Murat BELGE
Türkçe’de yapılan yanlışlar karşısında duyduğum "acziyet"i anlattığım yazıya karşılık ilk tepki Oya Baydar’dan geldi. Çok mutlu oldum. Belli ki Oya’nın da keyfini kaçırıyor bu gibi dilsel kullanımlar. Onun tepesini attıranların başında "iniş çıkış yapmak" türü, "yapmak"lı kullanımların geldiği görülüyor. Oya, bu konuda İstanbul trafik polisinin katkısını hatırlıyor musun? "Bekleme yapma"!
Hatırlıyorum, Yakup Kadri, "konuşma yapma" kullanımına sinir olurdu. "Konuştu dersin, olur" derdi. "Yakında "gelme" yaptı, "gitme" yaptı diyeceğiz!"
Rahmetli Hakkı Devrim "dil yaresi" deyimini kullanmıştı. Kelime oyunu yapıyordu: Arapça "dil", "kalp" demek. Onun için divan şiirinde sık sık karşımıza çıkar. "Yareli" olan hem şu dilimiz, hem de kalbimiz, demek istiyordu. Ayrıca kendini "dil polisi" ilan etmişti. Birkaç günde bir bu yanlışlara değiniyordu. Bir yararı oldu mu? Gördüğüm kadar, olmadı. Benim böyle bir şeyler yazmamın bir yararı olacak mı? Olmayacak. Ama alıştık artık. Hiçbir yararı olmayan o kadar çok konuda o kadar çok şey yazdık ki... Yazı yazıyor olmayı artık böyle tanımlıyorum: Yararı olmayan şeyler yazmak.
Peki, bu neden? Dünyada bunun benzerleri var mı? Örneğin tanınmış bir Fransız yazar "Fransızca yanlışları" üstüne yazmak gibi bir görev ediniyor mu? Duymadım.
Mehmed Efendi’nin evinde otururken bir cümleyi yanlış kurmasından ya da bir kelimeyi yanlış telaffuz etmesinden söz etmiyoruz. "Kamu"ya hitap edenlerin, yazıyla ya da sözle yaptıkları yanlışlardan söz ediyoruz. Örneğin adam bir kanalda "spiker". Spikerlik yapan birinden parlak bir durum analizi beklemezsiniz belki ama doğru telaffuz beklersiniz. Adam ya da kadın "Vamık" adını kısa "a" ile, "yamuk" der gibi telaffuz ediyorsa, ne denir buna?
Özellikle bu "a"lar, nerede uzun, nerede kısa, içinden çıkamadık gitti. "Hakem" derken uzar, "Vamık" derken kısalır... Dert!..
Evet, "neden böyle?" diye sormuştum. Çünkü dille oynandı. "Öz" Türkçe adına dile yapılan müdahalenin bir benzeri olduğunu sanmıyorum. Almanca ve Macarca’ya da müdahale edildiğini biliyoruz ama bizdeki boyutlara varan bir şey olduğunu sanmıyorum.
Hakkı Devrim bu gibi işlere karışmaya karar vermişti. Vaktiyle Ömer Asım Aksoy aynı konuya dalmış ve yanlış kullanımlarla (ve düzeltmeleriyle) bir kitap yapıp yayımlamıştı. Şimdilerde televizyonda adını hatırlamadığım ama bana çok sevimli görünen birinin böyle kısa dil dersleri verdiğini görüyorum. Başka örnekler aklıma gelmiyor ama belli ki bu toplumun diliyle yaşadığı, başka yerlerde pek görülmeyen bir sorun var.
Neyse, işin burasını şimdilik kurcalamayalım. Başka bir şeyi söylemek istiyorum: "Dilin 'doğru' kullanımı" ne demek? Bu doğru kullanım sorunu (correctness) daha çok "gramercilerin" sorunu. "Gramerci" değil de dilbilimcilerin önem verdiği şey ise "doğru"su olmayan "kullanım"dır (usage). Dil, değişir. Kumandayla değil, kendi dinamikleriyle değişir. Onun için "doğru kural" koyma çabası biraz boşuna bir çabadır. Atalarımız "galat-ı meşhur" demiş, bayağı modern bir tesbitte bulunmuşlar. Gramer kuralı açısından yanlış sayılacak bir şeyi eğer çok sayıda kişi kullanıyorsa o kural çöker ve bu yanlış kullanım onun yerini alır.
Seslerle ilgili de böyle (fonoloji düzeyi). Özellikle yabancı dilden alınma kelimelerin kullanımında yerli ses yapısı belirleyici olur. Biz Türkler kelimeyi "şanzıman" diye almışız, kime "şanjman" dedirteceksin, "şarz etmek"ten vazgeçirip "şarj" ettireceksin?
Ama sözünü ettiğimiz yanlışlardan çoğu böyle değil. Oya Baydar kelimelerin nasıl berbat edildiğinin birkaç örneğini vermiş. "Müdrik"le "müdrir" iyiydi, örneğin. Kim bilir her gün daha neler oluyordur.
Benim, örneğin, "adına"larla, "aynen"lerle sorunum var. Oya’nın da söylediği "akl-ı selim" ayrı bir dert. Bir insanı "gasp" edenlerden söz ediliyor falan. "Ayakkabını X’ten mi aldın?" gibi bir soruya "Aynen" diye cevap vermenin anlamını ben anlamıyorum. Gene Oya’nın da şikayet ettiği "keyfiyet" anlaşılabilir bir yanlış, ama yeniden üretilecek bir şey değil.
Bunları düşündüğüm zaman kendimin de "gramerci" muhafazakârlığına düşüp düşmediğimden emin olamıyorum. İngilizce’de "un" anlamına gelen "flour" kelimesi "çiçek" anlamında "flower"dan gelir. Çünkü zamanında beyaz una "unların çiçeği" demişler ve böylece "un" anlamında "çiçek" yerleşmiş. Yani dilin, kelimelerin böyle bir bakışta sırrı çözülmeyecek serüvenleri oluyor. Bunlara "yanlış" diye karşı çıkmak da fazla akıl kârı görünmüyor.
Her neyse, kendimi tutamayıp, arada bir "dil jandarmalığına" kalkışacağım belli oldu.
Yazarlar
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025