M.Şükrü HANİOĞLU
Özel işyerlerinde dinî inançları çerçevesinde başlarını örtmek istemeleri nedeniyle görevlerine son verilen Belçika ve Fransa vatandaşı iki Müslüman kadın hakkında geçtiğimiz günlerde AB Adalet Divanı tarafından verilen karar "ayrımcılığın yasallaşması" ve "kültürel çoğulculuğun tabutuna çivi çakılması" olarak yorumlandı.
Alınan kararın kâğıt üzerinde tüm dinlere yönelik gözükmesine karşılık, uygulamada öncelikli olarak Müslümanları hedef alan bir "ayrımcılık"ı ortaya çıkaracağı açıktır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 2012'de üniformasının üzerinde görülecek biçimde haç simgesi taşıyan kolye takmak isteyen bir hostese, British Airways'in "haç taşımanın Hıristiyanlığın vecibelerinden olmadığı" gerekçesiyle izin vermeyerek, Büyük Britanya'nın da gerekli hukukî önlemleri almayarak "ayrımcılık" yaptığına hükmettiği göz önüne alındığında, AB Adalet Divanı'nın aldığı kararın ne denli farklı bir yaklaşımı ortaya koyduğu daha iyi anlaşılabilir.
Burada önemli olan, Avrupa'da popülist sağın yükselttiği ama diğer siyasal eğilimlerden de destek alan "göçmen ve Müslüman karşıtlığı"nın hukukun da dahil olduğu alanlar üzerindeki etkisini artırması, konuya on, hattâ beş yıl öncesinden farklı yaklaşılmasına neden olmasıdır.
Dolayısıyla konuya teknik bir hukuk yorumu, ya da 1905 model Fransız laikliği hayaletinin geri dönüşü olarak bakmak yanıltıcı olabilir. Zikredilen Fransız vatandaşı kadının davası hakkında geçen yılın Temmuz ayında görüş bildiren AB Adalet Divanı raportörü Eleanor Sharpston'ın da savunduğu gibi şirketin koyduğu başörtüsü yasağının "yasa dışı doğrudan ayrımcılık" olarak yorumlanması da mümkündür. Ancak AB Adalet Divanı, bu hukukî görüşe itibar etmemiştir.
Bu tercihin Batı Avrupa'daki güncel "Zeitgeist'ı (zamanın ruhunu)" yansıttığı ortadadır. Karar kadar, bâzı bireylerin işlerini başarılı biçimde yapan kadın görevlilerden, "başörtülerinden dolayı" rahatsız olma ve şikâyette bulunmalarının da sorgulanması gereklidir. Bunun ise güçlü bir ivme kazanan "İslâmofobi"den derin biçimde etkilenen zamanın ruhundan kaynaklandığı belirtilebilir.
Sorun nedir?
AB Adalet Divanı'nın benimsediği hukuk yorumunun "ayrımcılığın yasallaşması" anlamına geldiği ortadadır. Buna karşılık kararın özel olarak Avrupa genel olarak da Batı'nın çok kültürlülük sınavında başarısız olduğu anlamına geldiği iddiasını tartışmaya açmak gerekmektedir.
Yükselen İslâmofobinin yarattığı ortamın etkilediği karar, son tahlilde, "çok kültürlülüğe" değil bir dinin mensuplarının çok kültürlülük kapsamına dahil edilmesine itiraz etmektedir. Karar dar açıdan yorumlandığında, Avrupa'nın 1970'lerden başlayarak 1990'ların sonuna kadar süren farklı kültür, tercih ve kimlikleri tanıma, onların varlıklarını sürdürmelerini sağlayacak düzenlemeler geliştirme siyasetlerinin tersine döndüğüne kanıt olarak sunulabilir. Günümüzde "çok kültürlülük" savunuları inişe geçerken "ortak değerler," "türdeş vatandaşlık" ve bunların da ötesinde "asimilasyon/bütünleşme" vurguları güç kazanmış durumdadır.
Ancak bu gelişmeyi kültürel çoğulculuğun zemin kaybetmesi olarak görmek yanıltıcı olabilir.
Bunun yanı sıra Avrupa'da bilhassa 2010 sonrasında David Cameron'ın başını çektiği siyasetçiler tarafından güçlü bir "çok kültürlülük" eleştirisinin dile getirilmesinin bunun delili olarak gösterilmesi de büyük resmi algılama alanında sorunlara neden olabilir.
