Murat BELGE
Tayyip Erdoğan bugünlerde çok sinirli. “Bugünlerde” mi dedim? Yok, “bugünler” değil, ne zamandır çok sinirli. Bir felaket geçirmiş insanlara çay paketi atarken sinirli değil, hatta gülümsüyor. Ama arkasından hemen, yeniden sinirleniyor.
Memleket içinde olan birçok şeye sinirleniyor. Çünkü memleket içinde muhalifler var. Tayyip Erdoğan bundan hoşlanmıyor. Dahası, bu muhaliflerin sayısı artıyor. Büsbütün sinir bozucu bir durum. Meral Akşener üstüne vazife olmayan yerlerle gidiyor, insanlarla konuşuyor. Tabii iktidar militanları saldırıyorlar. Meral Hanım da bunu eleştiriyor. Tayyip Erdoğan hemen orada bitiyor. “Bunlar daha senin iyi günlerin. Bak, daha neler olacak” diyor. Kılıçdaroğlu memurlara “yasaya uymayan metinlere imza atmayın” diyor; Tayyip Erdoğan fena halde sinirleniyor. Onun memuruna kim, ne hakla böyle tavsiyelerde bulunabilir?
Memleket içinde her gün böyle bir dolu olay oluyor. Koskoca Cumhurbaşkanı, Boğaziçi’ne rektör atayamıyor, hadise çıkmadan! Tabii yığıyor polisi. Ama bu işler olurken “dış dünya” da rahat durmuyor ki. İşte son numara: elçiler. Kimi Avrupa Birliği içinden, kimi dışından, onu bir araya gelmiş, “Osman Kavala serbest bırakılsın” diyor. Osman Kavala bırakılsın mı, bırakılmasın mı, bırakılırsa ne zaman bırakılsın, bunları Tayyip Erdoğan bilir. Elçilere mi kalmış bu konuda ahkâm kesmek. Bir kere Türk adaleti bağımsızdır ve Allah’a şükür millidir; onun için, elin elçisinin değil, kendi Cumhurbaşkanı’nın dediğini yapar, onun istediğine kulak verir.
Arada bazı can sıkıcı sorunlar var; muhtemelen bunlar da Tayyip Erdoğan’ın sinirlerini bozuyor. Örneğin şu AİHM. AİHM efendi efendi kendi işine baksa, ne bileyim, Avrupa içinde kimin kime borcu var, filan, böyle işlerle ilgilense, Tayyip Erdoğan sinirlenmezdi. Dönüp bakmazdı bile. Ama AİHM kalkmış, Kavala davası hakkında, Kavala’nın serbest bırakılması hakkında hüküm veriyor. “Bu nasıl bir terbiyesizliktir?” İş bununla da bitmiyor. Çünkü vaktiyle vahim bir yanlışlık yapılmış, Türkiye’de “hukuk” aygıtının AİHM kararlarına uyacağı taahhüt edilmiş. Tabii bu, Tayyip Erdoğan iktidarına “Şöyle yap, böyle yap” denmesine cevaz vermiyor, vermemeli. Gene de bir pürüz. Geçmişte de benzer bir şeyler olmuştu. Tayyip Erdoğan “Biz de hamlemizi yaparız” demişti. Demiş ve hamlesini yapmıştı. Bir şey de olmamıştı. Ama şimdi elçiler olaya karıştı.
Onlar “Kavala hapisten çıksın” dedi diye Tayyip Erdoğan, Kavala’yı çıkaracak değil elbette. Görüldüğü kadarıyla elçileri Türkiye’den çıkararak yapacak yeni hamlesini.
***
Evet, içinde bulunduğumuz durum “kritik” gibi kelimelerle anlatılabilir. Talepte bulunan elçiler öyle dünya siyasetinde varlığı hafife alınacak ülkeler değil. Onlar sınır dışı edilirse o ülkelerde bulunan bizim elçilere de yol görünür. Bu iş burada kalmaz bence. Avrupa Konseyi’ne de “dışarıdan” bakacağımız günler yakındır. Diplomatik ilişkilerini koparacak daha başka ülkeler de sıraya girebilir, çünkü Tayyip Erdoğan diplomatik dehasıyla dış politikanın altını üstüne getirdi. Buradaki durum da, “ekonomik dehasıyla” ekonomide, “hukuki dehasıyla” hukukta yarattığı durumdan çok farklı değil. “Uçuracağım” dedi, “uçurdu”.
