Pelin CENGİZ
Geçtiğimiz yıl küresel anlamda iklim rekorları kırıldı, en sıcak günler, eşi benzeri görülmemiş okyanus sıcaklığı, buzulların geri çekilmesi, orman yangınları, seller ve kurak günler yaşandı. Artık içinde bulunduğumuz her yıl geride bıraktığımız bir önceki yılın iklim rekorları egale ediyor.
İklim değişikliği artık gelecekte olabilecekler üzerine kurgusal bir olgu değil, bizzat içinde olarak, yaşayarak deneyimlediğimiz bir gerçeklik…
Geçtiğimiz günlerde geçen yılın en sıcak günü rekoru bu yıl tekrar kırıldı.
21 Temmuz 2024 tarihinin “en sıcak gün” olduğunu açıklayan Avrupa Birliği Copernicus İklim Değişikliği Servisi (C3S) daha sonra 22 Temmuz 2024 gününün daha da sıcak olduğunu kaydetti.
C3S, küresel ortalama sıcaklığın en yüksek olduğu günün 17,09 derece ile 21 Temmuz 2024 olduğunu açıkladıktan hemen sonra 22 Temmuz 2024 gününde yeni bir sıcaklık rekoru kırıldığını belirtti.
C3S verilerine göre 22 Temmuz’da hava sıcaklığı 17,15 dereceye ulaştı.
Buradaki kritik tespit ise şu: 21 Temmuz’dan önce rekor, 6 Temmuz 2023 yılında 17,08 derece ile kırılmıştı. Ancak 21 ve 22 Temmuz’da art arda daha sıcak günler yaşandı. 6 Temmuz 2021 ile 21 Temmuz 2024 rekorları arasındaki farkın 0,01 dereceydi. C3S, 22 Temmuz’daki rekorda kırılan rekorda 0,06 derecelik artış yaşanması tipik farklardan daha büyük olduğuna dikkat çekti.
Diğer yandan Temmuz 2023’ten beri önceki yıllara kıyasla sıcaklıklar çok daha hızlı artıyor. Bu tarihten beri küresel ortalama sıcaklık rekoru, 16,9 derece ile 13 Ağustos 2016’da yaşanmıştı. 3 Temmuz 2023’ten beri 58 gün, daha önceki yıllara göre daha sıcak geçti.

21 Temmuz’da kırılan ilk rekorla ilgili olarak C3S Direktörü Carlo Buontempo, “Gerçekten şaşırtıcı olan, son 13 ayda kaydedilen sıcaklıkların önceki rekorlarla farkının ne kadar büyük olduğu… Artık gerçekten keşfedilmemiş bir bölgedeyiz ve iklim ısınmaya devam ettikçe gelecek aylarda ve yıllarda yeni rekorlar kırıldığını göreceğiz” değerlendirmesinde bulundu.
Küresel sıcaklıklar, Kuzey Yarımküre’nin yaz mevsimine denk gelen haziran sonu-ağustos başı arasındaki dönemde yıllık zirveye ulaşma eğilimi gösteriyor. Bunun nedeni Kuzey Yarımküre’nin geniş kara kütlelerinin yaz aylarında Güney Yarımküre’deki okyanusların soğumasından daha hızlı ısınması.
C3S analizlerine göre günlük küresel ortalama sıcaklıklardaki ani artışların, Antarktika’nın büyük bölümünün ortalamanın üzerinde ısınmasıyla ilişkili olma ihtimali yüksek. Antarktika deniz buzu miktarındaki azalma da Güney Okyanusu’nun bazı kısımlarının ortalamadan fazla ısınmasına neden oluyor.
Geçen yıl rekor düzeyde sıcak geçerken, küresel ortalama yüzeye yakın sıcaklıkların sanayi öncesi seviyelerin 1,45°C derece üzerine çıktığını teyit etti. Bu küresel ısınmanın 1.5°C derece sınırlandırılması hedefinin artık imkansız hale geldiğinin de bir göstergesi…
Karasal anlamda gezegenin en sıcak yılları yaşanırken elbette deniz suyu sıcaklarındaki artışlar dikkat çekici. İklim krizinin giderek sıklığı ve etkisi artan sonuçları denizlerde de etkisini giderek daha fazla gösteriyor.
Geçtiğimiz yıllarda ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi (NOAA) verileri, deniz yüzey sıcaklığının arttığını ortaya koymuş, dünyada küresel ısınmaya bağlı olarak son 120 yılda deniz yüzey sıcaklığının 1,1 derece arttığını tespit etmişti.
Dünyada deniz yüzey sıcaklığı iklim modellerine göre 21’inci yüzyılın sonuna kadar artmaya devam edecek.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün Deniz Suyu Sıcaklıkları sayfasından görüleceği üzere son verilerle birlikte Adana Karataş, Hatay İskenderun, Mersin, Antalya, Kemer, Fethiye, İzmir ve Yalova sahillerindeki deniz suyu sıcaklıkları 30 dereye ulaşmış durumda.