Charles Taylor, 1994'te çok kültürlülüğü " bir tanınma sorunu/siyaseti" olarak tanımlamış, bu da yaygın kabûl görmüştü. Çok kültürlülük ve kültürel çoğulculuğa "dar" değil bu tanımda mündemiç "geniş" anlamda yaklaşıldığında, gerilemenin Avrupa'nın değişik yaklaşımları benimseyen ve bunlara dayalı "kimlikler"i korumaya çalışan topluluklardan ziyade "göçmen" ve "Müslümanlar"a yönelik "anlayış"ı alanında yaşandığı belirtilebilir.
Geniş anlamda kültürel çoğulculuk zemin kaybetmemekte, tam tersine güç kazanmaktadır.
Örneğin, aynı zaman diliminde "Batı"da eşcinsellere evlilik hakkı tanınması yaygınlaşmıştır.
Benzer şekilde yerli (indigenous/ native) topluluklar ve yerleşik etnik azınlıklara kültürel özerklikler verilmesi de bilhassa BM Genel Kurulu'nun 2007'de Yerli Toplulukların Hakları Beyannâmesi'ni kabûlü sonrasında artış göstermiştir.
Dolayısıyla karşılaşılan sorunun dar bir yorumla "kültürel çoğulculuğun çöküşü" olarak görülmesi doğru değildir. Şahit olunan, çok kültürlülüğe "Müslüman karşıtlığı" çerçevesinde itiraz ve "sınırlama"lar getirilmesi ve bu "özgün" alanda "burada sana kendinolarak yer yok, ya asimile ol ya terk et" yaklaşımının benimsenmesidir.
Müslümanların farkı
Bunun nedeni "Batı"nın Müslüman ve "göçmenler"e on dokuzuncu asır sömürgeciliğinintemel tezleriyle yaklaşmasıdır. Diğer bir deyişle Müslümanlara post-modern bir"medenîleştirme misyonu (mission civilisatrice)" çerçevesinde yaklaşılmakta, onların ancak değerlerini bir kenara bırakarak, "kendileri olmaktan vaz geçerek," yâni dönüştürülerek "medenîleşebileceği" savunulmaktadır. Bunun düşünsel arka planını, "modernlikler"in varlığını sorgulayan tekelci bir tanım ile "Batı"nın kendisine ait gördüklerinin üst sıralarda yer aldığı bir "değerler hiyerarşisi"nin şekillendirdiği ortadadır.
Kültürel çoğulculuk bu arka planın neticesi olarak "Batı"ya yerleşen Müslümanlara "teşmil olunması imkânsız" bir siyaset haline gelmektedir. Diğer kategorilerden farklı olarak Müslümanların ondan istifade etmeleri, "medenî olmadıkları ve geleneklerini terk etmedikçe olamayacakları" gerekçesiyle engellenmektedir.
"Batı"nın "yerli" topluluklara da uzun süre bu gözle baktığı doğrudur. Onların büyük bölümünün asimile olarak, kültürleri geniş çapta silinmiş marjinal topluluklar haline gelmesi kültürel çoğulculuk kapılarının kendilerine açılmasına neden olmuştur.
Ancak bu "kendisi olmakta" direnen ve "geleneklerinin folklor müzelerinde sergilenen tuhaflıklar"a indirgenmesine karşı çıkan Müslümanlar için geçerli olamamaktadır.
Siyasal seçkinlerinin benzer bir "medenîleştirme misyonu"nu uzun süre toplumun çoğunluğuna yönelik temel siyaset olarak uyguladığı Türkiye için bu yaklaşım yabancı değildir. Modern tarihimiz, tekil modernlik ve "hiyerarşik değerler" çerçevesinde icra edilen "medenîleştirme vazifesi"nin ne gibi neticeler doğuracağını teşhir eden bir laboratuar hizmeti görebilir.
Yükselen İslâmofobi dalgasının bundan ve "medenîleştirme misyonu" temelli sömürgecilik tecrübesinden istifadeye imkân vermeyeceği ortadadır. Bu, kültürel çoğulculuğun zemin kazandığı ancak "Müslümanlar"ın bu "çoğulculuk"tan istifade edemeyerek "paryalaştığı" ve dışlandığı bir "Avrupa" yaratacaktır. Bunun ise "medeniyetler çatışması siyaseti"ne hizmet edeceği şüphesizdir.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları




































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.11.2018
12.11.2018
5.01.2018
29.10.2018
22.10.2018
15.10.2018
24.09.2018
16.09.2018