Şahin ALPAY
Bugün 17 Aralık 2015. 17/25 Aralık Cumhuriyet tarihinin en büyük rüşvet ve yolsuzluk soruşturması iki yıl önce bugün kamuoyuna intikal etmişti.
Soruşturma dört bakan, bunların üç çocuğu, işadamları, bir banka müdürü ve çeşitli düzeylerde kamu görevlileri hakkında “rüşvet, görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma ve kaçakçılık” suçlarını işledikleri iddialarını gündeme getirdi. Delillerin hayli güçlü olduğu anlaşılıyordu ama iddiaların yargı önüne gelmesi mümkün olmadı. Zira AKP iktidarı, bunların uydurma, seçimle gelen hükümete karşı bir “darbe” girişimi olduğunu ileri sürerek soruşturmayı örtbas etmek için ne gerekiyorsa yaptı. Soruşturmayı yürüten yargı ve emniyet mensupları görevlerinden alındı, bir kısmı meslekten ihraç edildi, bir kısmı tutuklandı.
1999'da başlayan AB'ye katılım süreciyle benimsenen, hukuk devletini yerleştirmeye yönelik reformlar tepetaklak edildi. İktidar, soruşturmayı örtbas çabasını hukuk devletinin katli, basın özgürlüğünün kuşa çevrilmesi için bahane, fırsat olarak kullandı. Bugün Türkiye'de hiç kimse adil yargılanma güvencesine sahip değil; ülkede yaşananlar hakkında sağlıklı bilgi edinme imkanı iyice daralmış durumda. AB'ye katılım süreci ise tümüyle bir aldatmaca niteliğine büründü.
AKP iktidarı ve AB reformlarına karşı tezgâhlanan Balyoz ve Ergenekon darbe girişimlerinin sanıkları, delillerin uydurma, açılan davaların Hizmet Hareketi'nin “milli orduya” karşı kurduğu bir kumpas olduğu iddiasını ortaya attılar. AKP iktidarı da hemen 17/25 Aralık soruşturmasının Hizmet'in hükümete karşı kurduğu bir kumpas olduğu iddiasına sarıldı. Darbe ve yolsuzluk zanlıları arasında giderek güçlenen bir ittifak kuruldu. Adil bir şekilde yargılamak için değil, mahkûm etmek için hakimlikler kurulmasına; ülkede işlenmiş ne kadar suç, cinayet varsa hepsinin sorumluluğunu Hizmet'in sırtına yükleme çabalarına tanık olduk.
AKP iktidarının topluca Hizmet Hareketi'ne karşı başlattığı, hukuk devletinin suçun şahsiliği temel ilkesine taban tabana zıt cadı avı, “paralel devlet, legal görünümlü illegal yapı”yla mücadele iddiasıyla başladı; Hizmet'in bir “silahlı terör örgütü” olduğu iddiasına kadar uzandı. Tarafsızlık yemini altındaki Cumhurbaşkanı, cadı avının baş takipçisi olduğunu ilandan çekinmiyor; Hizmet'in suçunu (hangi kanunda yazdığı meçhul) “Tayyip Erdoğan'a ihanet” olarak açıklamakta bir beis, bir hukuksuzluk görmüyor.
17/25 Aralık soruşturması, muhakkak ki, siyasi tarihimizde dönüm noktalarından biri, hukuk devletinde sonun başlangıcı oldu. Örtbas çabalarıyla hukuk devletinin köküne kibrit suyu ekildiği gibi, rejimden demokrasi olarak söz etmek imkansız hale geldi. Peki yolsuzluk iddialarının bir gün yargı önüne gelmesi mümkün olacak mı? 6 Ocak'ta 25 Aralık soruşturmasının bir darbe girişimi olduğu iddiasıyla açılan dava görülmeye başlıyor. Yargılanacak yargı ve emniyet mensuplarının ortaya koyacakları deliller gerçeğe ışık tutabilir. Anamuhalefet partisi lideri Kılıçdaroğlu, “Birileri sanıyor ki biz yolsuzlukları unutacağız. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını korumak bizim namus borcumuzdur. Onun hesabını sormadan bu işin peşini bırakmamız mümkün değildir. Her yurtseverin boynunun borcudur…” diyebilir. Ne var ki, tek-adam iktidarı son bulmadığı sürece iddiaların aydınlığa kavuşması, sorumlulardan hesap sorulması beklenemez.
17/25 Aralık 2013'ten bu yana yaşadıklarımızın en ironik, en akıl almaz, en acı yanı şu: Hemen bütün dünya başta IŞİD'in temsil ettiği radikal, şiddetli, hunhar İslam yorumlarına karşı seferber olurken Türkiye'de iktidar, IŞİD ve benzerlerinin tam zıddı, panzehiri olan İslam yorumunu temsil eden; barışı, demokrasiyi, inanç özgürlüğünü, farklılığa saygıyı savunan bir sivil toplum hareketi olan Hizmet'e karşı savaşmakta.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2023
21.12.2020
6.02.2020
18.11.2020
30.09.2020
24.09.2020
20.07.2020
8.05.2020
29.04.2020
21.04.2020