Murat BELGE
Birkaç gündür Paris’teyim; Türk edebiyatı üzerine bir seminerde bulunmak üzere geldim. İki üç yıldır da yolum düşmemişti buraya.
Haziranın ortasında ben geldim Paris’e ama henüz yaz gelmemiş. Yazdan geçtim ilkbaharın da pek uğramadığı izlenimini ediniyor insan. Sabah kurşuni ve soğuk bir havayla uyanıyoruz gece de kurşuni ve soğuk bir havada uyuyoruz. Yüksekte (görece yüksekte) bulutlar, sımsıkı bir saf örerek güneşle aramızda kurulabilecek olası her ilişkiyi kesiyorlar. Daha alçaktan seyredenleri ise, sık sık, yağmur olup tepemize iniyorlar. Dün böyle iki kere esaslı bir biçimde ıslandım; bakalım bugün ne olacak...
Fransa’nın Sarkozy’den kurtuluşunun birinci aydönümündeyiz ve önümüzdeki pazar Parlamento için seçimlerin ikinci turu olacağı için kurtulunduğu hâlâ yüzde yüz kesinleşmiş değil. Bunun münasebetiyle daha neşeli bir Paris’e geleceğimi... “bekleyerek” değil ama “umarak” gelmiştim. Ama pek öyle bir şeyle karşılaşmadım. Seçim olduğunu, bir Başkan’ın gidip başka bir Başkan’ın geldiğini insana hatırlatan herhangi bir işaret yok. Sabah otelde kahvaltı ederken televizyona göz atıyorum. Ne olsa, daha bir seçim turu var, onun için siyaset haberi de veriyorlar (bu sabah “akıl karıştıran ‘tweet’” haberi vardı ama izleyemeden kalktım). Gene de, futbol maçlarının daha fazla ilgi çektiği belli oluyor.
Zaten oy kullanma oranı da bir hayli düşüktü “Fransa için çok düşük” diyorlar. Dün akşam Türkiye’den bir arkadaşla yemek yedik. Onlar gidip oy vermeyi de unutmuşlar.
Solun kazanması acaba bu “düşük oran”ın sonucu mudur? Olabilir, çünkü Fransa bayağı bayağı “sağcı” bir toplumdur. Başta 1789, dünya siyasî tarihinin bir yığın şanlı olayı burada geçtiği için, herkesin aklında böyle bir “devrimci Fransa” imgesi vardır. Ama işbirlikçi Vichy de Fransa tarihinin otantik bir parçasıdır. Mitterand’dan beri burada solun bir seçim başarısı görülmedi Mitterand’ın da, son günlerinde, “Vichy ile işbirliği” yaptığına dair birtakım söylentiler çıkmıştı.
Le Pen desteklemeye karar verse Sarkozy gene kazanacaktı. Onun için bu seçimi “sol kazandı” demekten çok “sağ kaybetti” diyerek açıklamak daha doğru olur sanıyorum. Bu da, kendi içinde birleşememesinin sonucu. Kızının babasından daha radikal çıktığı söyleniyor. Herhalde “nelere kadir” olduğunu kanıtlamak istedi; daha “orta sağ” sayılacak (Sarkozy öyle sayılabilirse) birinin stepnesi olmayacağını ilan etti. Öyle olmasa sağ oylar yüzde altmışların üstünde görünüyor.
Tabii bu sağa kayış yalnız Fransa’ya özgü bir şey değil; Avrupa baştan başa bu havaya girmiş durumda. “Britanya’da da sağ iktidarda” diyeceğim tabii, ama orada bundan önce “sol”, nasıl sağ olacağını, Thatcher’a nasıl benzeyeceğini bilemediydi. Almanya malûm. Bir zamanlar Avrupa “medeniyeti”nin “medar-ı iftiharı”, küçük Avrupa ülkeleri, Danimarka, Hollanda, nereden nereye geldiler!
Akdenizli ülkeler de savruldu gitti onların iyice şiddetli hissettiği kriz daha da ne kadar savuracak, insan düşünmek istiyor! Yunanistan’da o saldırgan herif-i na-şerif dünyada bir ilke imza attı. Şimdi her yerde bizde de bekleyin taklitçilerini.
Bütün bu savrulmadan sonra, Fransa’daki seçim sonuçlarını, yeni bir dönemin başlangıcı olarak görmek gerçekçi olur mu? Avrupa’nın bu döneminde başlıca derdi, “yabancılar” sorunu olarak ortaya çıkıyor. Bu bence gerçek bir sorun değil, ama oluşan bu ideolojik ortamda bütün gerçek sorunlar gerçekdışı bir “yabancılar” kılığına giriyor. Bu da tabii sağın ekmeğine yağ sürüyor. Öte yandan, ortada “sağın başarısı” denecek bir şey de yok. Yani, henüz “solun yükselişi” denebilecek bir şey görmüyorum, ama “sağdan bıkkınlık” galiba başladı.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025