Murat BELGE
Ermeni Kıyımı’nın yüzüncü değil ama doksan dokuzuncu yıldönümünde, Başbakan Erdoğan’ın Ermeniler’e bir “taziye” mesajı göndermesini, doğrusu, hiç beklemiyordum. Kıyım’ın şu kadarını yıldönümüne varmadan, Erdoğan’ın kendi dönüşümünün birinci yıldönümüne böyle bir şey yapmasını büsbütün beklemiyordum. Başbakan Erdoğan, kim ne derse desin, ilginç bir kişi. Bir kere, insanı şaşırtıyor. Şaşırmanın yönü değişebilir. Çok olumsuz da şaşırabilirsiniz; çok olumlu da şaşırabilirsiniz. Genellikle bir yönü tutturmuşsa genellikle o çizgi üstünden giderdi ve yaklaşık bir yıldan beri olumsuz şaşırtıyordu. Şimdi, şaşırtırken ters yönde şaşırttı.
“Ters yönde” diyorum, çünkü okuyunca “taziye”yi, “şimdi bu iyi mi oldu, kötü mü?” diye düşününce, iyi olduğu sonucuna varıyorum.
Bunu iyi açıklamak gerek, çünkü konu çok hassas. “İyi olduğu” ne demek? Şöyle biraz dikkatlice okuyunca, Başbakan Erdoğan’ın metninde pek fazla bir şey olmadığını görüyorsunuz. “Soykırım” gibi bir kavramı akla getirecek hiçbir şey elbette ki yok da, bunun daha “ılımlı”sı bir şeyler olmuş mu, “tehcir”den başka, orası da pek belli değil. Sorumluluk da ortalarda bir yerde sallanıyor. Bu metinle “Kabahat zaten Ermeniler’deydi” yönünde de ilerleyebilirsiniz.
Bir de “komisyon” kurma önerisinde bulunduklarını hatırlatıyor. Evet, AKP’nin önerisiydi ve açıklandığı zaman da eleştirmiştim. Bu saatte, “Komisyon kuralım da, ne olup bitmiş, araştıralım, öğrenelim,” demek, Ermeniler’e, alay ediliyor izlenimi verecek bir öneri. Dünya kadar “literatür” var bu konuda. Şimdi mi başlayacağız araştırma yapmaya?
Dolayısıyla Başbakan Erdoğan, özellikle Ermeniler’in durduğu yerden bakıldığında, bu “taziye mesajı”nda, dişe dokunur bir şey söylemiyor. Ama, sanırım, Ermeniler’i mutlu edecek bir şey söylemek gibi bir niyeti de yok. “Ermeniler’e taziye” ama sonuçta mesaj dünyaya.
Bir yıl sonra, yüzüncü yıldönümü. Malûm şey, yuvarlak sayıların büyüsü. Böyle “ellinci”, “yüzüncü” dedin mi, nedense kırk dokuzuncudan, doksan sekizinciden daha önemlidir. 2015’te bu olay bütün dünyada gündeme gelecek. Türkiye’nin de bunun yaratacağı yankıları yumuşatmaya yönelik hazırlıkları olduğunu işitiyoruz: Çanakkale’yi öne çıkarmak gibi. Bunlar tabii gene “iç tüketim” e yönelik tedbirler, neyse…
Bundan önce “insanca” bir jest yapmanın yararını düşünmüş olmalı, Başbakan. Dünyadaki yalnızlığımızı biraz dengelemeyi düşünmüş olmalı. Böyle bir etki yaratmaya yeter mi? Sanmıyorum. Ama bunun olmuş olması, olmamasından daha iyi.
Başbakan Erdoğan’ı “hemcins”leriyle karşılaştırmak gerek, diye düşünüyorum kendimi bildim bileli elliyi aşkın 24 Nisan geçirdik. Bu süre içinde başbakan olanların sayısı elliyi bulmaz ama on beşten aşağı da değildir. Bunların herhangi birinden 1915’te hayatını kaybetmiş Ermeniler’e taziye diye bir şey duymadık. Her birinin başbakanlık yaptığı sırada koşulların farklı olduğunu söyleyebilirsiniz. Ama, bana göre, ne kadar farklı olursa olsun, bütün o koşullarda bir taziyede bulunulabilirdi. Bulunulması iyi olurdu. Hangi dönemde olursa olsun, böyle bir şey yapılabilseydi, bugün olduğumuzdan çok daha iyi bir noktada bulunurduk.
İşte, Başbakan taziye mesajını yayımlamış, Ahmet Hakan program yapıyor. “Vay, buradan soykırımın kabulüne gidilir,” diye bar bar bağıran, kimseyi konuşturmayan, gene bir CHP’li. “Solcu” parti ya, tabii böyle olacak. Siyaset sahnesini dolduran aktörlerin çoğunluğu böyle kişilerden meydana gelme.
Dolayısıyla, böyle bir taziye mesajının yayımlanması Türkiye için iyi oldu. Özellikle de Türkiye’nin içinde yol açabileceği gelişmeler açısından iyi oldu. “Genosid deme!” “Kıyım da deme!” “Aslında Ermeniler bizi öldürdü!” derken, malûm tersine tırmandırma süreci devam edip gidiyordu. Siyasî mesajları yukarıdan almaya böylesine alışık bir toplumda taziyenin “Başbakan”dan gelmesi insanları daha rahatlatacaktır.
Onun için de, nereden baksak, taziye olumludur, medeni bir Türkiye’ye doğru bir adımdır.
Bu sefer, ironik olmadan “tebrikler”!
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları









































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
25.08.2025
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025