Orhan Kemal CENGİZ
Gezi protestolarının bastırılma biçimiyle, bugün Anayasa'dan laikliği çıkarma tartışması arasında bir bağlantı var mı?
Bence var, hatta ikisi birbirlerinin ayrılmaz parçaları.
Ben AKP'nin siyasal İslamcı projelerinden ilk defa 'Gezi'den sonra ürktüm.
Geziden önce, onların İslamcılığını ve yeni bir “toplum yaratma” arzularını, romantik bir haleye sarılmış, geçmişin ezikliklerinden de beslenen, retorik yanı ağır basan bir “ütopya” olarak görüyordum.
Taç giyen baş akıllanırdı. Evet bu insanlar İslamcıydı ama Türkiye'nin öyle yukarıdan üzerine bir deli gömleği giydirilerek yönetilemeyeceğini anlamış olmalılardı. Zaten onlar bir başka deli gömleğini yırtmak için iktidar olmamışlar mıydı?
Gezi protestolarının bastırılma biçimine bakınca, bu düşüncelerimin yanlış olduğunu fark ettim.
Tayyip Erdoğan, ağzından çıkan iki kelimeyle bitiverecek olan protestoları, ateşin üzerine hava üfleyen bir insan gibi, kendi öfkesiyle büyütüp çoğaltıyordu.
Olayların ne boyutlara vardığını hatırlarsanız eğer, iş, kendi seçmenine “Dik durdu” dedirtme noktasını falan çoktan geçmişti.
İki kelime bitirirdi o protestoları. Sonradan öğrendik ki, bir mahkeme kararı da varmış, istenildiğinde arkasına sığınıp, Topçu kışlasını yapmaktan vazgeçmek için harika bir fırsat olarak kullanılacak…
Ama öyle olmadı, Sayın Erdoğan devletin sopasını en ağır bir şekilde kullandı; çünkü o, gösterilerin sona ermesini değil, göstericilerin yenilmesini istiyordu; onları ezmek istiyordu.
Bugünden düne bakınca daha da net bir şekilde görülüyor ki, Gezi protestocuları, parkın ortasına dikilecek bir kışlaya değil, işte bugün konuştuğumuz laikliği Anayasa'dan çıkarmaya, “dindar toplum yaratma” projesine bir tehdittiler.
Gezicilerin, iktidarın parkın ortasına bir bina dikme dayatması karşısında gösterdikleri muazzam direniş, onların yarın yürürlüğe konulacak büyük toplum mühendisliği projeleri karşısında en büyük tehdit olduklarını gösteriyordu.
Dünkü yazımda Meclis Başkanı'nın “laikliği Anayasa'dan çıkarma” teklifi karşısında Sayın Cumhurbaşkanı'nın teskin edici beyanlarını, karakollardaki “kötü polis”, “iyi polis” oyununa benzettim.
O Meclis Başkanı'nı bizzat Sayın Cumhurbaşkanı kendisi seçti; çünkü bundan sonra atacağı adımlar için onun en uygun kişi olduğunu düşünüyordu.
Her ne kadar tevil edilirse edilsin, Sayın Meclis Başkanı'nın “laiklikle” ilgili çıkışı, düşünülmeden, tesadüfen ağızdan çıkmış bir laf değildir.
Önümüze, ilk önce bağırıp çağıracağımızı, ama sonra kavga ede ede alışacağımızı düşündükleri bir fikir atıyorlar.
Levent Gültekin, Diken'de, “Laiklik tartışması başlatmakla neyi amaçlıyorlar” başlıklı enfes bir yazı yazdı.
Gültekin'in bu yazıda da belirttiği gibi, Türkiye'yi, yeni kutuplaşma tuzakları bekliyor. AKP yarattığı “laiklik” krizini, toplumu “dindarlar” ve “dine karşı çıkanlar” biçiminde saflaştırıp, başkanlık referandumu için bir fırsata çevirebilir. Üstelik böyle yaparak, kendi toplum mühendisliği projelerini de onaylatmış gibi gösterebilir.
Bu yazıda Gültekin çok önemsediğim bir şey daha söylüyor; “Hepimizin inanç özgürlüğü büyük tehdit altında” diyor. Yani, bu tartışmayı, AKP'nin tuzağına düşmeden yürütebilmek için çok önemli bir paradigma ortaya koyuyor.
AKP'nin bir dinin, bir mezhebinin, belli bir anlayışını “Özgürlükçü olmayan laikliği kaldırıyorum” söyleminin arkasına saklayarak dayatmasına karşı, “herkesin inanç özgürlüğünü” savunan bir anlayışla karşı durmak lazım.
AKP'nin içine çağırdığı tuzağa düşmeden, siyasal İslamcı bir baskı rejiminin bu ülkede asla kurulamayacağını göstermek lazım.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Kaybetseler de bırakmazlar mı?
6.05.2023 - Neden Türkiye’den göçüyorlar?
17.04.2023 - MUHALEFETİN SEÇİMİ KAZANMASININ FORMÜLÜ
28.05.2022 - Siyasi suikastleri kimler yapacak?
13.10.2021 - Yeni 6-7 Eylül ne zaman olacak?
9.09.2021 - Sonuç sekize yedi ama AYM kendi sonunu hazırlıyor
30.12.2020 - Muhafazakâr yıkıcılık
23.12.2020 - ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU’NU NEDEN SUSTURMAK İSTİYORLAR?
21.12.2020 - AB’nin küresel yaptırımları ve Türkiye
15.12.2020 - Kılıçdaroğlu’nu, CHP’yi aşan dava küçücük bir adliyeye sığıyor
3.02.2020
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
el kürdi
herkes bir sheyler geveliyor arkadash islamcilik yapan hanigisi müslüman hangisi müslüma dexil yahut islamcilixin islama ters olupda israrlan yapmaya calishtixi hangi sosyal faileyetlerde yahut sosyal yasham hangisidir bizimde bime hakkimiz var cünki biz halki islamcilar hebsümürüyor misal kombasan yimpash daha onlarca shirket halk aydinlatilmyainca nerdeyse terkan dökerek para kazanan halk dini hasasiyetten dolayi islamcilara parasini kaptiriyorlar sayin bilici sosyolojik izahlar tamamda halka faydasiyok acikca söylelein müslümanlarmi kafirlermi yahut kafir safita yüzde60 veya 70 yada 80 belkide yüdzde 90 ötesinde diye acikca bilirginleshtirin yok protestan yok ortodoks bilmem daha ne belasi misal bugün tekbir getirerek müslümani katl eden isidciler müslümanmi dexilmi birisi acikca söylesin yahut birisi söylediyse kardeshim o söylüyen gishini söyledikleriyle ilgili bir sheyler söyleyinde milletin akli kalbi rahat etsin