Serdar KAYA
Hiçbir delinin deli olduğunu kabul etmediği söylenir. Irkçılık için de aynı durum söz konusu.
Bir örnek: Fransa
Joan Scott’ın, 2007 yılında Princeton University Press tarafından yayımlanan The Politics of the Veiladlı kitabı, Fransa’da Müslüman azınlığa (ve spesifik olarak da başörtülülere) yönelik hâkim tavırları ele alır. Kitabın ikinci bölümü, spesifik olarak, ülkedeki ırkçılık hakkındadır. Scott, bu bölümün hemen başında, yıllar önce bir doktora öğrencisiyken Fransa’nın küçük bir kasabasında başından geçenleri özetler:
Scott, nüfus kayıtlarının tutulduğu bir resmî dairede tez araştırmasını yürütmektedir. Kasabada Kuzey Afrika kökenli insanlar yaygın olarak yaşamakta olduğu için, ilgili kuruma hemen her gün yeni doğan çocuklarını nüfusa kaydettirmek isteyen Araplar da gelir. Fransız memurların bu kimselere karşı tavırları gayet nazik ve resmîdir. Ancak işlemleri tamamlanan azınlık mensubu kişi oradan ayrıldıktan sonra olumsuz yorumlar başlar...
İlk olarak, daireye gelen Arap ile (hem içeri girdiğinde, hem de ayrılmadan önce) iki kez kibarca el sıkışmak durumunda kalan Fransız memur lavaboya yönelir ve Kuzey Afrikalıların ne kadar da pis olduklarından yakınarak ellerini yıkar. Bir başkası, doğum beyanında bulunulan çocuğun ismini alaya alarak, “İsimleri ya Nasır oluyor, ya da Muhammed” gibi sözler sarf eder.
Scott, bu şekilde her gün mesai boyunca Fransız memurların Araplar hakkındaki aşağılayıcı yorumlarını dinlemek zorunda kalır. Ancak bir gün ilginç bir şey yaşanır... Amerika’nın pek çok şehrinde siyah isyanları başgöstermiştir. Konu ile ilgili haberleri dinleyen Fransız memurlar, Scott’a, Amerikalıların nasıl olup da bu kadar ırkçı olabildiklerini sorarlar. Onlara göre, Fransa’da değil ırkçılık, önyargı bile yoktur.
Bu tepki üzerine Scott artık dayanamaz ve onlara her gün Araplar hakkında onca korkunç şey söylediklerini, bu sözlerin Amerikalı beyazların siyahlar hakkında söyledikleri ile tamamen aynı doğrultuda olduğunu ve zannettiklerinin aksine, ırkçılığın Fransa’da da epey yaygın olduğunu ifade ederek itiraz eder. Fransız memurlar Scott’ın bu sözlerine epey şaşırırlar. Zira onlara göre, Araplar hakkındaki söz ve davranışları hakikatin ifadesidir ve dolayısıyla ırkçılıkla ilgisizdir: “Araplar hayvan. Onlar Hıristiyan da değil. Sizin siyahlarınız Hıristiyan. Araplar evlerde değil, gecekondularda yaşıyorlar, medeni değiller, cahiller, pisler. ... Sizin siyahlarınız bir zamanlar köleydi, bu Arapların öyle bir mazereti de yok.”
Scott, Fransız ırkçılığı hakkındaki fikirlerini başka Fransızlarla da paylaşır. Ancak her seferinde hep aynı tepkileri alır.
Bu noktada, kimi Türklerin Kürtler hakkında söylediklerinin de yukarıda alıntılanan ifadelerle aynı doğrultuda olduğunu fark etmemek zor. Bütün bunlar, ırkçılığın bir dili olduğunu ima ediyor. İnsanlar bu dili iyi biliyor, ancak sadece bir başkası kullandığında tanıyabiliyorlar.
Bir başka örnek: Türkiye
Van depreminin hemen ardından adeta refleks hızında verilen ırkçı tepkiler, Türkiye’deki ırkçılığın sadece yaygın olmakla kalmadığını, aynı zamanda ileri derece kaba bir niteliğe de sahip olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Deprem gibi genç-yaşlı, kadın-erkek demeden herkesi etkileyen trajik bir olayın hemen ardından sosyal medyayı Kürtlere nefret kusan girdilerle dolduran insanlar, depreme üzülmediklerini, (hatta “Gebersinler!”, “Beter olsunlar!” gibi ifadelere bakılırsa sevindiklerini) ifade ettiler ve diğer doğu illerinde de depremler yaşanmasını dilediler.
Bu insanlara tek tek soracak olsak, muhtemelen hiçbiri ırkçı olduğunu kabul etmeyecektir. Ancak “Türklere ... inşallah bir şey olmamıştır. Ama diğerlerinin canı cehenneme...” gibi ifadeleri başka türlü izah etmek zor.
(Sosyal medyadaki ırkçı tepkilerden yaptığım ibretlik derlemeye http://j.mp/tepkiler adresinden ulaşılabilir.)
Sonsöz
Etyen Mahçupyan, 23 Ekim 2011 tarihli yazısında, sadece bireylerin değil, bir toplumun da topyekûn delirebileceğini ifade ediyor. Delirmek başlıklı yazı, deliliğin algılara sinmesi ve kurumsallaşması durumunda, toplumun içinde bulunduğu halin farkında olamayacağı bir duruma geleceğini vurguluyor.
Türkiye’deki yaygın ırkçılığı normalize eden de yine kitlesel bir delirmişlik hali. Bu delirmişlik, “soydaş”lardan “asil kan”a, bu kanı sembolize eden “al kanlı bayrak”tan “Türkiye Türklerindir” gazetelerine dek uzanan pek çok ırk eksenli söylem ve sembolde ifade buluyor. Onyıllardır kuşatılmış bulunduğumuz bu tımarhane atmosferi nedeniyle, bu ırkçılığın, değil yaygın olmasının, varlığının dahi pek farkında değiliz. Bunlar normal şeylerdir zannediyoruz.
Yazarlar
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2019
17.06.2018
6.04.2015
23.03.2015
16.03.2015
20.01.2015
15.01.2015
17.11.2014
1.10.2014
12.08.2014