Mensur Akgün
Avrupa Parlamentosu’nun (AP) 751 sandalyesi için Birleşik Krallık da dahil 28 ülkesinde yapılan seçimlerin sonuçları dünkü Karar’da kapsamlı bir şekilde işlendiği gibi Avrupa’nın sağa kaydığına, merkezdeki partilerin oy kaybettiğine, her yerde olmasa da popülist diye adlandırılan partilerin güç kazandığına işaret ediyor. Kuzey Avrupa’da Yeşillerin de oy oranlarını arttırdıkları görülüyor.
Avrupa karamsarı, entegrasyon karşıtı partilerin AP’de ağırlıklı olarak temsili AB açısından da, üye ülkelerin siyasi sistemleri açısından da, üyelik perspektifi olan ülkeler açısından da düşündürücü. Brexit’in mimarı Nigel Farange’ın partisinin yüzde 31’lik oyla Avrupa Parlamentosu’na girmesi ilginç bir ironi olarak tarih sayfalarındaki yerini almaya aday.
Ayrılık müzakerelerini yürüten ama sonunda kendisi siyasetten ayrılmak zorunda kalan Theresa May’in merkez sağ Muhafazakar Partisi’nin oyların ancak yüzde 8’ini, İşçi Partisi’nin ise sadece yüzde 14’ünü alabilmiş olması da öyle. Benzeri Alman Sosyal Demokratları ve Hristiyan Demokratları için de geçerli. Neyse ki orada Yeşillerin oy oranında bir artış görülüyor.
***
Doğrusunu isterseniz AB’nin kurumsal anlamda değişeceğini Alman AfD Partisi’nin ya da diğerlerinin seçim bildirgelerine koyduğu Avrupa Parlamentosu’nu, Avrupa Adalet Divanı’nı kapatma gibi sözlerini yerine getirebileceklerini sanmıyorum. Ancak bu güçlü dalganın Avrupa’yı sarsacağı ve bambaşka bir hale getireceği kesin.
Şimdiden erken seçim çağrıları yapılmaya ve kararları alınmaya başlandı. Fransa çağrıdan, Yunanistan karardan nasibini aldı. Viktor Orban’ın Fidesz’inin yüzde 53 oyla Avrupa Parlamento’sunda 13 sandalyeyi garantilemesi kendisinin Macaristan siyasetindeki konumunu daha da pekiştirdi.
Sonuçların üye ülkelerin siyaset yapma biçimleri üstünde etkili olmaması imkansız. Avrupa kaçınılmaz olarak daha sağa kayacak, uçtaki partilere zemin kaptırmak istemeyen merkez partiler daha da göç karşıtı politikalar benimseyecek. Bunun ırkçılığı ve ayrımcılığı arttırma olasılığı çok güçlü.
Türkiye’nin, daha doğrusu Türkiye’nin artık pek de kalmamış olan üyelik perspektifinin bu siyasi sismik sarsıntıdan etkilenmemesiyse zor. Artacak İslam karşıtlığı üyeliğine yapılacak köktenci itirazların güçlenmesine neden olacaktır. Diğer yandan bu değişimin “Avrupalılık” ve entegrasyon düşüncesini değiştirebileceğini de unutmamızda yarar var.
***
Çünkü belli ki AB’ye anlam olarak daha az aidiyet, daha çok ticaret yüklenecek. AB giderek daha fazla “milli” devletlerin ortak kararlarıyla ayakta duran bir ticaret bloğu olarak görülecek. Algıdaki değişimi muhtemelen dünya siyaset sahnesindeki dalgalanmalar, ABD’de ile olan ilişkilerin niteliğindeki farklılaşma ve Brexit’le desteklenecek.
Bu da Türkiye’nin entegrasyonu donmuş ve hatta gevşemiş olan AB’ye yakınlaşmasını kolaylaştıracak. Kısa vadede göç, uzun dönemde iktidarlarda hangi partiler olursa olsun AB ülkelerinin pek çoğunda zihinlere kazınmış olan insan hakları ve demokrasi gibi değerlere gösterilecek sadakat, Türkiye’nin üyelik şansını arttıracak.
Türkiye’ye, Türkiye’nin düşünce kuruluşlarına, üniversitelerine ve kanaat önderlerine düşen görev bu değişimi standart klişelerin ötesinde değerlendirmek, doğrusal denklemlerle değil olasılık hesapları üstünden düşünerek değişimin ne getirip, ne götüreceğini ortaya koymak. İlk akla gelenin ötesine geçmek…
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.12.2025
12.11.2025
5.11.2025
2.11.2025
29.10.2025
26.10.2025
22.10.2025
19.10.2025
12.10.2025
8.10.2025