Kurtuluş TAYİZ
CHP, medyada hakettiği ilgiyi şu ana kadar pek bulmasa da önemli bir girişim başlattı. AKP’nin Kürt meselesinde sıkıştığı bir zamanda CHP, yeni bir açılım paketi hazırlayarak stratejik bir hamle yaptı. Kürt meselesinde ülkeye soluk aldırabilecek 10 maddelik öneri paketi, CHP genel başkan yardımcıları Sezgin Tanrıkulu ve Faruk Loğoğlu tarafından TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e sunuldu.
Bu öneri paketinin ilk üç maddesi, CHP açısından ciddi bir zihniyet değişimini işaret ediyor. O üç maddeyi analiz ederek başlayalım:
“1- Kürt meselesi ülkemizin gündeminde sürekli olarak ve üst sıralarda yer almaya devam etmektedir. Bu meselenin çözülememesinin bir sonucu olarak şiddet olayları ve terör eylemleri sürmektedir.
2- Cumhuriyet tarihi Kürt meselesinin salt güvenlik eksenli politikalarla çözülemeyeceğinin kanıtlarıyla doludur. Genelkurmay Başkanlığı’nın verilerine göre, 1984 ile 2009’un nisan ayı arasında tam 11 bin 735 güvenlik görevlisi ile 30 bine yakın PKK mensubu ve binlerce sivil yurttaşımız hayatlarını kaybetmişlerdir.
3- Güvenlik eksenli politikaların Kürt meselesini çözemediği acı tecrübelerle aşikâr hale gelmiştir. Başka seçeneklerin hayata geçirilmesi, ertelenemeyecek bir ihtiyaç olarak önümüzde durmaktır. Bu bağlamda, siyasi alanın toplumsal barışı sağlayacak demokratik bir çözüm için yeniden düzenlenmesi ve yeni araçların devreye sokulması gerekmektedir.”
Bu ilk üç maddeyle CHP, eski çizgisinden daha ileri bir noktaya ulaştığını gösteriyor. Kürt sorununa bakışta önemli bir farklılık var. Bir yandan Cumhuriyet tarihi boyunca devletin iflas eden Kürt politikasına vurgu yapılıyor, diğer yandan da AKP’nin “güvenlik eksenli politikaları” eleştiriyor. Kabul edelim ki, Uludere faciasının ardından AKP, Kürt politikasında ciddi bir daralma dönemine girdi. Buna “AKP’nin yazı” demek yanlış olmaz. İktidarın dili de değişti, politikası da... 34 köylünün hayatını kaybettiği olayın üzerine gidemeyen hükümet, haklı olarak eleştirilerin hedefi haline geldi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın partisinin grup toplantısında ve AKP Diyarbakır İl Kongresi’nde yaptığı sert konuşma, Kürt meselesine adeta son noktayı koyar nitelikteydi. Başbakan’ın Uludere konusuna hiç girmemesi ve Kürt sorununun bittiğini ilan etmesi, onu yürekten destekleyen Kürtleri de hayal kırıklığına uğrattı.
CHP’nin böyle bir dönemde hükümetin güvenlik merkezli politikalarını eleştirerek ortaya çıkması ve Kürt sorununda inisiyatif alması yeni bir dönemin habercisi olabilir.Bu çıkış, iktidarın kendisini kaptırdığı kontrolsüz gidişatı durdurabilir. Doğrusu bu kadarı bile küçümsenecek bir gelişme sayılmaz. Kürt sorunu yeniden demokratik siyasal zemine kayabilir. Zira uzun bir süredir hükümet, Kürt meselesinde, askerî seçeneklerin dışında herhangi bir çözüm üretemediği gibi, Uludere faciasıyla birlikte demokratik zeminden de çıktı. Öyle ki bir anda 1990’ların Türkiye’sine geri döndük. Demokratik zemin ayaklarımızın altından kayıp gitti.
Başbakan Erdoğan’ın Kürt/PKK meselesindeki cesur girişimleri ve AKP’nin başlattığı Kürt açılımı elbette önemliydi; fakat bu girişimler maalesef başarısızlıkla sonuçlandı.Bunda PKK’nın katkıları tartışılmaz, hatta BDP ve muhalefet partilerinin de öyle. Ama her ne sebeple olursa olsun, Kürt meselesinde köklü çözüm adımları atmaktan kaçınan AKP başarısız oldu ve bugün bu başarısızlığın faturasını toprağa düşen gençler ve gözüyaşlı analar ödüyor.
Netice itibarıyla hükümetin çözüm isteğini kaybettiği ve askerî seçeneğe teslim olduğu bir dönemde CHP’nin bu girişimi demokratik çözüm zeminine dönmek için önemli bir fırsat sayılmalı.
CHP’nin hazırladığı öneri paketi askerî seçeneği ve iktidarın şiddet politikalarını sınırlayacak özellikte.CHP Meclis’in soruna el atmasını öneriyor. Pakette yer alan 4. ve 6. öneriler bu bakımdan önemli:
“4- Ülkenin önemli ve bütün toplumu ilgilendiren sorunlarının çözümünün asli adresi TBMM’dir. Kürt meselesinin çözümü ulusal mutabakat gerektirmektedir.
5- Anayasa gibi toplumsal mutabakat gerektiren temel bir konuda çalışma başlatarak uzlaşma arayışına giren TBMM’nin Kürt meselesinde benzer bir çalışma içinde olmaması/olamaması, izah ve kabul edilebilir bir durum değildir.”
CHP’nin meselenin ele alınması ve çözümü için önerdiği bu mekanizma bence gerçekçi. Meclis’te onlarca komisyonun varlığı düşünüldüğünde bir de Kürt sorunu için “Toplumsal Mutabakat Komisyonu” kurulmasının hiçbir zararı yok. CHP önerdi diye buna karşı çıkmanın hiçbir mantığı yok. CHP’nin önerisine göre bu komisyonla birlikte koordineli çalışacak diğer bir komisyon ise “Âkil Adamlar Grubu” olacak. Bu talebin de yıllardır bir şekilde Türkiye’nin hep gündeminde olduğunu biliyoruz. Bu komisyonun da bence işlevsel olacağı muhakkak.
Başbakan Erdoğan ile Kemal Kılıçdaroğlu’nun yarın biraraya geleceği zirve, Kürt sorununda uzun süreden sonra ilk kez “iyi şeyler” yaşandığını gösteriyor. Başbakan’ın, CHP’nin randevusunu reddetmemesi bu açıdan önemli. Zirve, Kürt sorununun yeniden demokratik zemine çekilmesini sağlayabilir. Yeter ki, iki lider de birbirini samimiyet testine tabi tutmadan işin özüne odaklanabilsin.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019