Dışişleri Bakanlığı’nın Tayyip Erdoğan’ın bu “persona non grata” politikasından vazgeçmesi için çok çaba harcadığına dair söylentiler dolaşıyor. Zaten ne zamandır siyasi kararların nasıl verildiği hakkında hiçbir fikrimiz ya da bilgimiz yok. Olanlara baktığımızda, bunların gerisinde bizim tanımadığımız bir mantığın işlediğini görebiliyoruz. Örneğin şu son faiz düşürme kararı ne gibi bir sonuca varmak üzere verildi? Bunun bir mantığı olduğunu düşünen ve mantığın neye dayandığını açıklamak üzere birtakım gelecek senaryoları yazanların söyledikleri yapılan işin “akılcı” bir politikaya zemin hazırladığını göstermiyor. Bunların daha da “akıldışı” olduğu söylenebilir. Dolayısıyla, eldeki konuya dönecek olursak, bu “on elçi” sorununun nereye varacağını kestirmek mümkün değil. Daha doğrusu şöyle: Bakanlık’ın bir çabası var mı, yok mu, büyük bir ihtimalle bilmeyeceğimiz, çünkü Türkiye’de böyle şeyler artık açıklanmıyor ve bilinmiyor. Bakanlık’ın çabası varsa Tayyip Erdoğan’ın buna nasıl cevap vereceği büsbütün bilinemez bir konu. Erdoğan inat eder (şimdiye kadar her konuda gösterdiği en tutarlı tavır bu) ve elçiler “kapı dışarı” edilirse, o andan sonra olacakları tahmin etmeye başlayabiliriz. Çünkü böylece inisiyatif “ecnebilerin” eline geçmiş olur; onların da neyi ne için yaptıkları anlaşılmaz bir bilmece şeklini almaz.
Onların yapacaklarını kestirmek bir mantığa uyacağı için daha kolay deşifre edilebilir, ama bunları ve sonuçlarını, yol açacakları gelişmeleri düşünmek hoş bir şey değil. Bu arada onların tepkilerine Tayyip Erdoğan’ın tepkilerinin de karıştığını düşünürsek, iyice cehennemi bir resim oluşuyor. Türkiye sık sık tekrarlamak gereğini duyduğumuz nedenlerle önemi, ağırlığı olan bir ülke. Normal ahvalde kimse Türkiye ile ilişkisinin bu cehennemi resimde alacağı biçimi almasını istemezdi. Ama başında Tayyip Erdoğan’ın bulunduğu bir Türkiye, oldukça kısa bir sürede dünyada herkesin tanıdığı, bildiği Türkiye olmaktan çıktı.
***
Tayyip Erdoğan ne yapacağı, nasıl davranacağı tahmin edilebilir bir kişilik değil. Yalnız benim açımdan değil, birçok kişi açısından böyle olduğunu sanıyorum. Nitekim bugünlerde, içeride ve dışarıda, bunu yazan, söyleyenler çoğaldı. Anlamak için hangi bilimsel disiplinin yöntemlerini ve araçlarını kullanmamız gerektiğini de bilemiyorum. Ama aslında büsbütün kestirilemez bir bulmaca olduğunu da düşünmüyorum.
Elçileri kovdu ya da işi bu raddeye getirmekten vazgeçti, diyelim. Dış dünyanın ona bakışı ve onu değerlendirişi değişmeyecektir. Yapılanlar, söylenenler uçup gitmiyor, buharlaşmıyor.
Birtakım mülahazalarla bir süre, uzun ya da kısa, halı altına süpürülebiliyor. Ama kaybolmuyor.
Dış dünyada bunlar unutulmayacaktır. Peki “iç” dünyada ne olacaktır. Son analizde bütün bunlar orada bir hedeflere varmak için yapılıyor. Tayyip Erdoğan’ın da bunlarla, ülkesini nasıl sevdiği, ülkesinin onuruna nasıl düşkün olduğu, bu gibi amaçlar için her türlü gözü pek davranışı göstermekten çekinmediği gibi bir propaganda çizgisi tutturacaktır. Durumu bu kalıplar içinde görüp değerlendirecek bir kesim olduğunu biliyoruz. Ama Tayyip Erdoğan’ın bu davranışları o kesimin genişlemesine mi yol açacaktır; yoksa “bu adamın hesapsız gidişi hepimiz için tehlikeli” diye düşünenleri mi çoğaltacaktır, bunu bugün bilmiyoruz. Göreceğiz.
***
Bu işler olurken, hem de Erdoğan’a muhalefet eden birilerinin “Elçilerin yaptığı da doğru değil” diye konuştuklarını işitmek beni ayrıca şaşırtıyor.
Avrupa Birliği’nin hukuk ilkelerini kabul etmiş ve imzalamışsın. Şimdi uymuyorsun. Ne yapacaklardı? Uyardılar. Hatırlattılar. Ne yapacaklardı?
İkincisi, “İç işlerimiz” teranesi. Kendi ülkende kendi çıkardığın yasaları, kuralları da pervasızca çiğneyerek belirli bireylere zulmediyorsun. “Ne yapalım, bu onların iç işleri. İç işleri böyle gerektiriyor” mu diyeceğiz. Hitler’in “Yahudi politikası” da “nihai çözümü” de Almanya’nın iç işleri arasındaydı.
Yoksa, hukuku bur dereceye düşürmenin bir “iç işleri” konusu olmadığını—“nihayet” kabul edecek miyiz?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
22.04.2025
31.03.2025
17.03.2025
10.03.2025
7.03.2025