Mensur Akgün
Ukrayna sınırlarına dayanmış 109 bin kişiden az olmadığı söylenen bir Rus gücünün tehdidi altında. Kırım ve Donbass’tan farklı olarak bu kez kılık değiştirmiş askerler, özel kuvvetler değil rütbeleriyle, üniformalarıyla, resmi plakalı araçlarıyla basbayağı bir ordu var. Moskova niyetinin işgal olmadığını, Kiev işgalden korkmadığını söylüyor ama dünyanın geri kalanı pek de öyle düşünmüyor. Rusların caydırılması, tehdit edilmesi gerektiğine inanıyor.
Diğer yandan savaşa girmek, Ukrayna için güvenliğinden ve esenliğinden feragat etmek isteyen de yok. Amerika Rusya’nın saldırması halinde ekonomik yaptırımlardan söz ediyor. Senatoda şimdiden biri Robert Menendez, diğeri Jim Risch tarafından hazırlanmış iki yaptırım yasa tasarısı var.
Biden da geçtiğimiz günlerde 8 bin 500 kişilik bir acil müdahale gücünü NATO üyesi ülkelere gereğinde destek olmak amacıyla hazır bekleteceğini açıkladı, bel bükecek ekonomik yaptırımlardan bahsetti. Fakat savaş ya da müdahale tehdidinde bulunmadı.
Amerika bariz bir şekilde bu krizi tırmandırmak istemiyor. Benzeri Rusya için de geçerli. Amacı statükoyu dondurmak, belli ki Ukrayna üstünden pazarlık edip NATO’nun ilerlemesini durdurmak, ittifaka üye olan eski dost ve kardeşlerinin kendisi için güvenlik riski oluşturmasını önlemek.
Rusya’nın niyeti bazı uzmanların iddia ettiği gibi Ukrayna’nın parçalarını ya da tamamını işgal etmek olsaydı çoktan ederdi. Kırım ve Donbass’taki gibi “küçük yeşil adamlarını”, üniformasız askerlerini devreye sokardı. Amerika ve NATO’ya da pazarlık edelim diye tutturmazdı. Şu an biz de yeni işgali konuşur, Duma’nın Donbass’ta bağımsızlığını çoktan ilan etmiş iki cumhuriyeti tanıdığını, hatta federasyon bünyesine katılışını kutladığını okurduk.
Evet, Rusya’nın uzun erimli amacı genişlemek, eski sınırlarına yakın bir federasyon yaratmak. Hiç şüpheniz olmasın ki fırsat bulsa Boğazları bile işgal eder. Fakat şimdi pazarlık etmek, statükoyu dondurmak istiyor. Zaten pazarlığa da başladı. Uzun bir aradan sonra NATO-Rusya Konseyi toplandı. Amerikalı muadillerle çeşitli düzeylerde görüşmeler yapıldı. Bilinken ile Lavrov Cenevre’de buluştu.
Müzakereler bundan sonra da sürecek, belki orta menzilli nükleer füzelerin sınırlandırılması için çalışılacak. Bana öyle geliyor ki güven arttırıcı önlemler çerçevesinde her iki tarafın da endişeleri giderilecek. Bir “kaza” olmazsa da sonuçta Rusya ve Amerika kazanımları konusunda mutabakata varacak, her iki taraf da daha ileri gitmemeyi açıkça ya da büyük olasılıkla zımnen kabul edecek.
Dünya büyük bir savaştan değilse de bir büyük krizden kurtulmuş olacak. Bizim gibi ülkeler de Amerika’nın üçüncü tarafları kapsayan, kendisi dışında herkese zarar veren mali ve iktisadi yaptırımlarından kurtulacak. Avrupa ise kurumsal yapısı içinde sorunlar yaşamaktan, ABD ile arasının daha fazla açılması külfetine katlanmaktan.
Ancak bu mutlu sona ulaşabilmek için sorunun öncelikle doğru okunması gerekiyor. Ukrayna krizini sadece Ukrayna’ya ya da Rusya’nın bitmek bilmeyen toprak iştahına veya Putin’in otoriter kişiliğine indirgediğimizde pazarlık unsuru ortadan kalkıyor, sorun caydırıcılığa, onun çöktüğü yerde de hangi araçlarla Rusların bezdirilip, yorulacağına bağlanıyor.
Oysa ne caydırıcılık ne de savunma tek başına yeterli. Pazarlık, karşı tarafın dediğini dinlemek de gerekli. Neyse ki Amerika dinlemekten yana. Avrupa’nın büyük bölümü de öyle. Almanya sorunun barışçıl yöntemlerle, diplomasi ve müzakereyle çözülmesini arzu ediyor. Kuzey Akım hattını açmadan kapatmak, Polonya istedi diye Rusya ile kalıcı bir düşmanlık yaşamak istemiyor.
Aslına bakarsanız statükonun sabitlenmemesi kimsenin işine gelmiyor. Kimse bozulması halinde hangi dengelerin değişeceğini, çökeceğini öngöremiyor. Avrupa çok katmanlı bir kriz yaşarken, AB tutkalı Brexit’den bu yana devletleri daha az bir arada tutarken, hemen herkes birbirine şüpheyle bakarken, insan hakları ve demokrasi gibi eksiklikler nedeniyle üyelere yaptırım uygulanırken yaşanacak büyük bir jeopolitik krizin kimseye iyi gelmeyeceği sanırım tahmin ediliyor.
AB için de Atlantik aşırı ilişkiler için de beklenmeyen, arzu edilmeyen sonuçlar doğurabileceği bence görülüyor. Rusya saldırırsa birlik olur, ortak hareket ederiz deseler de mesela Senatör Menendez’in hazırladığı taslakta yaptırım listesine koyduğu SWIFT’in Rusya’ya kapatılmasına AB’nin rıza gösterip göstermeyeceği dahi bilinmiyor…
Yazarlar
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.07.2025
13.07.2025
18.06.2025
4.06.2025
11.05.2025
12.02.2025
29.01.2025
8.01.2025
25.12.2024
15.12.2024