölümleri durduruyor. Bunun için masadan kalmayı sürdüreceğiz.
Bakın, olay Kürtlere karşı linç kampanyasına dönüştü. Parti binalarımızın saldırıya uğraması dışında ta Aydın’da Kürtler linç edildi. Bir sanatçı Kürt olduğu için Ahmet Kaya gibi linçle karşı karşıya kaldı. Bugüne kadar bizi etnik siyaset yapmakla suçlayanlar bu tabloya iyi bakmalıdır; bölgede hangi cenazeden sonra bir Türk işyeri, bir Türk insanı hedef alındı, saldırıya uğradı, linç edildi... Biz mi etnik siyaset yapıyoruz, yoksa bizi suçlayanlar mı?Biz kendi tabanımızı ‘etnik kışkırtmaya’ kapılmaması için uyardık. Bu mesele Kürt-Türk meselesi değil, demokrasi ve özgürlük sorunudur.“
BDP’nin hedef yapılmasından çok rahatsız olan Demirtaş, sözlerini “Biz şiddetin diline teslim olmayacağız” diyerek bitirdi.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları










































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019