Selva Demiralp
Bankaların enflasyon üzerinde bir rolü olabilir mi? Evet. Peki sorumluluğu olabilir mi? Hayır. Bankaların enflasyon oluşumundaki rolü iki gerekçeye dayandırılabilir:
1) Bankaların kredi faizlerini artırması maliyet enflasyonuna katkıda bulunur,
2) Bankalar kredi vermek sureti ile piyasadaki toplam para arzını artırma gücüne sahiptir. Para arzındaki artış işe enflasyon yaratır.
Birinci gerekçeden başlayalım. Sıkı para politikasının ekonomiye bir geçişkenlik süreci vardır. Merkez bankasının artırdığı politika faizi bir sonraki aşamada piyasa faizlerini yükseltir. Eğer atılan sıkı para politikası adımı enflasyon beklentilerini kontrol altına aldıysa, uzun vadeli faizlerdeki artış sınırlı kalır. Eğer enflasyon beklentileri kontrol edilemiyorsa, uzun vadeli faizlerde daha fazla artış görülür. Piyasa faizlerindeki bu yükselişten mevduat ve kredi faizleri de payını alır.
Kredi faizlerindeki artış enflasyonu artırır mı? Kısa vadede evet, ama uzun vadede yüksek kredi faizi talebi azaltacağından enflasyonist baskılar düşer. Bu noktada hem enflasyonun hem de piyasa faizlerinin düşmesi söz konusu olur. Yani kredi faizlerinin artması uzun vadede enflasyonu artırmaz, azaltır.
Parasal çarpan
Bu süreçte bankanın fonksiyonu, para politikasının aktarımı için bir köprü olmaktır. Enflasyonu artırmak ya da azaltmak gibi bir misyonu olamaz. Bankacılık işlemleri sonucu parasal aktarım mekanizmasının çalışması enflasyonun sorumlusunu bankacılık sistemi yapmaz. Bankalar makinenin çarklarıdır. O çarkların ne kadar hızlı ya da yavaş çalışacağına hükümet ve merkez bankası karar verir.
İkinci gerekçeye gelirsek, merkez bankası tarafından piyasaya sürülen para, bankaların aracılık işlemleriyle daha fazla genişleme imkânı bulur. Kaba bir hesapla, zorunlu karşılık oranının yüzde 10 olduğu bir ortamda bankacılık sistemi para arzını merkez bankasının piyasaya sürdüğü miktarın 10 katına yakın artırabilir. Bu kavrama “parasal çarpan” denir. Türkiye gibi bankacılık sisteminin alternatiflerinin sınırlı olduğu ortamlarda parasal çarpanın da güçlü olması beklenir (bkz. Demiralp (2007)). Ancak bir önceki gerekçede bahsettiğim mantık burada da geçerlidir. Bankaların yaptıkları aracılık işlemlerinin sonucu olarak para arzının artması enflasyonun sorumlusunu banka yapmaz. Zaten böyle bir çarpanın etkilerinden haberdar olan merkez bankası para politikası adımlarını atarken bu çarpan etkisini de hesaplayarak hareket eder.
Sonuç olarak, bankalar enflasyona katkıda bulunabilir ama enflasyonun sorumlusu bankalar olamaz. Verilen kredinin kalitesi, kaynak kalitesi, vade riski sorgulanabilir şüphesiz. Bunlar finansal istikrar açısından sorulması gerekli sorulardır. Ancak fiyat istikrarından bankaları sorumlu tutup “Çok kredi verdiniz, para arzı arttı” şeklinde bir eleştiri getirmek yerinde değildir. Kredi arzının hızını belirlemek, maliye ve para politikasının işidir.
Yazarlar
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.01.2025
2.01.2022
30.07.2021
3.06.2021
28.04.2021
10.04.2021
16.03.2021
2.03.2021
1.02.2021
20.11.2020