Ümit Kurt
27 Mayıs’ı izleyen dönemde sonuç olarak normal parlamenter hayata dönülecek mi, dönülmeyecek mi, MBK (Milli Birlik Komitesi) iktidarı sivillere devredecek mi etmeyecek mi, ya da darbeler olacak mı olmayacak mı konularında dört-beş yıl bir gerilim ve artçı depremler gelmeye devam etti.
Lakin önce MBK kendi içinde parlamenter hayata dönülmesini ve iktidarın sivillere devredilmesini isteyenler ve askeri iktidarın devam etmesinden yana olanlar-14’ler olarak adlandırılan bu grup MBK’nin diğer üyeleri tarafından tasfiye edildiler-hiziplere bölündü.
14’ler olarak tasvir edilen bu grubun Alparslan Türkeş, Muzaffer Özdağ ve Dündar Seyhan gibi öne çıkan isimleri önce CKMP (Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi) ve arkasından Türkiye’de milliyetçi-sağcı hareketin iyice kristalize olduğu MHP’nin lider kadrolarına oluşturdular.
Bütün bu süreçler vuku bulurken, orta sınıf CHP’li “sol” ailelerde hakim olan eğilim “aman gitmesinler, aman iktidarı teslim etmesinler, 27 Mayıs’ı sürdürsünler ya da darbe olsun” yönündeydi. 1960-65 arasına ilişkin bu olguları 27 Mayıs’ın 55. yıl dönümü ile ilgili basında ve medyada çıkan yazılanlarla ve konuşulanlarla karşılaştırdığımızda muazzam bir değişimin olduğunu söylemek mümkün.
Zira, böyle arkaplanların içinden çıkan yeni nesil tarihçilerin bu değerlendirmelerden çok çok uzaklaştığına şahadet ediyoruz. Yani bugün genellikle elit-akademik entelektüel kamuoyuna veya akademik tarihçiliğin önemli eleştirel radikal kesimlerine bu eski duyarlılıkların devamı değil, tam tersi bir duyarlılık hakim.
“Ne iyi oldu” değil, “kötü oldu, keşke darbe olmasaydı da, DP’nin sivil-otoriter rejime kayma yolundaki bütün denemelerine rağmen sivil muhalefet gelişseydi mümkün olduğu kadar bir darbeler ve olağanüstü anormal politika yoluyla (abnormal politics) iktidarı devirme geleneği yaratılmasaydı veya tazelenmeseydi ve sosyal-politik muhalefet, acılara katlanarak olgunlaşsaydı, parlamenter sistem içinde sonuç almayı deneseydi” duyarlılığı bugün çok yaygınlaşmış durumda.
Örneğin 27 Mayıs sonrasında DP’lerin ailelerinin, çocuklarının, eşlerinin gördüğü baskıdan, hoyrat davranışlardan hiç söz edilmezdi. Zira onlar karşı devrimciydiler, bunlara müstahaktılar.
Ancak bugün nasıl acı çektikleri, nasıl hakarete uğradıkları, Yassıada davalarının Mendres’i ne pahasına olursa olsun kötülemek adına yapıldığı gibi “yeni bir toplumsal vicdanın satha çıkışının” emareleri olarak uzun uzadıya yazıldı ve çizildi. Dolayısıyla, hem siyasette, hem toplumsal duyarlılıklarda hem de historiyografide bu yeni toplumsal vicdanın izlerinin olduğu aşikar.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.02.2018
15.12.2017
15.11.2017
11.11.2017
19.10.2017
16.10.2017
22.09.2017
18.09.2017
14.09.2017
8.02.2017