Ümit KIVANÇ
27 Şubat’ta Suriye’nin İdlib şehrinde, rejim güçlerinin hava saldırısı sonucu bölgede bulunan 34 Türk askeri hayatını kaybetmişti.
Rusya Savunma Bakanlığı, Türkiye’nin kendileri Türk askerlerinin orada olduğuyla ilgili bir bilgi vermediğini iddia etmişti. Saldırı sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP'li yetkililer sessizliğe büründü. Açıklamalar ise Hatay Valisi ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı'ndan geldi.
P24'teki yazısında Ümit Kıvanç, bu duruma dikkat çekiyor. Kıvanç'a göre iktidarın bu tutumu bir 'sorumluluk almama' girişimi.
"İdlib trajedisi ertesindeki “sorumluluk almama” halinin iktidar destekçisi kitlede önce böyle pusulayı, sonra sandığın yolunu şaşırma gibi ârazlara yolaçabileceğine işaret ediyor. Bu da mevcut iktidar koalisyonunun ve hattâ belki rejimin çok fazla ömrünün kalmadığını gösteriyor olabilir." diyen Kıvanç, şöyle devam ediyor:
"Kendi dinamiklerini bizzat tıkayışı, kendi yarattığı sorunlar ve açmazlar gözönüne alınırsa, pekâlâ kalmadığı düşünülebilir. Katıldığı bütün oyunların kurallarını çiğnedi, eline güç geçirdiği oranda rakiplerini uygunsuz yöntemlerle safdışı etti, yargıyı baskı aracı olarak kullanabilmek için seksen milyonluk ülkeyi mevcut derme çatma hukuk kurumundan bile yoksun kıldı, giderek, elinde sadece düpedüz zulüm araçları olarak tanımlanabilecek silahlar kaldı, hükmünü yürütmesini sağlayan.
Bu hüküm, toplumun yarısını öbür yarısına düşman etmekle, düşmanlığın, çatışmanın azalması oranında geçersizleşeceği bilinerek, hışımla, kinle yürütülüyor. Zulüm, katılanı sarhoş edip kendine bağımlı kılsa da, manevî desteksiz sonsuza kadar sürdürülebilecek şey değil. Ve mevcut iktidar, en büyük manevî cephanesi İslâmcılığın en ufak inandırıcılığının ve vaadinin kalmaması için âdetâ canla başla uğraşıyor.
Hiçbir siyasî iktidar, yerini alabilecek alternatif inandırıcı halde ortaya çıkmadan, kendiliğinden yok olup gitmez. Alternatif muamelesi yapılan muhalefet, kök salmış eski iktidar yapısını bütünüyle değiştirip dönüştürebilecek kabiliyette değilse, inisiyatifi, bakış açısı, kuvveti, aklı ve siyasî derinliği köklü değişim için yeterli değilse, boşluk doğacak, muhtemelen eski otoriter tek-adam rejimi kadar da temsil kapasitesi olmayan, kendinden menkûl başka otoriter odaklarca bu boşluk doldurulacaktır.
Böyle deyince ilk akla gelen odakların Türkiye’de zaten mevcut iktidar koalisyonunun unsurları olduğunu gözönüne alırsak, boşluk ihtimalinde böyle bir geçişin görece patırtısız olabileceğini düşünebiliriz. Geçişten sonraysa, değil patırtı, en ufak tıkırtının bile çıkmaması için elinden geleni ardına koymayacak bir rejim oluşacaktır mecburen.
Dolayısıyla, mevcut iktidar koalisyonuna ömür biçerken, alternatifinin olup olmaması etkenini tek ölçüt yapamıyoruz.
Peki, alternatif var mı? Dolandırmadan cevap vereyim: yok. Bugün rejimin makbûl-meşru saydığı muhalefet, hemen bütün aslî sorunlarda iktidar koalisyonunun ardına hizalanıyor. Nasıl bir yol izlerse Türkiye siyasetini ille de sağcı koalisyonlar hegemonyasında yürütülmesi mecburî faaliyet olmaktan çıkarabilir, artık, nihayet görebildiğine dair bazı belirtiler gösteren CHP, bunları dikkate alarak kendine çeki düzen verecek mi?
Bu konuda iyimser olmak zor. Şu iktidara hizalanma geleneğinin en olmayacak durumda bile sorgulanmayışına bakarsak. Kezâ öbür muhalefet partilerinin de yerleşik düzen azamî müşterekleri -o kadar çoklar ki, asgarî diyemiyoruz- çemberinin dışına çıkmaya niyetleri yok görünüyor. (Ali Babacan’ın meçhuller âleminden çıkıp gelmesi beklenen partisi henüz-hâlâ ortada yok; konuşurken onu hesaba katamıyoruz.)
Türkiye’nin Suriye macerasından da önce varolan yapısal sorunlarına dair farklı söz söyleyen, gücü ve desteğinin yaygınlığı bakımından ciddîye alınabilir tek siyasî hareket, makbûl-meşru sayılan bütün öbür siyasî odakların dışladığı, oyuna katmamak için her yolu denediği, devlet baskısının binbir türüyle imha edilmeye çalışılan HDP. Bütün baskıya rağmen varlığını ve hayatiyetini sürdürebilmesine dayanarak, şimdilik aşılamaz görünen dışlanma engelini aşabileceğini varsaysak bile, onun da başka bir yapısal handikap nedeniyle genel bir toplumsal dönüşümün motoru olması imkânsız.
Peki, manevî dokunulmazlık zırhı epeyce aşınmış tek-adam, kendini devletin sahibi sayanların rüyalarını süslerken birden gerçek oluveren “bekâ rejimi”nin garantisi, sigortası olmaktan çıkıyor, öbür yanda, muhalefet kendini döndüremez hale düşmüş çarka küçük bir çomak bile sokamıyor, -tabiî aynı zamanda bu yüzden- ikna edici alternatif oluşamıyorsa, üstüne üstlük, boşluğu değerlendirip “bekâ devletini” garanti altına alacak “üçüncü güç”, diyelim bir askerî-bürokratik ekip de -böyle şeylerin toprağıyla epeyce oynandığı için- örgütlenememişse ne olur?
Basitçe cevap verebiliriz: Savaş yapılır.
İlle de böyle olmaz elbette. Ancak kabul edelim ki, şurada kurduğumuz denklemi izleyecek eşittir işaretinden sonra bu laf geldiğinde hiçbir gariplik doğmuyor. Parçalar tamamlanır gibi oluyor. Denklem, savaş sürdürmeyi pekâlâ “bekâ” meselesinin çözüm yollarından biri olarak devletlilerin ekranlarına düşürüyor.
Unutmayalım, savaş, insanî felaketler ve başka pek çok musibeti çağırmasının veya bizzat getirmesinin yanısıra, çatlak sesleri kısmanın, alternatif arayışlarını imkânsız kılmanın da yolu. Türkiye’deki iktidar yapısını sürdürebilmek için, muktedirler bilim-teknoloji veya kültür-sanat atılımlarına girişecek değil herhalde.
Fakat tabiî esas şunu unutmayalım: “bekâ”dan kasıt, bir iktidar biçimi ve rejimin bekâsı. Çaresizliğin, imkânsızlığın, bir günlüğüne ayakkabılarını çamurlayarak oralara giden kudretli adamlarca dev bayraklarla örtüldüğü yoksul evlerinden oy alınamayacaksa evlatlar alınabilir.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları



































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2025
30.12.2024
24.12.2024
15.12.2024
1.12.2024
15.11.2024
21.10.2024
7.10.2024
22.09.2024
5.07.2024