Ümit KIVANÇ
Şu şike işinde en çok sinirime dokunan ayrıntı, Fenerli Semih’in mâlûm işleri yürüten bir zata telefonda söyledikleri oldu. Trabzon’a karşı oynayacak Eskişehirporlu meslektaşları için, “biraz mamalansalar yenerler de, biraz mamalanmaları lâzım” demişti.
Kullandığı tâbir de bu: “mamalanma”.
Aynı uyanık genç adam, takımının küme düşmesi ihtimali üzerine de şöyle konuşmuştu: “Parada pulda gözüm yok. Bugüne kadar aldıklarımla idare ederim, hiçbir yere gitmem... Ben, para almadan aslanlar gibi oynarım. Küme düşürseler de farketmez. Düne kadar Fenerbahçe ekmek kapımızdı. Birkaç sene para almadan oynasak, batmayız ya... Beni Semih yapan takımımı yarı yolda bırakmak yakışmaz.”
Ben bu adamın şu iki tavrına bakınca, niyeyse, “Semih toplumun aynasıdır” diye bir laf geldi aklıma. Mübarek Ramazan’da cemiyetimiz hakkında ileri geri konuşmak doğru değildir muhtemelen. Lâkin doğru nedir, muhterem okurlar?
Şahsın “birkaç sene”den sözetmesi de dikkatimi çekmedi değil. Niye birkaç sene para almayacakmış? Fenerbahçe batacak mı bir alt ligde oynayınca? Ya da birkaç sene Süperlig’e çıkamayacak mı? Kurcalanması pek eğlendirici olabilecek bu ayrıntıyı maalesef kenara koyuyoruz. “Kardeşim sen kimsin de, şunca yoksulun ortasında, ‘birkaç sene para kazanmasam geçinecek kadar param var’ tafrası yapıyorsun?” türünden soruları da atlıyoruz.
Önceki gün itibarıyla “dalga”lar sonunda Florya kıyılarına ulaşmıştı. Soyadı kulüp yöneticiliğiyle en az bağdaşan şahıs ünvanını sonsuza kadar elinde bulunduracağı kesin olan bir Galatasaray yetkilisi, “kendi aramızdaki bir yazışmayı yanlış anlamışlar” dedi. Yani şike konusuyla sarı-kırmızılıların ilgisi yokmuş. Duyan, “yanlış anlaşılan” konunun çatı tamiratıyla falan ilgili olduğunu sanır. Konu, el altından transfer komisyonu götürme. Kulübe futbolcu aldırıp aradan para tırtıklama. Şahsen yıllardır en çok merak ettiğim hususlardandır. Topa iyi kötü vurabilen bir adam birden büyük kulüplerden birinde beliriverir. Üç maç falan tahammül edilir, ortadan kaybolur. Niçin alınmıştır, nasıl alınmıştır, kim aracı olmuştur, kim “alınsın” demiştir... bilmeyiz.
Bütün isyancı görüntüsüne rağmen aslında toplumumuzun büyük çoğunluğu gibi münasip güç ve otorite karşısında hep başı eğik duran “taraftar”ın işte böyle mevzularda kulübün başına belâ kesilmesi lâzım, ama nerede... Ertesi gün onlar da unutur gider.
Bu arada, birileri mamalanmıştır mamalanacağı kadar.
Bazılarımız bu şike işini “futbol muhabbeti” sanıyor ve üzerine düşmüyor. Halbuki burada en az Genelkurmay’ın internet andıcı vs. kadar, “Türkiye’nin düzeni”nin özü var. Diyelim en az bin kişinin bildiği birtakım olaylardan sözediyoruz. Bunların çoğu, futbol sayesinde, başka hiçbir yolla edinemeyecekleri konumlara gelmiş, asla ucunu göremeyecekleri paraları kazanan, havaalanlarından lokantalara, her yerde özel muamele gören, şişine şişine dolaşan, ciğeri beş para etmez insanlar. Ama o âlemde çok para ediyorlar. Neden? Başkalarının daha da çok para ettiği bir çark bunlar sayesinde döndüğü için olmasın?
Futbol âleminin dürüst insanları da var. Ya da bizim öyle bildiğimiz insanlar. Onların da sesinin doğru dürüst çıkmayışı sadece bana mı tuhaf görünüyor? Müzevirlikten, muhbirlikten mi kaçınıyorlar? Kimi koruyorlar? Yoksa kendi şöhretlerini mi?
Böyle bir vaziyetin tek izahı vardır: Demek onlar da “düzen”den yana.
Çünkü düzen çok para kazandırıyor. Öyle böyle değil. Üstelik, tekrar etme ihtiyacı duyuyorum: kimlere kazandırıyor: Başka türlü bugünkü imkânlarının binde birine ulaşamayacak olan, çünkü herhangi bir yeteneği, özelliği olmayan bir sürü kasıntıya. Ben böyle tarif edeyim, siz kimi katarsanız katın.
Şimdi “taraftar”, güya “renklerine” toz kondurmamak için kendini saldırı altında hissetmeye uğraşacak. Uğraşmayla his mi edinilir, demeyin, olur. Hep haklı, hep mağdur, hep kahraman, hep kusursuz olmayı eğitimle öğrenmedik mi hepimiz?
Hak arama geleneğimiz, alışkanlığımız yok. Hak-hukuk kavramlarımız yok. İkiyüzlülükte üstümüze yok.
Askerî zorbalık meselesi bile halloluyor. Bakın, adamlar resti çekti, millet, beklenmedik anda yağmur bastırmış kadar bile etkilenmedi. Artık en fazla sıkıntı verebiliyorlar.
Fakat biz tatmini “fair play”de arayan insanlar haline nasıl geleceğiz? Bu daha zor iş.
Herhalde tam Ramazan öncesi, şu tesadüfe bakın ki!, birden “kuralları uygulama” ihtiyacı duyan Beyoğlu Belediyesi gibi, Mis Sokak’taki masaları kaldırtıp birilerinin hayatından birşeyler çalarak değil.
Şike yapmak istiyorum, muhterem okurlar. Teşvik primi almak istiyorum. Toplumuna yabancı bir aydın olmak istemiyorum. Zaten Türkiye dışında herhangi bir yerde bu sıfata hak kazanabilecek bir donanımım yok, huzursuz oluyorum. Bari huzursuz etmeyeyim diyorum, ikide birde ahlâktan şundan bundan sözedip.
Fakat oyunun sahada oynandığına inanmadan nasıl futbol seyredebilirim ki?
İşte! Tam bunu derken aklıma TBMM düşüveriyor. Hemen ardından, hayatımıza yön ve eziyet veren bütün kısaltmalar bir bir zihnime üşüşüyor. (Niyeyse bir tek CHP ilk anda aklıma gelmemişti, şimdi geldi.)
Semih’ten ve Beyoğlu Belediyesi’nden hızlandırılmış kurs almak istiyorum.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları

























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2025
30.12.2024
24.12.2024
15.12.2024
1.12.2024
15.11.2024
21.10.2024
7.10.2024
22.09.2024
5.07.2024