Namık ÇINAR
Sonunda, Sincan’da yürüdükleri için 28 Şubat Darbesi’nin simgesi olmuş tankların komutanı da tutuklandı, bildiğiniz gibi. Hem de sürecin tam da yıldönümüne denk gelerek üstelik.
Evet, yargısal soruşturma sürüyor sürmesine; lâkin ne hikmetse, askerlerden başkasına da gelinemiyor bir türlü ama.
Korkarım gelinemeyecek de.
28 Şubat Darbesi öncekilerden farklı olarak, sadece generallerin yemiş oldukları bir haltın çok ötesine geçmek suretiyle, yargıda, politikada, iş dünyasında, üniversitede ve medyadaki kafa dengi uzantılarla beraber kotarılmaya kalkılmış “ilk topyekûn proje” olmak bakımından eşsizdi, “yegâne” idi.
Ne ki, icraatta başı çekenler işin tabiatı gereği daima askerler olduğundan ve galiba diğerlerine elle tutulur somut suçlamalar da getirilemeyeceğinden, onlar için süreç öfkelenerek söylenmekten öteye gidemeyecekmiş ve böylece kabak da yalnızca generallerin başına patlayacakmış gibi geliyor, sanki bana.
Zaten öyledir.
Demokrasinin tam zıddı demek olan darbeler, ancak askerî bir yönetimle yürütülebilir ve sürdürülebilirler. O yüzden generallerin “esas oğlan” sayılmaları normaldir.
Yaratılmış puslu havanın kendine özgü çıkar ilişkilerinden daha fazla yararlansalar dahi diğerleri, daha ziyade “postal yalayan” sınıfındandırlar.
Postal yalayıcılığı deyip geçiyoruz, ama yeri gelmişken bu kavramı artık değiştirmenin ve düzeltmenin lâzım geldiğini de anlatmalıyım.
Aslında bu söz, ordunun postal giyenlerine bir hakarettir. Postal, esasen darbe ilişkilerinde kendileri de mağdur düşen kışla emekçilerinin giydiği bir şeydir çünkü.
Darbe yapan generaller ve onlara çalışan kurmaylar postal giymezler. Onlar, neden o kadar çok büyümüş oldukları hiçbir vakit sorgulanmamış devasa karargâhlarında, kırmızı biyeli pantolonların altına “rugan ayakkabılar” giyerek dolanırlar.
Postal yalayıcı dediklerimizin yaladıkları, aslında işte bu rugan ayakkabılardır.
Kaldı ki burjuva kültürünün yoz türevlerinden gelen, hiç de yabancısı olmadıkları, vamp kadınların rugan ayakkabılarından şampanya içme ritüellerinden kalma bir alışkanlıkları da vardır zaten. Tek fark, herhâlde ayaklardan sinmiş kaşar kokuları olsa gerektir.
Hâlbuki postal giyenler, bütün darbelerde sadece araç olarak kullanılanlardır.
“Bunun ne önemi var ki?”, diye düşünenler çıkabilir.
Oysa görevinin bilincinde olarak eğitim ve tatbikatlardan başını kaldırmayan kışla emekçisi subay, astsubay ve erlerin giydikleri o postalın darbeleri tanımlayan bir simgeye dönüşmesi, gerek onların darbeci generaller safına itilerek yitirilmelerinde, gerekse toplum ruhundaki kanaatlerin o istikamette biçimlenmesinde etkin rol oynamaktadır.
Üzerinde kafa yormadan es geçilen bunun gibi daha nice faktör, hiç öyle olmadıkları hâlde ordunun büyük gövdesinin de darbecilerin yanındaymış gibi görünmesine yol açmakta, darbelerle mücadeleyi Silahlı Kuvvetler bağlamında umulmadık derecede zorlaştırmaktadır.
Yasama ve yürütmenin siyasal kararlılığı ve onurlu duruşu asla küçümsenmemekle beraber, eğer ordu son birkaç senedir kulaklarından kavrandığı gibi teker teker yargıç karşısına çıkarılan darbeci generalleri sahiplenmeyip sadece seyretmekle yetiniyorsa, ödlek olduklarından değil, bilesiniz ki onlardan olmadıklarından dolayıdır.
Bu memleketteki darbeler, daima generaller ile onların bu maksatlarına hizmet için en iyi şekilde devşirilmiş kalfa ve çırak konumlarındaki kurmaylar tarafından tezgâhlanmıştır.
Hattâ sonradan çeşitli suç örgütlerinde görev aldıkları ortaya çıkan subay ve astsubaylar bile, ya jandarma teşkilâtı gibi bir ayağı siyasallığın içinde olanlardan, yahut da darbecilerin gözlerine kestirdiklerini seçerek oluşturdukları özel birimlerden çıkarlar.
Kışlaların normal kadrolardaki mazbut ve masum çocukları, inanın çoğu şeyi, tıpkı ülkenin olağan yurttaşları gibi ancak gazetelerden öğrenirlerse öğrenirler.
O yüzden de, “genç subaylar rahatsız” gibi bir söylem kuyruklu bir yalandır.
Rahatsızlığı olanlar, kendi yanlış tarih algılarının ve konformist çıkarlarının sürmesini isteyen, orduevlerini ve askerî kampları bu uğurda tekkeye çevirmiş bulunan, her dönemin emeklilerinden kurulu koskocaman bir “moruklar ordusu”ndan başkası değildir.
Hükümetin yumuşak karnı
Son olarak, önümüzdeki günlerin muhtemel bir meselesi de, Kürt sorununda çözüme doğru adım atılırken Öcalan ve PKK ile ilişkilerde esebilecek nispi yumuşamaları kullanmak isteyenlerin de boy gösterecek olduğudur. Teröristlere gülücük dağıtanların kahramanlara gelince surat ettikleri işlenerek kamuoyunda ve orduda derin yarılmaların açılmasına çalışacaklardır.
Benden söylemesi.
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016