Mehmet ALTAN
ABD, müttefiklerin Libya’ya yönelik operasyonunun, kendine ait kısmını “Operation Odyssey Dawn” olarak adlandırıyor. Türkçesi Şafak Yolculuğu Operasyonu.
Odyssey, Homeros’un ünlü epik şiiri İlyada’nın devamı olan Odysseia’in İngilizce adı, ancak İngilizce’de “zorlu yolculuk” anlamında da kullanılıyor.
İlyada ve Odysseia, günümüzden üç bin yıl kadar önce yaşamış Egeli çok büyük bir ozan olan Homeros’un yarattığı iki büyük destan.
Ne var ki İlyada bir olayın, Odysseia ise bir kişinin, Truva Savaşı bittikten sonra yurduna dönmek isteyen İthaka Kralı Odisseus’un destanı... Düş ile gerçeğin birbirinden ayrılmadığı, yüzyıllar öncesinin bu masalsı dünyasında Odisseus’un başından geçen soluk kesici serüvenler bunlar...
Odisseus’un, karşısına dikilen bin bir güçlüğe karşın yurduna ulaşmak için verdiği akıllıca ve yiğitçe çaba, insanoğlunun dünya kuruldu kurulalı doğaya ve her türlü zorluğa karşı verdiği savaşım kadar, insanlığın iyiliğe, güzelliğe erişme çabasının da simgesi gibidir...
***
Ortadoğu’da “savaş makinesinin” fazla mesai yaptığı, günahsız insanların öldüğü, kan ve gözyaşının güne hâkim olduğu bir gündemde “insanlığın iyiye ve güzele erişme çabasının” yeri var mı?
Duruma nasıl baktığınıza bağlı...
Müslümanlık açısından mı bakıyorsunuz?
Petrol açısından mı bakıyorsunuz?
Emperyalizm açısından ya da ulus devlet açısından mı bakıyorsunuz?
Veya “tarihin temposu” ya da “zamanın ruhu”nu okuma çabasını en önde tutarak mı bakıyorsunuz?
***
Günün tozu toprağı kalktığında, çağın kendi yolunu yaptığı görülecek...
Sanayi Sonrası Toplum’un yol aldığı bir dönemde “internet ile Taliban” bir arada olamazdı... Ne yazık ki bu bölgede statüko Libya gibi ülkelerde hala savaşla değişiyor.
Günün hipnozundan kurtulup daha serinkanlı bir bakış için Yüz Yıl Savaşları’nı yeniden tetkik etmekte fayda var... Günün görünür gerçekleri altında geleceği belirleyecek daha derin gelişmeler yaşanıyor çünkü.
***
Fransa ile İngiltere arasında 14. ve 15. yüzyıllarda aralıklarla süren çatışmalara “Yüz Yıl Savaşları” denir.
Savaşın görünür sebebi Fransa tahtının yasal varisinin kim olacağı sorunudur.
Türkiye’nin Ortadoğu’daki gelişmeleri “tartışma biçimi” benim aklıma sürekli bu “Yüz Yıl Savaşları”nı getirmekte...
Türkiye kamuoyu eğer Yüz Yıl Savaşları sırasında konuyu tartışsa, muhakkak ki keskin çizgilerle ikiye ayrılır ve taraflar birbirlerini “İngilizci ya da Fransızcı” olmakla suçlar, ardından da Fransa tahtının iki adayı hakkında mürekkep akıtırdı... Hâlbuki tarihler, Yüz Yıl Savaşları’nı, Batı Avrupa’da “ulusal bilincin” gelişiminde çok önemli bir dönemeç sayarlar... Yaşanan anı, biraz da “tarihin temposu” ya da “zamanın ruhu” ile okuma alışkanlığı bizim buralarda pek eksik maalesef...
***
Günümüzde bilgi, topraktan sanayiye geçerken sermayenin oynadığı “dönüştürücü” rolü oynuyor.
Sektörlerin, yaşam biçimlerinin, anlayışların altüst olduğu, petrol ve silahın geride kalmaya başladığı yeni bir toplumsal devrimin adı Bilgi Çağı...
Bilgi Çağı deyince, bir ton bakırın yaptığı işi fazlasıyla yapan yirmi santimlik fiber optik kabloyu anlamak gerek; bilgisayar programının bir ton çelikten daha fazla para kazandırdığını düşünmek gerek...
***
Türkiye’ye gelince...
1977 ila 1981 yıllarında ABD Başkanı’nın Güvenlik Danışmanlığı’nı yapan Brezinski, 1997 yılında yazdığı “Büyük Satranç Tahtası” adlı kitapta, ABD için “kapsamlı ve bütünleşmiş bir Avrasya Stratejisi” biçimlendirir... Büyük Satranç Tahtası adlı kitapta Türkiye için düşünülen rolü yeniden hatırlatmakta yarar var:
“Amerika, istikrarlı ve bağımsız bir Güney Kafkasya ile Orta Asya’yı teşvik etmek için Türkiye’yi yabancılaştırmamak konusunda dikkatli olmalıdır ve Amerika-İran ilişkilerinde bir düzelmenin yapılabilirliğini araştırmalıdır. Katılmak istediği Avrupa’dan dışlandığını hisseden bir Türkiye daha İslamcı olacak, daha büyük olasılıkla inadına NATO’nun genişlemesini veto edecek ve laik Orta Asya’yı dünya ile bütünleştirmek ve istikrarını sağlamakta Batı ile daha az işbirliği yapacaktır. Bu nedenle, Amerika, Türkiye’nin nihai olarak AB’ye kabulünü cesaretlendirmek için Avrupa’daki etkisini kullanmalıdır ve Türkiye’ye Avrupalı bir devlet gibi davranmaya özen göstermelidir. Ankara ile Hazar Denizi Havzası ve Orta Asya’nın geleceğiyle ilgili düzenli görüşmeler Türkiye’nin ABD’yle stratejik ortaklık duygusunu besleyecektir.”
Ankara, belki de küresel bir vizyon eksikliği açısından sürekli Ortadoğu ve Batı arasında sıkışıyor... Birkaç gün önce NATO’yu Libya için eleştirirken, dün NATO’ya uyum sağlamak ya da “sıfır problem” iddiasıyla ortaya çıkıp “füze kalkanına” dâhil olmak gibi...
***
Herkes av, herkes avcı...
Ama kimsenin avlayamadığı av ya da en büyük avcı tarihin temposu, zamanın ruhu...
Yoksa Roma İmparatorluğu hiç yıkılmazdı...
Biraz da çağıldayarak akan zamanın sesine kulak vermeye çalışsak...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları

































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.11.2025
25.09.2025
17.09.2025
10.09.2025
4.09.2025
28.08.2025
22.08.2025
14.08.2025
7.08.2025
1.08.2025