DENİZ SUYU SICAKLIKLARI 30 DERECEYE ULAŞMIŞ DURUMDA
Küresel anlamda dünya genelinde bunlar yaşanıyorken, ibreyi Türkiye’ye doğru çevirelim ve son duruma bir bakalım.
Küresel iklim krizine bağlı sıcaklık artışlarıyla birlikte Türkiye’nin üç tarafındaki denizlerde deniz suyu sıcaklıklarında da rekor artışlar görülmeye başladı.
Ekosistem üzernde çok yıkıcı etkilere sebep olabilecek deniz suyu sıcaklıkları bu hafta içinde Akdeniz kıyılarında 33 dereceye kadar çıkarken, Karadeniz sahillerinde 30 derecelere kadar yükseldi.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün Deniz Suyu Sıcaklıkları sayfasından görüleceği üzere son verilerle birlikte Adana Karataş, Hatay İskenderun, Mersin, Antalya, Kemer, Fethiye, İzmir ve Yalova sahillerindeki deniz suyu sıcaklıkları 30 dereye ulaşmış durumda.
İstanbul Boğazı’nın yanı sıra Karadeniz Bölgesi’nde yer alan Cide, Bartın, Ünye, Giresun sahillerinde bile 28 dereceyi bulan deniz suyu sıcaklıkları Arhavi’ye gelindiğinde 30 derecenin üzerine çıktı.
Bunun bize getireceği birtakım olumsuzluklar söz konusu…
Denizler en önemli karbon yutak alanlarıdır. Her şeyden önemlisi denizler ısındıkça atmosferde karbondioksit konsantrasyonu artmaya devam edecek ve dolayısıyla karasal alanlar daha fazla ısınacak.
Uzmanlar, denizlerdeki özellikle oksijen seviyesinin yarı yarıya azaldığı uyarısında bulunuyor. Denizlerde oksijen seviyesi azaldıkça karbon yutak alan özelliği de kayboluyor.
Deniz yüzeyindeki yüksek sıcaklıkların derinlere karışamaması sonucu yüzeyde bir tabaka oluşuyor. Bu tabakadan dolayı planktonların ihtiyaç duyduğu ve derin denizlerde bulunan besinler yukarı çıkamadığının, yüzeydeki oksijen de derinlere inemiyor.
Karadeniz zaten oksijen azlığıyla bilinen bir deniz… Akdeniz’den yoğun oksijen getiren suyun da artık yeteri kadar o bölgeyi oksijenlendiremediği ve Karadeniz’de durumun iyiye gitmediği belirtiliyor. İklim krizine bağlı olarak, deniz suyunda sıcaklığın artması ve buharlaşma, Karadeniz’in yok olmasına ya da ölmesine kadar ilerleyebilir. Denizlerin sağlıklı olabilmesi için suların birbirine karışması gerekiyor ancak son yıllarda Karadeniz nehirlerden de yeterince beslenemiyor.
Denizlerdeki ısınmanın artışı yüzünden balık popülasyonunun da giderek azalacağını öngörmemek mümkün değil. Türkiye’nin denizleri ısınıyor, karasal anlamda hissettiğimiz aşırı sıcaklardan denizler de etkileniyor ve durum giderek tehlikeli bir hale dönüşüyor. Ekosistem üzerindeki bu ağır tahribatları bir nebze olsun azaltabilecek politikalar ve eylem planlarından ise kimsenin bahsettiği yok…
BALIK POPÜLASYONUNU DA AZALABİLİR
Diğer yandan istilacı balık türlerinde artış görülebilir, denizanası popülasyonunda da ciddi artış yaşanabilir.
Ayrıca, deniz suyu sıcaklığına bağlı buharlaşma daha fazla görüleceği için ani ve şiddetli yoğun yağışlarla fırtınaların sayısında da ciddi artışlar olacak.
Denizlerdeki ısınmanın artışı yüzünden balık popülasyonunun da giderek azalacağını öngörmemek mümkün değil. İklim krizi baskısı altındaki denizlerde yaşam her geçen biraz daha yok oluyor.
Türkiye’nin denizleri ısınıyor, karasal anlamda hissettiğimiz aşırı sıcaklardan denizler de etkileniyor ve durum giderek tehlikeli bir hale dönüşüyor.
Ekosistem üzerindeki bu ağır tahribatları bir nebze olsun azaltabilecek politikalar ve eylem planlarından ise kimsenin bahsettiği yok, hatta belki sorunun vahametinin bile farkında değiller…
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları


































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.03.2025
29.12.2024
14.10.2024
27.09.2024
23.08.2024
26.07.2024
21.05.2024
13.02.2023
10.02.2023
15.11.2022