Murat BELGE
Aya Sofya’nın müze olması kararını verenin Atatürk olduğunu öğrenmişizdir. Şimdi bu “direktif” yazısının altındaki “Atatürk” imzasının sahte olduğu iddia ediliyor.
İddia eden, şimdi MHP’nin milletvekili, bir zamanlar Türk Tarih Kurumu’nun başkanı, Halaçoğlu. Bu ülkede “Ermeni Kıyımı” denecek bir olayın asla olmadığını canla başla savunan bir “tarihçi”. Latife Hanım’dan kalan Atatürk’le ilgili evrakın kamuya açılmasını engelleyen kişi de gene o.
Bunları yapan kişi yıllar boyu adı “Türk Tarih Kurumu” olan kuruluşun başkanlığını yaparsa, bu aynı kurumun YÖK aracılığıyla üniversitelerde Ermeniler konusunda araştırma yapanların adlarını öğrenmek üzere girişimde bulunmasına şaşırmak için bir neden yok. Gene aynı YÖK’ün “sözde” soykırım iddialarına karşı araştırma yaptırmaları için üniversitelere genelge göndermesi de şaşırtıcı falan değil. Bunlar hep, Türkiye’nin olağan halleri.
Gelelim “sahte imza” iddiasına... Aya Sofya’nın camiyken müze yapılması, öyle basit bir olay değildir. Uluslararası yankılar uyandıracak bir harekettir ve zaten onları uyandırmak için yapılmıştır. Benim bildiğime göre, olayın tarihi 1935’tir. Bu tarihte Atatürk sağ, ciddi bir rahatsızlığı yok, ülkede olup biten her şeye hâkim. Yani birileri onun imzasını taklit ederek Aya Sofya’yı müze yaptıracak... Atatürk bunu fark etmeyecek... Böyle bir iddia karşısında yalnız kargalar değil, herhalde bütün kuşlar âlemi kahkahadan kırılır.
Ama Halaçoğlu böyle durumlara düşmekten korkmayan, cesur bir kişi. Memleketin hayrına olduğuna inandıktan sonra, her davayı savunur. Bir “tarihçi” olarak bağlılığı “memleketin hayrı”na, “gerçeklik”e değil. Dolayısıyla zaten tam da Türkiye Cumhuriyeti’nin istediği, aradığı, bulunca da ödüllendirdiği bir “bilim adamı”.
“Uluslararası yankılar”dan söz ettim, yukarıda. Aya Sofya’nın yeniden cami olmasını isteyenler bunu “taviz” olarak anlıyorlar. Zaten bize düşman (ve bağnaz Hıristiyan) bir dünya var. Biz de onları fazla kızdırmamak için böyle jestler yapıyoruz. Zaten “Batılılaşma” denen şeyin tamamı bu. Taviz! Kişiliğini kaybetme. Ve saire.
Geçen gün yazdığımda söylemiştim: 1453’te Aya Sofya’nın camiye çevrilmesi o çağın “medeni” bir davranışıydı. Ama zamanla “medeniyet” kavramının ve algılanışının içeriği değişti. 1935’te de burayı müzeye çevirmek “medeni” davranış oldu. Dolayısıyla bu karar Fatih’in iradesinin karşıtı değil, o anlayışın devamıdır.
Atatürk bunları anlayacak nitelikte bir insandı. İzmir’de yerde sürünen Yunan bayrağını kaldırtması ya da Çanakkale’de can vermiş “düşman” ordusu hakkında söyledikleri gibi davranışlarıyla böyle olduğunu kanıtlamıştır.
Aya Sofya’nın camiyken müzeye çevrilmesi de, “taviz” falan değil, bir “medeniyet deklarasyonu”dur.
Siz bunu beğenmeyebilirsiniz. Bu “fütuhat böbürlenmesi”nden zevk alıyor, böylece yüceldiğinize inanıyor olabilirsiniz ya da daha farklı nedenlerle Aya Sofya’nın cami olmasından yana tavır alabilirsiniz. Buyurun alın. Neyse böyle düşünmenizin, duymanızın gerekçesi, açıklayın. Deyin, “Ben bu kenti, bu kiliseyi kılıcımın zoruyla aldım! Şimdi de, kimin ne dediğine bakmadan, umursamadan, burayı yeniden cami yapacağım! Burayı müzeye çevirme kararı, veren kim olursa olsun, yanlış bir karardı! Ben bu yanlışı düzelteceğim!”
Buyurun, söyleyin bunları. Ama “imza sahteydi” gibi ayak oyunlarına girmeyin. Aya Sofya’yı müze yapmanın Atatürk’ün iradesine aykırı bir iş olduğunu söylemeyin. O “fütuhatçı” tavır bence bir ayıp; ama bu ikincisi daha büyük bir ayıp.
Halaçoğlu bu konuda herhalde partisinin, cenahının ruh halini temsil ediyor. O kesim bu “fütuhat” işine ve böbürlenmesine ezelden beri pek düşkündür. Bütün kollarıyla İslâmcı cephe de bu konuda farklı duygular içinde olmasa gerek — diye düşünüyorum ya, umarım yanılıyorumdur, umarım böyle düşünmeyenler vardır. “Kemalist” kesime gelince, onlar bu hükümet yapacaksa böyle bir uygulamaya karşıdır ya da “Atatürk’ün yaptığı şey değiştiriliyor” gerekçesiyle karşıdır. (“Sahte imza” iddiası herhalde bu tepkiyi yatıştırmak için).
Yani “medeniyet deklarasyonu” dediğim bu hareketten, bu içerikten yana, sen ben bizim oğlan, gene bir avuç adamız.
http://www.taraf.com.tr/murat-belge/makale-aya-sofya-ve-sahte-imza.htm
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
22.04.2025
31.03.2025
17.03.2025
10.03.2025
7.03.2025