Mensur Akgün

İsrail hedefine ulaşırken…
27.08.2025
70

İsrail ordusu pazartesi günü yeni bir yönteme başvurarak zulümde sınır tanımadığını önce Gazzelilere, sonra da dünyanın geri kalanına bir kez daha gösterdi. Nasser Hastanesi’ni 15 dakika arayla iki kez bombaladı hem hastanede kalanları hem de onları kurtarmaya gelenleri vurdu, beşi gazeteci 20 kişiyi öldürdü.

Yakında da Gazze’nin hemen hemen tümünü işgale başlayacak, Gaza şehrindeki Hamas militanlarını temizlemek gerekçesiyle etnik temizliğini tamamlayacak. Çok olasıdır ki dünya yine üzüntü mesajları yayınlayacak, Macron kabul edilemez bulacak, Trump ayıplayacak, AB ve üye ülkeleri sanki bir şey yaparmış gibi davranacak.

Gelecek ayın ikinci yarısında birkaç devlet ve hükümet başkanı daha BM Genel Kurul açılış oturumları sırasındaki konuşmalarda İsrail’i kınayacak, topraksız ve insansız kalan Filistin Devleti’ni tanıyacak. Ama İsrail’in siyonist yöneticileri nihai hedeflerine ulaşmış, Filistin sorununu yarattıkları apartheit rejimi içinde korkarım eritmiş olacak.

Ne soykırım suçlamaları ne savaş suçları davaları ne de ülke içinden gelen eleştiriler ve Yahudi diasporasının tepkileri onları yıldırıyor. Dışarıdan da zaten ciddiye alınacak başka bir baskı gelmiyor. Netanyahu yönetimindeki koalisyon Hamas’ın 7 Kasım 2023’te kendilerine altın tepside sunduğu fırsatı değerlendirmek için elinden gelen her şeyi yapıyor.

Eğer Gazzelilere ölmekle sığınmak arasında bir seçim tanınsa sorun 1948’de, tabii ki öncesinde ve sonrasında da olduğu gibi çoktan çözülecek, 363 kilometre karelik kıyı şeridi insanlarından arındırılacak, bir kez daha yahudi yerleşimlerine açılıp sorun tartışmalar ve kayıtsız şartsız Amerika desteğiyle unutturulacaktı.

Trump yönetiminin Mısır ve Ürdün’ü yaptırımlarla tehdit etmesi, Gazze’yi sayfiye şeridine dönüştürme sözü de işe yaramadı. Mısır ve Ürdün daha fazla Filistinli istemem diye direndi. Dünyanın geri kalanı ise Hamas sonrası Gazze yönetimi ve sanki mümkünmüş gibi iki devletli çözüm üstünde egzersiz yaptı.

Körfez ülkeleri derseniz sorunun seyrinden ziyade İran’ın bölgeden tasfiyesini önemsedi. Kabul edelim ki Amerika desteğine ek olarak İsrail’in nokta atışı lider ve yönetici vuruşu, istihbari ve askeri yetenekleri, çağrı cihazlarına kadar sızabilmesi, onları ölümcül bir silaha dönüştürebilmesi de daha güçlü çıkışlar yapabilecekler üstünde caydırıcı oldu.

Yemen’deki Husiler dışında hiçbir devletin İran destekli olduğu başından beri bariz görünen Hamas’ın insani, hukuki ve siyasi açıdan kabul edilemez saldırısı sonrasında başlayan bu çatışmaya taraf olmaya, İsrail’le savaşmaya ve hatta yaptırım uygulamaya niyeti yok. Gelişmelerden herkes rahatsız fakat kimse kendi güvenliğini ve refahını riske atmak istemiyor.

Kısacası Arap dünyasından bir Yom Kipur Savaşı daha çıkacağa hiç benzemiyor. İsrail sokakta lanetleme, BM’de kınama, mahkemede yargılamayla da durdurulamıyor. Biz de dahil farklı ülkelerde sokaklara taşıdığımız infial, katliamlar karşısında duyduğumuz haklı tepki de -aksini çok arzu etmeme rağmen- sonuç getirecek izlenimi vermiyor.

İsrail bir kez daha Gazze’de etnik temizlikle, Batı Şeria’da yeni yerleşim birimleriyle genişlemeye hazırlanıyor. Barış ve uzlaşma çabalarını öldürüyor, insanları aç ve susuz bırakıyor, yardım kuyruklarındakilerini ve hastaneleri hedef alıyor, toplama kampı kurup Arap dünyasından mülteci kotası isteyerek sonuç almaya çalışıyor. Evet biraz da yalnızlaşıyor ancak istediği sonuçu elde etmeye giderek daha çok yaklaşıyor…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar