Murat BELGE
Konsolosluk basılmasından sonra burada hükümet adına demeç verenler, her şeyden önce, “Bize karşı değil” mealinde bir şeyler söylediler. Adamlar gelip basmış, o kadar kişiyi derdest edip götürmüş, daha nasıl “bize karşı” olunur, akıl erdirmek güç. Herhalde bunları yapacaklarına Gezi Parkı’na gelseler ve “Burası park olarak kalsın, kent halkına sorup danışmadan da kışla mışla yapılmasın” deselerdi, o zaman “bize karşı” oldukları anlaşılırdı ve “bize karşı” oldukları böylece anlaşılınca, şöyle otuz kırk bin polisle üstlerine yürürdük, şu kadar kör, bu kadar ölü, “bize karşı” olmanın ne demek olduğunu onlara gösterirdik.
Bu sabah da adamların bin beş yüz mü, bin yedi yüz mü, o kadar Şiî’yi kurşuna dizdiği haberi. Bu, birilerinin araştırıp da “Böyle yapmışlar” diye açıkladığı bir bilgi değil, kendilerinin göğüslerini gere gere, kıvançla, “yaptık” diye bildirdikleri bir şey. “Yaptık, yapmaya devam edeceğiz...”
Ortadoğu! Burada her türlü şiddetin bitmez tükenmez kaynağı var. Ardı arkası kesilmiyor. İnsanlar nefretlerini tüketemiyorlar. Üstelik, aktörlerin sayısı artıyor. Bir zamanlar başkalarının (genellikle iktidarların) yaptığı vahşetin seyircisi konumunda olan kitleler şimdi kendileri, kendi vahşetlerini uyguluyor. Rekor, henüz, düşmanının ciğerini düşleyen “özgürlük savaşçı”sında, ama her an rekorunu elinden alabilecek bir kalabalık var orada.
Bu aynı Ortadoğu’da bir süre önce demokratik taleplerle kendini ortaya koyan bir hareketlenme yaşanmıştı; adını da “Arap Baharı” koymuşlardı (“Prag Baharı”ndan benzetme --sonu da benzedi).
Şimdi o olay büyük ölçüde sönümlendi, ama o da yapay, iğreti bir şey değildi. Otantikti ama şu şimdiki günlerin atmosferini belirleyen vahşet eylemleri --ve eylemcileri-- kadar güçlü ve yaygın değildi. Nasıl olabilsin ki, bu genel ortamda? Aslında olduğu kadarı, gelecek için umut veriyordu. Hâlâ da veriyor.
Ortadoğu’yu şimdiye kadar yönetenler yönetti. Nasıl yönettikleri sorusunun cevabını bugünün bu gelişmeleri yeterince veriyor. Sonuçlar ortada. Bütün bu tarih, insanlara mezhep, aşiret vb. dar kimlik, bağlılık, “aidiyet” nosyonlarından öte bir perspektif kazandırmamış. Öldürmek dışında bir “yöntem” de geçerli olmamış. Dolayısıyla, eski yönetimler miadını doldururken (Lenin’in deyimiyle, “yönetenler yönetemez” oluyor), bunların yarattığı boşluğu heterojen güçler dolduruyor. Demokrasi isteyen ama bunun ne anlama geldiğini çok iyi bilmeyen bir kesim var, IŞİD gibi, arkaik kinleri, enerjileri seferber edebilenler de var. Yakın dönemde bir “selâmet” yolu da görünmüyor.
Böyle bir çerçeve içinde Türkiye’ye baktığımızda, ne yazık ki, bütün bunlardan bağışık, böyle sorunları olmayan bir toplum görmüyoruz. Ama “işte, tipik bir Ortadoğu toplumu” denecek bir yapı da görmüyoruz. Türkiye, “emperyal” tarihiyle olsun, Cumhuriyet tarihiyle olsun, farklı bir noktaya gelmiş, farklı bir noktada duruyor. Bulunduğu bölgenin bu özelliklerini büsbütün silkeleyip atamamış üstünden; hattâ ayağı kayıp yeniden o kargaşa içinde de bulabilir kendini. Ama bunun tam tersi de mümkün. En azından, “bunun tam tersi” dediğimiz şey her neyse, o şeyin ögelerinin en sağlam biçimde toplandığı ülke Türkiye, bu Ortadoğu coğrafyası içinde.
“Artık demokrasi istiyoruz” diyenler de Türkiye’ye baktıkları zaman bunu görüyorlar. Birkaç yıl önce bu “model” konusunu daha sık konuşuyorduk. Suriye ve Irak’ta olanlardan sonra pek konuşamaz olduk. Ama o potansiyel gene orada duruyordur. Konjonktür değişince daha belirgin görünür. Türkiye kendisi, bundan vazgeçmedikçe, onu “model” yapan özelliklerini kendi eliyle yolmadıkça.
Ama şu ortamda, Türkiye’de ipleri elinde tutan güç bunun farkında mı? Ne kadar farkında?
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025