Mehmet Acet
Türk İş Başkanı Ergün Atalay’la oturduk konuştuk.
Kendisi haklı bir serzenişte bulunuyor.
“Sıkıntı dönemlerinde bütün yükü hep benim işçim mi çekecek? “İşçimin alım gücü düştü, yüzde 10 maaşlara zam yapıyorum” diyecek hiç mi işveren yok” diyor.
Türkiye’de asgari ücretle geçimini sağlayan çalışan ve emekli sayısı 13 milyon civarında.
Ekonomide bir sıkıntı olduğu zaman zayıf halka olarak insanların aklına önce bu kesim geliyor.
Bazı işveren temsilcileri işin kolayını bulmuş.
1600 liralık asgari ücretin yarısını biz karşılayalım, yarısını devlet diyorlar.
Ekonominin sorunlarından etkilenen işvereni suçlamak gibi bir niyetimiz yok tabii ama gözler böyle zamanlarda çalışanı lehine fedakârlıkta bulunabilecek patronları da yeşil sahalarda görmek istiyor.
PİYASALARIN GÜVENİNİ SAĞLAMAK İŞİN YÜZDE 51’İNE TEKABÜL EDİYOR
Ekonomi yönetiminde kurumsal pozisyonu olan çevrelerle konuştuğumuzda, bütün sözlerin dönüp dolaşıp bir yerde buluştuğuna tanık oluyoruz.
Güven…
Hele hele içinden geçtiğimiz günlerde, Türkiye’nin ‘güven algısı’ hiç olmadığı kadar önemli hale geldi.
10 Ağustos’tan itibaren karşılaştığımız tabloyu, bütün kötümser senaryoların ortak bir noktada buluşup kara bulutları Türkiye’nin üzerine taşıdığı bir dönem olarak da okuyabiliriz.
Dolayısıyla piyasanın güven bunalımını aşması için neler yapılıyor, ne tür mesajlar veriliyor, bu mesajlar nasıl algılanıyor, bunlar üzerinde kafa yormanın tam zamanı.
Sözünü ettiğimiz çevrelerden aldığımız nabzı özetleyerek ilerlemeye devam edelim.
-Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın 20 Eylül’de açıkladığı Yeni Ekonomi Programı piyasalarda pozitif bir şekilde algılandı. Döviz piyasalarındaki dalgalanmanın görece durgun bir seyre yönelmesinde bu pozitif algının da ciddi etkisi var.
-“Şimdi herkes uygulamayı bekliyor” deniyor. Uygulamada ‘sözlü duruşun’ eyleme dönüşmesiyle bu olumlu seyir devam edecek ve bu da piyasa algısına olumlu yönde katkı sağlayacak.
-Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Reuters’e yaptığı açıklamaların ekonomiyle ilgili bölümünün piyasalar açısından rahatlatıcı mesajlar içerdiği dile getiriliyor.
-Mali politikaları belirleyen hükümet ve para politikalarını belirleyen Merkez Bankası’nın tümüyle ya da kısmen iradesi dışında gelişebilecek FED’in faiz artırımı, jeopolitik riskler, ABD ile ikili ilişkilerin seyri gibi unsurları bir kenarda tutacak olursak, ekonomi politikalarındaki tutarlılık, tek seslilik, sözlü olarak verilen vaatleri eyleme dönüştürme kararlılığı gibi noktalarda iyi bir atmosfer yakalanmış durumda.
-Türkiye’yi çok iyi tanıyan, geçmişte bu ülkeye yatırım yapmış çok sayıda fon yöneticisinin bütün kötümser senaryoları hazmettikten sonra, artık bundan fazlası da realiteyi yansıtmıyor diye düşünüp yeniden Türkiye’ye yönelebileceği gibi iyimser bir senaryodan da söz ediliyor.
IMF KAPISINA YÖNELMEDEN KENDİ KENDİNİ DİSİPLİNE EDEN BİR POLİTİKA
10 Ağustos sonrası zorlu günlerde, özellikle dışarıdan Türkiye’ye yöneltilen telkinlerin ortak buluşma noktası IMF olmuştu.
“IMF programı dışında çare yok” korkutmasıyla yapılan bu telkinlere rağmen Erdoğan yönetimi kendi kendini disipline ederek tasarruf politikalarıyla ilerleme yolunu tercih etti.
Ki, muhtemel bir IMF programının Türkiye’nin egemenlik haklarını da etkileme potansiyeli dikkate alındığında doğru tutumun bu olduğu çok açık.
Önümüzde yerel seçimler var.
Yeni Ekonomi Programı’nda da öngörüldüğü gibi, enflasyonun bir süre yüksek seviyelerde ilerlemesi, işsizlik oranının artması gibi faktörlerin reel sektörün ve halkın cebini etkileyeceği ortada.
Sorumuz şu:
Ekonominin durumu, yerel seçimlerde seçmen tutumunu nasıl etkileyecek?
Ak Parti Genel Merkezi’ne sordum.
Yapılan son anketlerde, Ak Parti’ye ve Erdoğan’a verilen destekte bir gerileme olmadığı bilgisini aldım.
Bu tutum, “Yaparsa yine Erdoğan yapar” algısının korunduğuna işaret ediyor.
Ekonominin sorunlarına karşı gösterilen kararlı duruş olumlu bir hava estirirse, toplumdaki bu duygu, yerel seçimlerde Ak Parti için avantaj bile getirebilir.
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.07.2021
28.06.2021
15.05.2021
17.04.2021
20.07.2020
15.07.2020
24.06.2020
20.06.2020
13.06.2020
8.06.2020