Murat BELGE
Ertuğrul Özkök, eksik olmasın, bana ne kadar çok saygısı olduğunu yazmış. Ama ardından, “nekrofil bir ego” sahibi olmam ihtimalinden ve “bel altı vuruş” yaparak “Ergenekon’daki son mütalaayı” savcıdan önce benim vermemden söz ediyor.
Benim sözünü ettiğim, “bu ihtimal hâlâ var” dediğim ve “desperado darbe” diye nitelediğim şeyi şu anda Silivri’de tutuklu bulunan kişiler yapmayacak herhalde. Yalnız, öyle bir darbe olacak olursa, “Silivri’de yapılan haksızlığı önlemek” de onun gerekçelerinden biri olacaktır.
“Bel altı vuruş” falan benim bildiğim işler değil. Bu ülkede onların uzmanları var. “Zamanlama”, “mizanpaj” şu bu, bu gibi tekniklerle olay çarpıtmayı, dikkat çelmeyi, hedef göstermeyi çok iyi öğrenmiş, yıllar yılı yayın yönetmenliği yaparak kendini yetiştirmiş kişiler var.
Ertuğrul Özkök bana çeşitli darbelerden artakaldığımı hatırlatıyor: “12 Mart’ta hayatta kaldınız. Evet, 12 Eylül’de mazlum oldunuz. Ama Allah’a şükür hayattasınız,” diyor. Herhalde benim de şükran duymamı, “Adamlar beni öldürmedi” diye hayır duası etmemi bekliyor.
O dönemlerde Ertuğrul Özkök’ün şefi olduğu korolar “Vatan haini liberal aydınlar” ilahisini söyleyerek çeşitli Ogün Samast’lara, Yasin Hayal’lere hedef gösterme tekniğini henüz geliştirmemişlerdi. Bunun da biraz payı olabilir. Ama en önemli neden, bunların dünkü yazımda söylediğim “emir-kumanda darbeleri” olmasıydı. Bu nedenle, tamamen hukuk-dışı da olsa, kendi yaptıkları birtakım yasalara uymaya çalışıyorlardı. Benim bir ihtimal olarak sözünü ettiğim “desperado darbe” ise kendini herhangi bir yasayla sınırlı sayamaz. Kanlı ve çok geniş bir kıyım yapmadan durulamaz. O nefret ve intikam birikimleri bir kere boşalırsa, kimin başına ne geleceği de bilinemez. Her şey mümkündür.
Ertuğrul Özkök, birbirinin dengi olmayan şeyleri öyleymiş gibi sunarak bir durumun ögelerini çarpıtmaktan bu yazısında da vazgeçmiyor. Bu ülkede yıllarca “komünizm öcüsü” ile “bir kısmımızın hayatı berbat” edilmiş. Ama şimdi de “ Ergenekon öcüsü” çıkmış: “Bir el boğazımızı sıkmış, gıkımız çıkamıyor” diyor. Oysa bir hayli “gık” çıkıyor, kulağımıza da geliyor. Bundan önceki sıkıyönetim ortamlarıyla denk bir durum mu bu? Başbakan bir gazetecinin sözünü beğenmemiş, medya ortamında patronuna şikâyette bulunuyor. Olacak şey mi? Elbette değil. Bununla mücadele etmek gerekir mi? Elbette gerekir. Ama bu sivil siyasetin demokrasiden sapma biçimi. 1402’likler ve daha bilmem neler olan 12 Eylül’de Kenan Evren mikrofon başında gazeteci şikâyet ederek mi çözüyordu sorunlarını, yoksa?..
Ertuğrul Özkök’ü okuduğumuzda, şu şimdikinden beter bir dönem görmediğimiz izlenimini ediniyorum: “12 Mart’ta ayakta kaldık,” diyor; “12 Eylül’de yara bere de olsa ayakta kaldık. Ama adaletsiz bir rejimde...”
Demek ki, çok mükemmel olmasa da, bir adalet varmış o Mart’larda, Eylül’lerde. Sözgelişi 146’dan idam cezası vermedi diye, böyle davranan mahkemenin komutanın emriyle lağvedildiği 12 Mart’ta şimdikinden çok adalet varmış. 20’sine gelmemiş gencin yaşı büyütülerek paldır küldür idam edildiği 12 Eylül’de de adalet varmış; varmış ki ayakta kalmışız.
Ne yazık ki bu ülkenin tarihinde “işte o zaman adalet vardı” diyebileceğim herhangi bir dönem göremiyorum. Fikir serdedecek kadar izlemediğim (onun için hemen hemen hiç yazmadım o konuda) Ergenekon sürecinde de “adalet vardır” iddiasında bulunamam. Başta Pınar Selek, Hrant Dink davaları, “ Ne adaleti! “ dedirtecek birçok somut örnek de karşımızda duruyor.
Ama “kıyaslama” diye bir şey vardır. Siyasî olayları, dönemleri değerlendirirken, bunu da bir metodoloji olarak devreye sokmak gerekir.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025